Filistinli kadınlarla dayanışma eylemi: Mücadelemiz ortak
- 18:14 6 Eylül 2025
- Güncel
HABER MERKEZİ – Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi öncülüğünde kadınlar, İsrail’e karşı somut yaptırımlar uygulanmasını talep ederek, tüm kadınları Filistin halkıyla dayanışmaya çağırdı.
Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi, Filistinli kadınlar için “Soykırıma ve İşgale Direnen Filistinli Kadınlarla Mücadelemiz Ortak” şiarıyla birçok kentte eylem düzenledi.
İstanbul
Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi, Taksim Tünel’de eylem gerçekleştirdi. Eylem öncesinde kadınlar Tünel’den Şişhane Meydanı’na yürüyüş yaptı. Yürüyüş boyunca kadınlar sık sık sloganlar attı. Eyleme çok sayıda kadın katıldı.
Eylemde sık sık, “Savaşa hayır, barış hemen şimdi”, “Soykırımcı İsrail hesap verecek”, “Kadınların dayanışması sınırları aşıyor”, “Gazze’de çocuklar açlıktan ölüyor”, “Katledilen kadınlar isyanımızdır”, “Nehirden denize özgür Filistin”, “Ablukaya direnen Gazze’ye bin selam”, “Her yer Filistin, her yer direniş”, “Siyonizme geçit yok, İsrail’e boykot”, “Jin Jiyan Azadî”, “Yaşasın kadın dayanışması”, “Bîjî tekoşîna jinan”, “Katil İsrail, Filistin’den defol!”, “Kadınlar savaş istemiyor”, “Soykırımı izleme” sloganları atıldı.
‘Mücadelemiz ortak’ pankartı
Eylemde ayrıca üzerinde “Soykırıma ve işgale direnen Filistinli kadınlarla mücadelemiz ortak” yazılı dev pankart açıldı. Kadınlar, “Filistin’e özgürlük, İsrail’e boykot”, “Yaşasın Filistinli kadınların direnci”, “Gazze’de kadınlar devrimle özgürleşir” yazılı dövizler taşıdı.
Ortak açıklamayı Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi adına Hazan İlik okudu.
Amed
Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi ile Dicle Amed Kadın Platformu (DAKP), Filistinli kadınlar için “Soykırıma ve İşgale Direnen Filistinli Kadınlarla Mücadelemiz Ortak” şiarıyla Amed'in Sûr ilçesinde bulunan Ulu Cami önünde eylem gerçekleştirdi. "İsrail'e tam ambargo uygulansın" demek için sokaktayız" pankartının açıldığı eylemde sık sık "Biji tekoşina jinan", "İsrail Gazze'den elini çek", "Jin şer naxwazin, aşitîyê dixwazin", "Filistinli kadınlar yalnız değildir" sloganları atıldı.
Eylemde metni DAKP dönem sözcüsü Çağlar Sanay okudu.
‘Savaşın asıl suçluları ABD, AB ve uluslararası güçler'
Açıklamadan sonra konuşan Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eşbaşkanı Kadriye Doğan, uluslararası güçlerin savaş açtığını ve bu savaştan en çok etkilenen kesimin kadınlar olduğunu belirtti. Kadriye Doğan, şunları söyledi: "Hem ülkemize hem de dünyaya kadınlar olarak seslenmek istiyoruz: 'Bir kadını öldürmek evreni öldürmekle eşdeğerdir.' Kadınlar, savaş bahanesiyle öldürülüyor. Savaş, farklılıkları bahane ederek halkın malına, toprağına çökme eylemidir. Filistin ve Suriye'de de bu eylem gerçekleştiriliyor. Ve bu savaşta en çok kadınlar etkileniyor.
Biz aynı gökyüzü altındayız. Bizler yakarırken ABD'ye, AB'ye, NATO'ya veyahut uluslararası güçlere seslenmeyelim. Onların yaptığı ortada; savaşın asıl suçluları da onlar.
Bizim görevimiz, ortak yaşamı inşa etmek olmalı. Düşmandan medet ummak yerine, kadınlarla örgütlenerek mücadele etmeliyiz.
Bir olalım, zalime boyun eğmeyelim. Barış ve demokrasi olsun. Bunun olanakları oluşmuştur. Bunu heba etmeyelim."
Açıklama, slogan ve alkışlarla sona erdi.
Riha
Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi ile Riha İl Kadın Platformu, Haliliye ilçesinde bulunan Novada Park önünde basın açıklaması düzenledi. “Soykırıma ve işgale direnen Filistinli kadınlarla mücadelemiz ortak, İsrail’e tam ambargo!” yazılı pankart açılırken, kadınlar “Soykırıma karşı direnen Filistinli kadınlara selam olsun” yazılı dövizler taşıdı.
Açıklamayı Eğitim Sen Riha Şube yöneticisi Firdevs Acar okudu.
Eylem, “Jin, jiyan, azadî” ve “Yaşasın kadın dayanışması” sloganlarıyla sona erdi.
