Memihan Zeydan-Neslihan Kardaş

 

WAN -  “İnsanlığımızdan utanıyoruz” sözleri ile Rojin Kabaiş’in şüpheli şekilde yaşamını yitirmesine tepkilerini dile getiren kadınlar, güvende olmadıklarını, bu tür olaylara karşı susmamaları gerektiğini belirterek faillere gerçek cezaların verilmesini istedi. 

 

Türkiye'de her geçen gün artış gösteren kadın katliamı ve şüpheli kadın ölümüne bir yenisi de 15 Ekim'de 21 yaşındaki üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş'in şüpheli ölümüyle eklendi. 27 Eylül'de kaybolan Rojin’in cenazesi 18 günlük arama çalışmalarının ardından köylülerce Wan'ın Molla Kasım köyü sahilinde buldu. Rojin’e ne olduğu hala bilinmezken, Rojin’in yaşamını yitirmesine ilişkin dosyaya gizlilik kararı getirilmesi ise ölümünün şüpheli olduğunu gözler önüne seriyor.

 

Wan sokaklarında mikrofon uzattığımız kadınlar, artan kadın katliamlarını ve Rojin’in şüpheli ölümüne dair konuştu.

 

‘Üniversitede tacize uğradık susturulduk’

 

Yüzüycü Yıl Üniversitesi (YYÜ) öğrencisi Arya Yiğit, öğrenciler olarak güvenlik önlemlerinin zayıf olduğunun farkında olduğunu belirterek, “Rojin ilk değil” vurgusunda bulundu. Arya, “Daha önce taciz olayları yaşadık. Fakat öğrenciler olarak bir şekilde susturulduk. O yüzden olaylar büyümedi ama Rojin için hep beraber sesimizi çıkardık, susmadık. Ne kampüste ne de şehir merkezinde. Çok üzgünüz aynı zamanda çok da öfkeliyiz. Bu olaylar dinmeden öfkemiz dinmeyecek” dedi.

 

‘Umarım Rojin son olur’

 

Ciddi güvenlik sorunları olduğunu yineleyen Arya, güvenlik müdürünün ve herkesin işini gerektiği gibi yapması gerektiğini ifade etti. Arya, “Bunun için çabalayacağız. Güvenlik müdürüne de anlatacağız. Hiçbir zaman adım atmaktan çekinmiyoruz. Hiçbir kadının susmaması, durmaması ve itaat etmemesi gerekiyor. Yaşadığı en ufak sorun ya da şiddeti çevresiyle paylaşması lazım. Biz kadınlar olarak hiçbir zaman susmamalıyız, susmayacağız da. Umarım Rojin son olur” şeklinde konuştu.

 

‘Kız kardeşim için sesimi duyurmaya çalışıyorum’

 

Rojin’in üniversiteden sınıf arkadaşı Esra Göktekin, Rojin’i tanımaya fırsatı olmadığını ifade ederek, kaybedilmesinden çok etkilendiğine değindi. Esra, “Kampüs güvenli olduğu için buraya okul okumaya geldik. Şu an kız kardeşim için sesimi duyurmaya çalışıyorum. Sesimizi her defasında kısmaya çalıştılar ama biz yine geldik, yine sesimizi çıkarıyoruz. Kampüste çok büyük bir güvenlik sorunu var. Bunun bir an önce halledilmesi gerekiyor. Aslında Türkiye geneli böyle bir sorun var. Ben ve arkadaşlarım hiçbir zaman rahat dışarı çıkamayacağız. Rojin de çıkamamış. Çok üzgünüm keşke böyle olmasaydı, keşke saat 00.00 olduğunda ailesine haber verilseydi, belki böyle olmazdı” diye konuştu.

 

‘Suçluları, katilleri serbest bırakırken bunları düşüneceklerdi’

 

Esra, bu olaylara ses çıkaran kadınların da katledildiğine dikkat çekerek, “Biz her zaman öldürülmeye mahkum ediliyoruz. Ama sesimizi duyurmaya devam edeceğiz. Buraya arkadaşımı getirdim gerekirse daha kalabalık geleceğiz. Kadınlar tek başına çözüm olamaz bu devletin bir şey yapması gerekiyor. Suçluları, katilleri serbest bırakırken bunları düşüneceklerdi. Bırakılan katiller ve psikopatlar yüzünden şu an bu haldeyiz. Şu an bir kafede oturup sohbet ediyor olabilirdik ama şu an burada hepimiz direnişteyiz. Çok öfkeliyim bütün kadınlar için çok üzgünüm. Böyle olmasını istemiyorum. Devlete çok ayrı kızgınım, öfkeliyim. Umarım bu konuşma yüzünden bana bir şey olmaz. Bir nevi skolastik düşünce hakim şu an hiçbir şekilde konuşamıyoruz. Konuştuğumuzda ya tutuklanıyoruz ya işimizden atılıyoruz. Öfkem hiç dinmeyecek eğer dinerse belki o zaman yasımı tutarım. Yasımı tuttuğumda belki özgür olabilirim” sözlerini kaydetti.

