
‘Diyanet, erkek egemen zihniyetin sözcülüğünü yapıyor!’
- 09:04 25 Ağustos 2025
- Güncel
Neslihan Kardaş
WAN- Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından camilerde okutulan hutbelerin kadın kazanımlarını hedef aldığını belirten DEM Parti Wan Milletvekili Gülderen Varlı, “Kadın cinayetlerinde Diyanet’in de payı büyüktür” dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 1 Ağustos’ta ülkenin 81 kentindeki camilerde okutulan “Haya ve Edep” başlıklı Cuma Hutbesi’nde kadınların giyim tarzı, kamusal alandaki varlığı ve özgürlükleri doğrudan hedef alınırken, 15 Ağustos’ta okutulan “Kul hakkı ateşten gömlektir” başlıklı hutbede bu kez miras hakkı üzerinden Türkiye’nin temel yasal dayanaklarından olan Medeni Kanun hedef gösterildi. İki hafta arayla okutulan hutbeler, kadınların yüzyıllar süren mücadelelerle kazandığı haklara yönelik ideolojik bir saldırı olarak değerlendirilirken, kadın örgütlerinden hukukçulara, siyasetçilerden demokratik kitle örgütlerine kadar farklı toplumsal kesimlerden sert tepkiler yükseliyor.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın tepki çeken hutbelerine yönelik Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Wan Milletvekili Gülderen Varlı, değerlendirmelerde bulundu.
‘Kul hakkından bahseden diyanet, kadın katliamlarında sessiz’
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kadınlara yönelik Cuma hutbelerinin, kadın kazanımlarına karşı açılmış bir savaş niteliği taşıdığını belirten Gülderen Varlı, “Aslında bugüne kadar Diyanet İşleri Başkanlığı’nın toplumdaki ahlaki ve vicdani sorunlara nasıl yaklaştığını da bu çerçevede değerlendirmek gerekir. Bugüne kadar öldürülen kadınlarla ilgili tek bir cümle kurmayan Diyanet, bilinen kadın cinayetleri karşısında da sessiz kalmıştır. En çok ‘kul hakkı’ndan bahseden Diyanet’in, Gülistan Doku örneğinde olduğu gibi, toplumun vicdanını derinden yaralayan olaylar karşısında tek bir söz etmediğini görüyoruz. Gülistan, erkek ve devlet şiddeti nedeniyle kaybedildi, işkence gördü. Ancak bugüne kadar ne cenazesine ne de bir bulguya ulaşılabildi” dedi.
‘Kadın kazanımlarına karşı açık bir saldırı’
Toplumun daha derin kesimlerinde yaşanan sorunlara karşı Diyanet’in sessiz kaldığına dikkat çeken Gülderen Varlı, “Türkiye’de Sıla bebekle ilgili yaşanan acı olayda da kamuoyuna tek bir açıklama yapmadı. Vicdanları ve ahlakı yaralayan bu gelişmeler karşısında sessiz kalan Diyanet, iktidarı destekleyen açıklamalar yapmayı tercih ediyor. ‘Kul hakkı’ diyorsak, Gülistan’ın da hakkı vardı. Sonuçta bir kadın katledildi. Her gün en az üç kadın öldürülürken, Diyanet tek bir söz etmedi. Buna karşın, son dönemde hutbelerinde kadın kazanımlarına karşı açık bir saldırı yürütüyor” diye belirtti.
‘Diyanet, mesele kadın olunca hutbelerinden saldırı üretiyor’
Kadınların kazanımlarını büyük mücadelelerle, bedeller ödeyerek elde ettiğini ifade eden Gülderen Varlı şunları söyledi: “Kimse bize bu hakları vermedi; biz mücadele ederek kazandık. Bu nedenle, Diyanet’in kadın bedenini ve kazanımlarını hedef alan söylemlerini kabul etmiyoruz. Eğer gerçekten kul hakkından söz edilecekse, Cizre’de cenazelere yapılan saldırılar da kul hakkıdır. Bir insan yaşamını yitirdikten sonra cenazeye saygısızlık yapılması, aileye ve özellikle annelere saygısızlıktır. Bu konuda söz kurması gereken Diyanet sessiz kalırken, kadınlara yönelik hutbelerde saldırı dilini sürdürüyor. Asıl mesele şudur: Allah’ın verdiği canı Allah’tan başka kimse alamaz. İnsan canına yönelik saldırılarda susan Diyanet, doğaya ve topluma yönelik saldırılar karşısında da suskunluğunu koruyor. Zeytinliklerin yok edilmesi, kayyum politikaları, irade gaspı da kul hakkıdır. Ancak bu konularda söz etmeyen Diyanet, mesele kadın olunca hutbelerinden saldırı üretiyor.”
‘Erkek egemen zihniyeti koruyan bir anlayış’
“Erkek öldürüyor, devlet koruyor” diyen Gülderen Varlı, Diyanet’in de bu zihniyeti destekleyen bir yerde durduğunu ifade etti. Gülderen Varlı, “Bugüne kadar kadın cinayetleri konusunda tek bir cümle kurmayan Diyanet, kadınların haklarına karşı ‘kul hakkı’ söylemiyle saldırıyor. Biz kadınlar, asla kazanımlarımızdan vazgeçmeyeceğiz. Eğer Diyanet İşleri Başkanlığı erkeklerin kurumuysa, bunu açıkça ifade etsin. Zira hutbelerde okunan sözler, erkek egemen zihniyeti koruyan bir anlayıştan besleniyor” şeklinde konuştu.
‘Kazanımlarımızın hedef alınmasına izin vermeyeceğiz’
Bütün kadınlar olarak bu saldırıları kabul etmediklerini belirten Gülderen Varlı, “Biz bu yaşamın ta kendisiyiz. Kazanımlarımızı hiçbir kurumun hedef almasına izin vermeyeceğiz ve mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz. İstanbul Sözleşmesi örneğinde olduğu gibi, kadınları koruyan yasaların kaldırılması karşısında da sessiz kalan Diyanet, erkeği ve devleti koruyan söylemler üretmeyi sürdürüyor. Bu durum, erkeklerin kadınlara yönelik şiddetine meşruiyet sağlıyor. Eğer bugün bir erkek, bir kadının kıyafetine veya yaşamına müdahale edebiliyorsa, bunun arkasında Diyanet’in söylemleri vardır. Bu nedenle, kadın cinayetlerinde Diyanet’in de payı büyüktür. Biz kadınlar olarak bu anlayışı reddediyoruz. Hiçbir erkek, bizim bedenimiz, kıyafetimiz ve yaşam tarzımız hakkında söz söyleme hakkına sahip değildir. Bütün kadın kurumlarıyla birlikte omuz omuza mücadelemizi büyütecek, haklarımızı sonuna kadar savunmaya devam edeceğiz” sözlerini kullandı.