WAN - Emek ve Demokrasi Platformu Wan Sanat Sokağında Miks Belediyesine atanan kayyımlara ilişkin basın açıklaması gerçekleştirdi.

 

Wan’da Emek ve Demokrasi Platformu Miks (Bahçesaray) Belediyesi’ne atanan kayyıma ilişkin Wan Sanat Sokağında basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya platform üyelerini yanı sıra Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Wan milletvekilleri Gülcan Kaçmaz Sayyiğit ve Sinan Çiftyürek ile çok sayıda kişi katıldı. Açıklamada, “Kayyım iradesi değil, halk iradesi! Kayyıma ve faşizme geçit yok” pankartı açılırken, “Kayyımlar gidecek halk gelecek” sloganı atıldı.

 

Açıklama metnini Emek ve Demokrasi Platformu Dönem Eş sözcüsü Engin Işık okudu.

 

‘Kayyımlar, Kürt halkının iradesine ciddi bir tehdit oluşturmaktadır’

 

İçişleri Bakanlığı tarafından Miks Belediyesine kayyum atanmasını kabul etmediklerini belirten Engin Işık, “Bu karar, yerel demokrasiye ve Kürt halkının iradesine ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Seçimle göreve gelen belediye başkanlarının görevden alınması, halkın demokratik temsil hakkını ihlal etmektedir. Belediye eşbaşkanları Yüksek Seçim Kurulu’na adaylık sürecinde tüm şartları taşıyacak şekilde başvuru yapmış ve başvuruları YSK tarafından kabul edilerek aday olmuşlardır.  Belediye eşbaşkanları, adaylıkları sonucunda seçime girmiş ve seçim sonucunda halkın iradesiyle seçilmişlerdir. Önemle belirtmek isteriz ki; seçilmiş belediye başkanlarına yönelik hukuka aykırı şekilde açılan ceza dosyaların tamamen kayyım politikasına bir gerekçe oluşturmaya yönelik bir uygulama olduğu da kuşkusuzdur. Buradan tekrar söylüyoruz; 2016 yılında 674 sayılı KHK ile Belediye Kanununa eklenen düzenleme değiştirilmeli ve herhangi bir sebeple başkanlığı düşen başkanın yerine belediye meclisi yeni bir başkan seçmelidir” dedi.

 

‘Kayyum ataması, seçmen iradesini bertaraf eden antidemokratik bir uygulamadır’

 

Hukuk devletinin temel ilkelerinden biri olan demokratik meşruiyet ilkesinin halkın iradesinin yerel yönetimleri yönetmesi demek olduğunu vurgulayan Engin Işık, “Kayyum ataması, seçmen iradesini bertaraf eden antidemokratik bir uygulamadır. Yerel idarelerin güçlendirilmesi, özerkliklerinin savunulması, yerinden yönetim ve demokrasi ilkelerine dayanan bir Avrupa'nın kurulmasının temel koşuludur. Görüşünden hareketle hazırlanan tasarı Türkiye tarafından 1988 yılında imzalanmıştır.  Bu tasarı, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’dır. Bu tasarıda; yerel yönetimlerin karar alma süreçlerinde bağımsız olması gerektiği ilkesi önemle vurgulanmıştır. Ancak kayyım uygulaması açık ve net bir şekilde bu ilkeyi ihlal etmiştir” ifadelerini kullandı.

 

‘Kayyum uygulamalarına karşı hukuki mücadelemizi yürüteceğiz’

 

Engin Işık, son olarak şunlar söyledi: “Tüm sivil toplum kuruluşları olmak üzere kayyum uygulamalarına karşı hukuki mücadelemizi yürüteceğimizi, İçişleri bakanlığının antidemokratik uygulamalarına derhal son vermesi gerektiğini buradan söylüyoruz.”

 

‘Her devlet, her rejim aynayı kendine çevirmeli ve kedine bakmalı’

 

Ardından konuşan DEM Parti Milletvekili Sinan Çiftyürek ise 8 yıldır devam eden kayyım politikalarını kınadığını belirterek, “Bugün Kürdistan’ın da içerisinde bulunduğu Ortadoğu’da yine savaş var ve yine kan dökülüyor. İşgalci ve emperyalist devletler kirli çıkarları için Ortadoğu'yu ve Kürdistan'ı kan gölüne çevirdi.  Biz bu siyaseti şiddetle kınıyoruz. Eğer Efrîn işgal edildiğinde Esad ses çıkarsaydı bugün Halep’e sıra gelmezdi. Bu sebepten her devlet, her rejim aynayı kendine çevirmeli ve kendine bakmalı. Türkiye uzun bir süredir Esad ile bir araya gelmek ve bir olmak istiyordu. Bu birliktelikle amaç özerk Rojava’yı ortadan kaldırmak istiyorlardı” diye belirtti. 

 

Açıklama sloganlarla sona erdi.