Yükü omuzlayan kadınlar: Biz 'eril zihniyet' diyoruz erkekler 'örf adet'

  • 09:08 29 Aralık 2018
  • Yaşam
VAN - Köyde çocuk bakımından kar temizlemeye, koyun sağmaktan soba yakmaya, yemek, temizlik, tezek yapımına kadar her işi yapan kadınlar, "Onca emeği sarf eden kadınlar sadece erkeğin istediği tarzda hareket etmeye zorlanıyor. Eril zihniyet dediğimiz şey burada örf-adet olarak karşımızda duruyor" dedi.
 
Toplumsal cinsiyet rolleri nedeniyle yaşamın bütün yükünü tek başına omuzlamak zorunda bırakılan kadınların bütün günü çalışmakla geçiyor. Van'ın Çaldıran ilçesine bağlı Yukarı Sağmalı köyünde yaşayan kadınlar, dinlenme, farklı yerle görme gibi sosyal aktivitelerde bulanma haklarını kullanamadıklarını, erkeklerle eşit koşullarda yaşamak istediklerini söyledi. Köyde yaşayan Safiye Dağ, köyde doğa ile barışık bir yaşam sürmenin verdiği huzurun yanında, temizlikten yemeğe, çocukların bakımından karları temizlemeye kadar tüm işleri kendilerinin omuzladığını dile getirdi.
 
'Bu kadar çabaya rağmen emeğimiz görülmüyor' 
 
Bir günlerinin nasıl yoğun ve yorucu geçtiğini anlatan Safiye, "Bütün yük biz kadınların omuzlarında. Bu kadar yorgunluk ve çabaya rağmen emeğimize bir değer de verilmiyor. Köyde ekmek pişirmek, çocuk bakmak, evlerin damlarından kar atmak, koyun sağmak, inek sağmak, soba yakmak, evi temizlemek bunların hepsini biz yapıyoruz. Ama bunlara rağmen erkekler 'yan gelip yattığımızı' söylüyor" diye konuştu. 
 
'90 koyuna yalnız başıma bakıyorum' 
 
Sabahın erken saatlerinde kalkıp işe başlayan ve çocukları okula gönderdikten sonra da koyunlara bakan Deniz Dağdemir de şunları kaydetti: "90 tane koyunumuz var, çocukları okula gönderdikten sonra koyunları sağmaya gidiyorum. Sütü kaynattıktan sonra mayalayıp yoğurt ve peynir yapıyorum. Evin temizlik işini bitirdikten sonra yemeğe başlıyorum, çocuklar okuldan dönüyor sobayı yakıyorum. Bütün günüm çalışmakla geçiyor. Eşim çalışmamı görmüyor ama ben zaten onun için değil çocuklarım için yapıyorum" dedi. 
 
'Eşlerinden habersiz bakkala bile gidemiyorlar' 
 
Emekleri görülmezken bir de erkekler tarafından baskıya maruz kaldıklarını dile getiren Deniz, "Köyde eşine çok baskı yapan erkekler var. Kadınlar eşlerinden habersiz köy bakkalına bile gidemiyor. Köyden bazı kadınlar hala şehir merkezini görmüş değil. Onca emeği sarf eden kadınlar sadece erkeğin istediği tarzda hareket etmeye zorlanıyor. Eril zihniyet dediğimiz şey burada örf-adet olarak karşımızda duruyor" dedi.
 
'Biz eril zihniyet diyoruz erkekler örf-adet' 
 
Köyde birçok kadının çocuk yaşta evlendirildiğini söyleyen Selvi Elma da, kadınların çok kalabalık evlerde yaşadığını, işlerinin bu yüzden de ağır olduğunu dile getirdi. "Biz kadınlar bu yaşadıklarımıza eril zihniyet diyoruz erkekler ise örf, adet diyor. Mesela hala birlikte yaşadığımız evde eşimin erkek kardeşi benim yüzümü görmüş değil. 'Ayıp' diye bilinen birçok şey var. Yazmaları başımızdan geçirerek burnumuza kadar kapatıyoruz. 15 yaşında bir çocuk bile dışarıdan içeri geçtiğinde ayağa kalkıyoruz. Bu eril zihniyetin bir sonucu ve hala da devam ediyor" diye vurguladı.