 

‘İnsanlığımızdan utanıyoruz’

 

Yaşanan kadın katliamlarını kınadığını vurgulayan Naide Çobanlı, “O hepimizin kızı olabilirdi” diyerek Wan’da bu tür olayların çok yaşanmadığına dikkat çekti. Naide, “Sorumlular kimse umarım bir an önce bulunur. Ben cinayet olduğunu düşünüyorum. Genç bir kadın neden intihar etsin, öyle bir niyeti olsa niye okumaya geldiği bir şehirde yapsın? Hayat dolu bir kız, öğrenci bizim de okuyan çocuklarımız var. Sokağa çıkmaya korkuyoruz. Kendimizden, insanlığımızdan utanıyoruz. Şehir dışında okuyan kızlarım var sürekli arıyorum neredeler, ne yapıyorlar diye. ‘Bir yere giderken grup halinde gidip gelin’ diye tembihliyorum. Kimse umarım ortaya çıkar ve umarım adalet yerini bulur. Gerçekten ülkede adalet kalmamış” ifadelerini kullandı.

 

‘Kesinlikle Rojin’in dosyası cinayet dosyasıdır’

 

Rojin Kabaiş’in ölümüne ilişkin konuşurken gözyaşlarını tutamayan Gülser Tuncer de, bunun için elinden geleni yapacağını belirtti. Gerekirse canını da vereceğini ifade eden Gülser, “Genç kadınlara, sizlere bir şey olmasın. Bence kesinlikle Rojin’in dosyası cinayet dosyasıdır. O kız intihar edemez. İntihar edecek biri gelecek hayali kurup üniversiteye de gitmez. Biri bu çocuğu kötü emellerine alet etti. İçim yanıyor daha fazla bir şey söyleyemiyorum” şeklinde kaydetti.

 

‘Diğer kızlarımızın da ölmemesi için ne gerekiyorsa yapacağız’

 

Neşe Brisintın ise Rojin’in durumunu uzun süredir takip ettiğini belirterek, her gün her saniye Rojin’in aklında olduğunu söyledi. Rojin’in katledildiğini düşündüğünü dile getiren Neşe de intihar olabileceğini düşünmediğini kaydetti. Neşe, “Rojin’in son görüntülerine bakıldığında telefon konuşması olduğu görülüyor. O görüntüde biraz aksak yürüyordu. Hayatında bir kişinin olabileceğini ve bir ayrılık kararı nedeniyle son bir defa görüşme yapmış olabileceğini düşünüyorum. O görüşmede öldürülmüş olabilir. Türkiye’de o kadar çok kadın katlediliyor ki… Ve bunların hepsi erkekler tarafından oluyor. Bu ülkede küçük çocukların tecavüze maruz kaldıklarını da gördük. Bizler kadın olarak ayağa kalkmalı ve başımızı dik tutmalıyız. Biz erkeklere köle değiliz. Biz kadınız, anneyiz, hayatın her alanındayız. Ben erkek çocuklarıma hayatlarındaki kadına iyi davranmalarını ve günlük hayattaki tüm işleri yapmayı öğrettim. Çünkü günlük ev işleri kadın işi değil. Rojin gibi diğer kızlarımızın da ölmemesi için ne gerekiyorsa yapacağız. Polisler istediği kadar üstümüze su fışkırtsın, istediği kadar engel olsun yine savaşacağız. İranlı kadınları gördük öyle güçlüydüler ki bir sürü şey başardılar. Türkiyeli kadınlar neden yapmasın. Buradan anayasaya da değinmek istiyorum. Kadınları katledenlerin kravat takarak indirim almalarına izin vermesinler. Hepsini ömür boyu hapse atsınlar. Ama idam gelsin demiyorum. İdam değil, gerçek cezalar istiyoruz” ifadelerini kullandı.