Medya kültür-sanat yasaklarını saklıyor!
- 09:06 8 Ekim 2023
- Medya Kritik
Leyla Ayaz
HABER MERKEZİ - İktidarın Kurdistan ve Türkiye’de kültür-sanat politikaları değişiyor. Yandaş medya ise kültür-sanat üretimine dönük yürütülen yasakları saklıyor.
Sansür, yasak, engelleme ve iptal etme kavramlarının yabancısı değiliz. Basın alanı gibi her alan bu sözlerden nasibini alıyor. Geçtiğimiz hafta, Freedom House 2023 raporunu paylaşarak Türkiye’de son 10 yıl içerisinde internet özgürlüğünün adım adım düştüğünü açıkladı. Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ), Avrupa Basın ve Basın Özgürlüğü Merkezi (ECPMF), Osservatorio Balcani Caucaso Transeuropa (OBCT) ve Sınır Tanımayan Gazeteciler’den (RFS) temsilcilerin yer aldığı heyet, basın özgürlüğünü tartışarak, Türkiye’de gazetecilerin baskı ve tehdit altında çalıştıklarını açıkladı.
Bu kısa bilgilendirmeden sonra, kültür sanata yönelik politikalar ile kültür sanat haberciliğine değinelim. Kültür sanat haberciliğinin çok eksik olduğunu görüyoruz. Elbette bu alanda çalışan gazeteciler var ama sayıları az. Kültür sanat alanı da sansür ve yasaklardan nasibini almış olması da etkinliklerin gürünür olmasını etkiliyor. Kurdistan ve Türkiye’de birçok kültür-sanat etkinlikleri yapılıyor. Özellikle de “darbe girişimi” ardından Olağanüstü Hal’in (OHAL) ilan edilmesi ve Kanun Hükmünde Kararnamelerin (KHK) çıkarılması ile film ve tiyatro festivalleri, Kürt sanatçılar ile muhalif sanatçıların konserleri ve kültür-sanat faliyetleri farklı gerekçelerle engellendi ve yasaklandı. Aynı durum şimdi de devam ediyor.
İktidarın Kurdistan’a dönük kültür ve sanat politikaları farklı, Türkiye için de farklı. Kurdistan’da ekolojik talan ve halkın değerlerini ortadan kaldırmaya dönük büyük festivaller organize edilirken, Türkiye’de ise insanlık değerleri yok oluyor adı altında organizasyonlar engelleniyor yada yasaklanıyor.
İktidar, Türkiye illerinde TÜGVA, MUSİAD, ONDER, İlim Yayma Cemiyeti, İHH, Anadolu Genlik Derneği gibi grupların isteği doğrultusunda festivaller ile kültür sanat etkinliklerini engelliyor yada yasaklanıyor. Bunu medya eli ile yaparken de “Gençlerin ahlakını bozan festivaller” diyerek hem kendisine bir kitle oluşturuyor, hem de kendini haklı çıkarma çabasına giriyor. Muğla, Zonguldak, Kazdağı, Adana, Sancaktepe, Sinop, Xarpêt (Elazığ) ve Eskişehir'de yapılmak istenen onlarca festival aynı gerekçelerle yasaklandı.
Kurdistan’da belediyelerin gasp edilmesinden önce bir çok kültür sanat festivali gerçekleştiriliyordu. Kayyımların atanması ile bu festivaller iptal edildi. Türkiye’deki yasakların aksine, Kurdistan’da büyük maliyetlerle festivaller organize edilmekte. Medya yolu ile bölgesel huzurun oluştuğu, ayrımcılığın ortadan kalktığı propagandası yapılarak festivallere katılım çağrısı yapılıyor. Kurdistan’da gerçekleştirilen bu festivaller özel savaş politikalarının bir parçası olarak yürütülmekte. Cilo’da yapılan festival bu politikalara bir örnektir. Propagandası yapılan bu festivalin ardından geriye kalan sadece doğa tahribatı oldu. Yıllardır halka askeri operasyonlar gerekçe gösterilerek yasaklanan bölge, sanki hiçbir şey olmamış ve tüm sorunlar çözülmüş gibi festival organize edildi. Festivalden iki gün sonrada bölgede yasak tekrar devam etti. Yine Ağrı Dağı Müzik Festivali. Bu festival stadyumda yapıldı. Yandaş medya yine iş başındaydı, kentte yıllardır yaşanan onlarca sorunu görmezden gelerek festivalin propagandasını yaptı. Festival bittikten sonra da kentten ayrılıp başka bir kente yöneldiler. Aynı zihniyet şimdi de bir hafta sonra yapılacak olan Sur Kültür Yolu Festivali için hazırlık yapıyor. Aynı zihniyet tüm Kurdistan kentlerini bir bir geziyor.
Geçtiğimiz hafta Altın Portakal Film Festivali gündem de idi. Yasak ve sansür tartışmaları bu festivalde de çokça dile geldi ve sonrası da iptal edildi. Farklı yöntemler olsa da Kurdistan ve Türkiye’de kültür-sanat kırım politikaları tüm hızıyla devam ediyor.
Kültür ve sanat etkinlikleri festivaller konusunda alternatif yaklaşım ve anlayışa FilmAmed Belgesel Film Festivali’ni gösterebilir. Özgür basın ve muhalif basın tarafından da yeterli bir şekilde yansıtılmasa da sansür zihniyetine karşı önemli bir çalışma gerçekleştirildi bu festival ile. Ortadoğu Sinema Akademisi tarafından 8’incisi düzenlenen festival 5 gün sürdü. Festivalde gösterilen 31 belgeselin her biri 2-3 kez farklı yerlerde gösterildi. Gösterimi yapılan 31 belgeselin 13’ün yönetmeni de kadındı. Yine 15 belgeselin yönetmeni de festivale katıldı. İmkanların kısıtlı olmasına rağmen organize edilen festival etki yarattı.
Bu festival, yönetmen, film ve izleyicileri ile iktidar tarafından organize edilen festivallere bir alternatif oluyor. Kültür sanat çalışmalarının bu kadar engellendiği ve yasaklandığı kentlerde FilmAmed Festivali oldukça değerli ve önemli.