Dîlok
Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi ve Dîlok Demokratik Kadın Platformu da Şahinbey ilçesindeki Balıklı Meydanı’nda basın açıklaması düzenledi. TJA aktivistleri ve platform bileşeni kadınların katıldığı açıklama, “Ablukaya direnen Gazze’ye bin selam” ve “Jin, jiyan, azadî” sloganlarıyla sona erdi.
Hatay
Antakya Kadınlar Birlikte Güçlü grubu, Necmi Asfuroğlu Anadolu Lisesi önünde yaptığı açıklamayla Filistinli kadınlarla dayanışma mesajı verdi. Ortak açıklamayı Seher Cevheroğlu okudu.
Êlih
Êlih’te Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi öncülüğünde Gülistan Caddesi’nde açıklama yapıldı. “Soykırıma ve işgale direnen Filistinli kadınlarla mücadelemiz ortak. İsrail'e tam ambargo!” pankartı taşındı. Açıklamayı TJA aktivisti Zeynep Çelik okudu.
Adana
Adana Kadın Platformu, İnönü Parkı’nda düzenlediği basın açıklamasında Filistinli kadınlarla dayanışma mesajı verdi. “Soykırıma ve işgale direnen Filistinli kadınlarla mücadelemiz ortak” yazılı pankartın açıldığı eylemde açıklamayı Zehra Aydın okudu.
Açıklama, “Jin, jiyan, azadî” ve “Kadınlar savaş istemiyor” sloganlarıyla son buldu.
Mersin ve Antalya
Mersin ve Antalya’da da kadınlar eş zamanlı olarak yaptıkları basın açıklamalarıyla Filistinli kadınlarla dayanışma çağrısı yaptı.
“Soykırıma ve İşgale Direnen Filistinli Kadınlarla Mücadelemiz Ortak” başlıklı açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“Bugün, ‘Barışa İhtiyacım Var’ diyerek bir araya gelen, Kürt sorununda demokratik ve barışçıl bir çözümü savunan, Türkiye’de savaş politikaları, bölgesel savaş ve emperyalizm arasında bağlar kuran kadınlar olarak Filistin için buradayız, İsrail’e Tam Ambargo Uygulansın talebiyle 17 şehirde sokaklardayız. Filistin halkı yüz yılı aşkın süredir siyonist işgale, etnik temizliğe, yerleşimci sömürgeciliğe ve ırk ayrımcı rejime karşı onurlu direnişini sürdürüyor. İşgalci İsrail, ABD başta olmak üzere emperyalist suç ortaklarının desteğiyle son iki yıldır tüm dünyanın gözü önünde soykırım suçu işliyor. 7 Ekim 2023’ten beri devam eden soykırım saldırıları sonucunda on binlerce Filistinli katledildi, binlercesi yaralandı, nüfusun tamamına yakını yerinden edildi, hastaneler, okullar, yaşam alanları bombalandı. Gazze halkı insani yardım ve tıbbi malzeme geçişinin dahi engellendiği abluka koşullarında açlığa mahkum ediliyor. Kıtlık ilan edilen Gazze’de yüzlerce insan açlıktan ölürken, bir torba un almak için ölüm tuzağına dönüşen dağıtım noktalarına gidenler kurşuna diziliyor. Tüm bunlara tanık olmanın ağırlığıyla buradayız ve biliyoruz ki bugün durum daha da acil, çünkü Ağustos ayında Gazze Şeridi’nde kara harekatı başlatarak işgali genişleten ve Batı Şeria’yı ilhak kararı alan soykırımcı İsrail, Filistin’den geriye kalan ne varsa imha etmeyi hedefliyor.
Soykırımın cinsiyetlendirilmiş boyutu
Soykırım elbette bütün bir halkı hedef alıyor, ama soykırımın da işgalin de cinsiyetlendirilmiş bir boyutu olduğunu biliyoruz. İsrail'in Gazze'yi hedef alan soykırım saldırılarında katledilenlerin yüzde 70'ini kadınlar ve çocuklar oluşturuyor. Binlerce kadın ve kız çocuğu kalıcı olarak engelli hale geldi. Tacize, tecavüze, erkek şiddetine, çıplak aramaya maruz kalan Filistinli kadınların başvurabilecekleri bir mekanizma ya da sığınabilecekleri güvenli bir alan yok. Gıdaya, ilaca, hijyenik pede ve hiçbir temel ihtiyaca erişim mümkün olmadığı için birçok kadın sağlık sorunları yaşıyor. Hamile ve emziren kadınlar yetersiz beslenme nedeniyle kansızlık, gebelik zehirlenmesi, kanama ve hatta ölüm riskiyle yaşıyor. Doğumda durumu ağırlaşan kadınlar gerekli medikal destek sağlanmadığı için hayatını kaybediyor.
