Öz savunma, örgütlülük ve mücadele ile 25 Kasım’a (17) 2024-11-17 09:01:28   ‘Jin jiyan azadî’ ile şiddete karşı duruyorlar   Mîdye Miqted   HELEB – 25 Kasım’a doğru giderken Kuzey ve Doğu Suriye’de kadınların şiddete karşı mücadelesini ve örgütlenmelerini anlatan kurum temsilcileri, Rojava Devrimi ile kadınların mücadelelerini geliştirdiklerini ve örgütlendiklerini söyledi. Temsilciler, “Jin jiyan azadî” felsefesinin aynı zamanda şiddete karşı bir mücadele sloganı olduğunu, bununla mücadeleyi büyüteceklerini vurguladı.    Kuzey ve Doğu Suriye’de kadınlar, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü kapsamında bir kez daha şiddete karşı kararlı duruşlarını ortaya koyuyor. Rojava Devrimi ile şekillenen kadın mücadelesi, sadece bireysel hak savunuculuğunun ötesine geçerek, şiddete karşı kolektif bir direniş ve toplumsal eşitlik modeli oluşturdu. Kadınların bu mücadelede kazandığı öz savunma mekanizmaları, eğitim alanında yapılan yenilikler ve toplumsal yönetimdeki öncü rolleri, bölgenin direniş ruhunu güçlendirdi. Buna rağmen, özellikle Heleb ve Efrîn’de savaşın yarattığı yıkım ve saldırılar, kadınları hedef almaya devam ediyor.   Bu dosyamızda, Heleb’teki Sara Örgütü üyesi Heyfa Hisen ve İç Güvenlik (Asayiş) yöneticilerinden Cumene Cafer ile 25 Kasım dolayısıyla yaptığımız röportajda, Helebli kadınların şiddetle mücadeledeki örgütlü direnişini, karşılaştıkları zorlukları ve kadın mücadelesinin önemini ele alıyoruz.   Uzun yıllardır şiddete karşı mücadele ediyorlar   Cumene Cafer 25 Kasıma ilişkin, “Mirabal Kardeşlere yönelik büyük bir şiddet vardı. O tarihten günümüze kadar da kadınlar devam eden şiddete karşı mücadelelerini sürdürüyor. Kurum ve kuruluşlarda yer alan bütün kadınlar baskı ve şiddete karşı direniyor, yine şiddete maruz kalan kadınları korumaya çalışıyor” dedi.    ‘Kadınları şiddetten koruyoruz’   Kadına yönelik şiddeti durdurmaya çalıştıklarını belirten Cumene Cafer şunları söyledi: “Toplumda şiddete uğrayan bir kadın gördüğümüzde İç Güvenlik olarak, kadınların güvenliğini sağlamak için yanımıza alıyoruz. Şikayetlerini alıyoruz ve savcılığa yönlendiriyoruz. Daha sonra da Sara Örgütü ve Kadın Evi ile iletişime geçiyoruz. Bu şekilde birlikte var olan şiddete karşı durmaya çalışıyoruz ve kadını erkek şiddetinden koruyoruz.”   ‘Kadınların hedef alınması devrimin hedef alınmasıdır’   Kadınların hedef alınmasının devrimin hedef alınması anlamına geldiğini belirten Cumena Cafer, “Rojava Devrimi’nde kadınlar devrimin öncüsü olduysa da hala daha erkeğin kadına yönelik şiddeti var. Sadece evde ve toplum içerisinde de değil, yönetici olan ya da komutan olan kadınlara yönelik devlet şiddeti var ve hedef alınıyorlar. Bu da toplum ve devrimimize yönelik en büyük şiddettir” ifadelerini kullandı.    ‘Zorla göç ettirme en büyük şiddet’   Efrîn’e yönelik saldırı ile topluma ve doğaya yönelik her türlü şiddete işaret eden Cumena Cafer, “Efrîn halkı olarak işgalci Türk devletinin saldırılarından dolayı bizler göç ettik. Bu bize yönelik en büyük şiddetti. Çünkü bu saldırılarda kadınlar ve çocuklar katledildi. Sadece insanlar değil doğamıza da şiddet uygulandı, saldırı oldu. Zeytin ağaçlarının kesilmesi ve yakılması ile doğaya karşı şiddet en üst boyuta ulaştı. Yine zorla göç ettirme ise en büyük şiddetti” dedi.    ‘Önderliğin felsefesi ile kadınlar şiddetten kurtulacak’   Kadınları dayatılan şiddetten koruyacak olanın iradesinin gelişimi olduğunu vurgulayan Cumene Cafer, “Kadınlar olarak isteğimiz, irademizi güçlendirelim, şiddete karşı boyun eğmeyelim. Kadınlar eğitim ile kendilerine yönelik şiddeti ortadan kaldırabilir. Yine kadınlar Önderliğin  ‘Jin jiyan azadî’ felsefesi ile kendileri örgütlemeli. Ancak Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın felsefesi ile kadınlar kendilerine sahip çıkabilir, koruyabilir. Bu felsefe sayesinde bugün bizler kendimizi her alanda ispat edebiliyoruz ve gelişebiliyoruz. Önderliğin bu felsefesi ile kadınlar şiddetten kendini kurtarabilir” şeklinde konuştu. Cumene Cafer son olarak şiddete karşı mücadelelerini sürdüreceklerini belirtti.    ‘Kadına yönelik her türlü şiddet uygulanıyor’   Sara Örgütü üyesi Heyfa Hisen ise 25 Kasım’a dair, “Tarihe bakmamız lazım. Kadına yönelik sürekli şiddet olmuş. Bizler 25 Kasım’da kadına yönelik şiddeti kınamalıyız.  Sadece 25 Kasım’da da değil, kadına yönelik şiddete karşı her zaman direnmeliyiz. Kadına yönelik şiddete karşı mücadele sadece bir gün yetmez. Çünkü günümüze kadar da kadına yönelik şiddet var. Kadına yönelik doğru olmayan söylemler de şiddettir. Bu da kadına yönelik psikolojik şiddettir” sözlerini kullandı.    ‘Kadınlar kendini tanımalı’   Kadınların şiddetten kurtulabilmesi için kendilerini tanımaları gerektiğini vurgulayan Heyfa Hisên, “Kadına yönelik şiddet sürekli devam eden bir durum. Ancak kadınlar bu şiddete karşı durabilir. Bunun için de öncelikle kadınlar kendilerini tanımalı, sürekli eylemler yapmalı ve bu şiddete karşı durabilmeli” dedi.   Birçok kadın kurumu açıldı   Rojava Devrimi öncesi kadına yönelik şiddetin çok yoğun olduğunu ifade eden Heyfa Hisên, devrime kadar kadınların şiddetle karşı karşıya olduğunu söyledi. Heyfa Hisên devamında şunları dile getirdi: “Rojava Devrimi öncesi kadınlara yönelik çok şiddet vardı. Çünkü kadının gelişimi erkeği korkutuyordu. Bu yüzden de hem evde hem de dışarıda şiddetle karşı karşıya kalıyordu. İktidarlar da kadınların kazanımlarını ve gelişimini engellemek için onları hedef alıyor. Ancak devrimle büyük bir adım atıldı. Birçok kadın kurumu açıldı. Bu şekilde şiddetin önünü alacak birçok mekanizma oluşturuldu. Kongra Star, Sara Örgütü, Mala Jin (Kadın Evi) vb. Bu kurumlarımız dünyada da örnek oldu. Bu temelde her tarafta kurumlar açılmaya devam edecek.”    ‘Jin jiyan azadî mücadele sloganı’   Kadınların “Jin jiyan azadî” sloganını şiddete karşı mücadelenin temeli yapması gerektiğinin altını çizen Heyfa Hisên, “Rojava Devrimi’nde kadınlar toplumun her alanında yer aldı. Komutan oldular, her alanda yönetim düzeyinde görev aldılar. Bu kadınlar aynı zamanda işgalci Türk devletinin de hedefi oldu. Ancak asla ‘Jin jiyan azadî’ sloganını unutmayalım. Bu bizi mücadelede her zaman güçlendirecektir” ifadelerini kullandı.    ‘Kadınlar şiddeti kabul etmemeli’   Heyfa Hisên, son olarak şöyle dedi: “Bizler Sara Örgütü olarak, bilinçlenerek, örgütlenerek ve eğitimle kadınların yanında olacağız. Bu şekilde kadınları şiddetten koruyacağız. Dünyadaki tüm kadınlar da kendilerine yönelik şiddeti kabul etmemeli ve ‘Jin jiyan azadî’ sloganı ile şiddeti durdurmalı.”   Yarın: Efrîn’de şiddete karşı direniş var!