'Sorunların temelinde tecrit var' 2024-11-30 09:03:38   Pelşin Çetinkaya   ÊLIH - DEM Parti Elîh İl Örgütü Eşbaşkanı Songül Korkmaz, sorunların temelinin tecride dayandığını belirterek, toplumun rahat bir nefes alması için tecritin kaldırılması ve Kürt sorunun demokratik ve barışçıl bir yöntemler ile çözülmesi gerektiğini kaydetti.    İktidarın Kürt halkına karşı uyguladığı savaş konsepti, sadece Kürdistan ve Türkiye’de değil tüm Orta Doğu’ya uygulanıyor. Rojava’ya dönük saldırılarına ara vermeden sürdüren iktidar bir yandan da Kürdistan’da halkın iradesine kayyım atıyor. Tüm bu saldırılara karşı Kürt halkı kendi iradesine, kimliğine, diline, kültürüne karşı yapılan asimilasyon, gaspçı ve tecrit politikalarına karşı mücadelesini tüm baskı ve engellemelere rağmen her alanda sürdürüyor.   Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Êlih (Batman) İl Eşbaşkanı Songül Korkmaz, Kürtlerin barış ısrarına karşı iktidarın uyguladığı çözümsüzlük politikalarına dair değerlendirmelerde bulundu.     ‘Kayyımların ilk hedefi kadınlar oldu’   Songül Korkmaz, Kürdistan’da uzun süredir devletin özel savaş politikalarının devrede olduğunu belirtti. Kürdistan’da 2016’dan bu yana kayyım atamaların yaşandığını anımsatan Songül Korkmaz, “2016'da kayımlar atanırken ilk etapta hedeflerinde kadın kazanımları vardı. Bu da, özel savaştan bağımsız değildir. Çünkü artık görüyoruz ki kadınların siyasette, alanda, öncülük etmede olmalarını ya da belediyelerin kadın bakış açısıyla yönetilmesine tahammül edemediler. Bunun akabinde 2019'da kayyumlara atanınca onların da yine ilk saldırdıkları alan kadın politikalarının müdürlükleri, kadın daire başkanlıkları oldu. Hatta daha da ileriye gittiler, kadın politikalar müdürlüklerine erkek müdürler atayarak aslında kendi bakış açılarını, net bir şekilde ifade ettiler. Onunla bile durmadılar ve eşbaşkanlık, eşit temsiliyet ile halkın kendi kendini yönetebilme modeline dönük bir saldırı gerçekleşti. Toplum halkın kendini yönetebilme umudunu yaşayarak gördü. Zaten demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü bir yönetim anlayışı ile aslında bizler yerel yönetimleri yönetiyoruz” dedi.   ‘Kadın politikalar müdürlüklerine erkek atadılar’   Yönetim şekliyle demokrasiyi savunduklarını dile getiren Songül Korkmaz, tüm mekanizmalarına halkı da eklediklerini kaydetti. Songül Korkmaz, “Şeffaf, demokratik, kadın özgürlükçü, ekolojik belediyeciliği esas aldık ve halkımıza her zaman şeffaf bir şekilde hesap verebildik. Ayrıca hesap verebilmek bile büyük bir emektir. Şimdi 2024'te de tekrar kayyumlar atanınca görüyoruz ki, Kürtçeye, kadın kurumlarına olan tahammülsüzlükleri tekrardan devrede. Kadın politikalar müdürlüklerine bir erkek müdürü görevlendirebiliyorlar. Elbette biz bunu ilk başta da kabul etmedik, bugün de kabul etmiyoruz,  yarın da kabul etmeyeceğiz. Bu politikalara karşı, bu yaklaşımlara karşı sonuna kadar mücadele edeceğiz. Bütün kazanımlarımıza, değerlerimize ayrım yapmaksızın sonuna kadar sahip çıkacağız” sözlerine yer verdi.   ‘Sorunların temeli tecrit’   Sorunların temelinde tecrit olduğunu belirten Songül Korkmaz, “Yıllardır devam eden mutlak bir tecrit var ve yakın zamanda milletvekilimiz Sayın Ömer Öcalan adaya gitti, İmralı'da Sayın Abdullah Öcalan ile bir görüşme gerçekleştirdi ve orada kendisi de, ‘Bu süreci teorik ve pratik olarak hukuksal ve anayasal çerçevede çözebilirim’ şeklinde ifade etti. Bizim de talebimiz ve beklentimiz bir an önce mutlak tecridin kaldırılması ve Sayın Öcalan'ın sesinin bütün halka duyurulmasıdır. Eğer bugün hala 21’inci yüzyılda kadınlar katlediliyorsa, hala çocuk istismarları oluyorsa, devletin savaş politikaları bu kadar gündemdeyken ve çözümden, barıştan, Kürt sorunun demokratik ve barışçıl  yöntemlerle çözülmesi gereken bir süreçte iken hala tecritte ısrar ediyorlar” dedi.   ‘Tecridin derhal kaldırılması gerekiyor’   Songül Korkmaz son olarak şunları belirtti: “Biliyoruz ki 2011, 2013 ve 2015 tarihlerinde, Sayın Öcalan’la diyaloglar varken toplumun tamamı rahat bir nefes almıştı. Çünkü Sayın Öcalan'ın sözü direkt halka ulaşıyordu ve herkeste bir rahatlama bir umut vardı, ama tecridin başladığı günden bu yana görüyoruz ki; bu çözümsüz politikalar her yerde devrede. Kürt sorunun demokratik ve barışçıl yöntemlerle bir an önce çözülmesi için ilk etapta mutlak tecritin kaldırılması gerekiyor. Toplumun tümünün artık rahat bir nefes almasına ihtiyaç var.”