Kadın mücadelesi sınırları aşıyor
Bombardıman altında defalarca göç etmek zorunda kalan kadınlar bir yandan enkaz yığınına dönen yerlerde açlıktan ölmemek için yaşam mücadelesi verirken diğer yandan çocukların, yaşlıların, yaralıların bakımını üstleniyor. Kadınlar soykırım koşullarında direnirken siyonist İsrail’in Filistin’i, Suriye’yi, Lübnan’ı, Yemen’i ve İran’ı hedef alan saldırılarını ‘kadınları özgürleştirme’ kılıfıyla servis ettiğini görüyoruz. Tüm bölgeyi savaşa sürükleyen suçlarını temize çekmek için kadın mücadelesini araçsallaştırmaya çalıştıklarına şahit oluyoruz. Bu siyonist propagandayı tüm dünyada sınırları aşan kadın dayanışmamızla yerle bir ediyoruz. Erkek egemen sisteme, yerleşimci sömürgeciliğe, soykırıma ve işgale karşı direnen kadınlarla mücadelemiz ortak diyoruz!
Bugün aynı zamanda Türkiye’de Ermeni, Rum ve Yahudilere yönelik en büyük saldırılardan biri olarak tarihe geçen 6-7 Eylül’de yaşanan pogromun 70. yıldönümü. Unutmuyoruz! 6-7 Eylül silinmeye çalışılsa, resmi tarih anlatısının parçası olmasa da, kendinden olmayanı nefret politikasıyla yok etmenin, evine, yaşamına çökmenin, devlet gücüyle ezmenin, bunu da yine kadınların bedenlerini ihlal ederek yapmanın hafızası oldukça canlı ve coğrafyaları aşıyor. 6-7 Eylül’ü yaşatanların mirası bugün bu topraklarda ırkçı ayrımcı politikaları sürdüren siyasal iktidarda ve toplumsal yansımalarında kendisini göstermeye devam ediyor.
İsrail’in küresel destekçilerinden aldığı güçle Filistinlileri oradan oraya sürmesinde, sürdüğü yollarda katletmesinde, insan saymamasında da öyle. Pogromlara ve ırkçı saldırılara maruz kalan Rum, Ermeni, Yahudi kadınların, Mahsa Amini isyanıyla sokaklara dökülen İranlı kadınların, Rojava’da kazanımlarını savunan Kürt kadınların, IŞİD ve selefi çetelerin soykırımına direnen Ezîdî kadınların, HTŞ’nin ve güdümündeki cihatçı çetelerin soykırım saldırılarına direnen Alevi kadınların ve iki yıldır siyonist işgale ve soykırıma direnen Filistinli kadınların direnişi aynı mücadele hattında ortaklaşıyor.
İktidara eleştiri
AKP-MHP iktidarı ikinci yılına yaklaşan soykırım süreci boyunca hamasetten öteye geçmeyen göstermelik kararlar alıp, kınamakla yetinip, timsah gözyaşlarıyla izlemeyi seçti. Askeri, ticari, diplomatik, akademik ve kültürel ilişkiler kesilmedi. Somut yaptırım uygulanmadı. Sözde ticareti durdurma kararları alınsa da siyonistlerle ticaret son sürat sürdürüldü, petrol sevkiyatı kesilmedi, limanlar İsrail’e askeri mühimmat taşıyan gemilere kapatılmadı, Filistin’le dayanışma eylemlerine katılanlar tutuklanırken soykırımı besleyen İsrailli silah tüccarları İstanbul’da kırmızı halılarla karşılandı. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 29 Ağustos’taki Filistin gündemli olağanüstü genel kurulunun ardından yine bir kınama tezkeresi yayınlandı ve soykırımı durduracak hiçbir somut yaptırım kararı alınmadı. Soykırım saldırıları sürerken kınamakla yetinen, işgal devletiyle ilişkilerini kesmeyen devletler ve işgal devletinin saldırılarını finanse eden sermaye, soykırımda suç ortağıdır!
Dayanışma vurgusu
Biz kadınlar, emperyalistlerin ve siyonistlerin siyasi, askeri ve ticari çıkarları için körüklediği bölgesel savaşın, derinleşen sömürünün ve soykırımın karşısında hayatları için direnen Gazzeli kadınlarla dayanışmaya devam edeceğiz. Çünkü bizim için barış, bu coğrafyada eşit ve özgür bir yaşam kurabilmek demek. Tüm kadınları Filistin halkına yönelik soykırıma karşı mücadeleyi birlikte yükseltmeye çağırıyoruz.
Bugünlerde 50’yi aşkın gemiyle yola çıkan Sumud Filosu İsrail’in Gazze’ye uyguladığı ablukayı kırmaya çalışırken biz de sokaktayız. Siyonist işgal devletinin iki yıldır Filistin halkını hedef alan soykırım saldırılarına karşı kadınlar olarak göstermelik kınama tezkereleri ve işlevsiz hamaset değil somut yaptırım uygulanmasını talep ediyoruz. Savaşın, soykırımın ekonomisine, rantına dokunmadan hiçbir şeyin değişmeyeceğini biliyoruz. Kadın Hareketi olarak ilk günden beri ısrarla söylediğimiz gibi bugün de Gazze’deki kadınların ölüm, açlık, taciz, tecavüz ve göçe zorlanma ile bedenlerinin savaş alanına çevrildiğini haykırıyoruz. Bu savaşı yürüten İsrail’in durdurulması için Filistin halkının ve Filistinli kadınların soykırım karşısında kınamaya değil acil ve gerçek bir dayanışmaya ihtiyacı var.”