Tedavisi geciktirildiği için bebeği engelli dünyaya geldi

  • 09:04 3 Aralık 2018
  • Yaşam
 
Şehriban Abi
 
VAN - Çocuk yaşta evlendirilme sonucu oluşan gebelik sürecinde hiç hastaneye götürülmeyen C.D.'nin bebeği engelli olarak dünyaya geldi. Evlendirildiği erkek ve ailesinin engellemeleri nedeniyle bebeğini tedavi ettirmekte geç kalan C.D., "Çocuğumu tedavi ettirmeme izin vermediler. Onlar yüzünden kızım iyileşemedi" dedi. 
 
Birleşmiş Milletler (BM), 1992 yılında 3 Aralık'ı Dünya Engelliler Günü olarak kabul etti. Dünya çapında çok sayıda organizasyonun yapıldığı bu bugün de, engelli bireyleri anlayabilmek açısından büyük bir öneme sahip olduğu belirtiliyor. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) geçen yılki verilerine göre, Türkiye'de çocuk nüfusu 22 milyon 883 bin 288. Bu nüfus içinde 0-18 yaş arasında 600 bine yakın engelli çocuğun olduğu tahmin ediliyor. Engelli çocukların yarısından fazlasının eğitim alamadığı, toplumsal yaşama da etkin biçimde katılamadığı belirtiliyor. Çocuğu engelli olan aileler ise, ne yapacaklarını, nereye başvuracaklarını bilmiyor. 
 
Türkiye'de engelli çocukların yarısı okuma yazma bilmiyor
 
Nüfusun yüzde 12.29'una tekabül eden engelli bireylere ilişkin Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) verilerine göre, 6 yaş ve üzeri engellilerin neredeyse yarısı okuryazar bile değil. Bu çocukların 330 bin kadarının ise özel eğitime ihtiyacı var. Ancak engelli oranına göre eğitime alınan çocuklardan geriye kalanlar ne olacak sorusu ise yanıtsız bırakılıyor.
 
Uzmanlar ise doğru teşhis ve doğru eğitim ile birçok engelli çocuğun akranlarıyla aynı seviyeye getirilebileceğine dikkat çekiyor. Ancak uzmanlar, belli bir yaşı geçtiği takdirde, çocukta telafisi edilemeyecek zararların ortaya çıkacağı konusunda uyarıyor. Engelli çocuğu olan ailelere psikolojik, sosyal ve ekonomik destek sunulmasının önemli olduğunu söyleyen uzmanlar, bu tür ihtiyaçların mutlaka devlet tarafından karşılanması gerektiğini ancak karşılanmadığını söylüyor. 
 
'Çocuğum 5 aylık olduktan sonra farkettim'
 
Bunlardan biri de, çocuk yaşta evlendirilen C.D.'nin henüz 16 yaşında iken oluşan gebelikten doğan bebeğinin engelli oluşu. Henüz kendisi çocuk olduğu için gebelik ve bebeğini doğurduktan sonraki süreçte ne yapması gerektiğini bilmeyen C.D. engelli doğan çocuğunun durumunu da aylar sonra fak edebilmiş. Çocuğunun anne karnında iken engelli olduğunu belirten C.D., "Çocuğum 9 ay boyunca hiç hareket etmemiş ve anne karnında oturmuş. Ben de daha çocuk olduğum için hamilelikte ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Henüz hamileliğin bilincinde bile değildim hiç hastaneye gitmedim. Sezaryen doğum yaptım. Çocuğum 5 aylık olduktan sonra hastalığının farkına vardım" dedi.
 
'Eve gelen hemşire hastaneye götürmemi söyledi' 
 
5 ay sonra bebeğinin kollarında ve ayaklarında farklılık olduğunu gören C.D., "Sağlık merkezinden hemşireler o zamanlar evlere gelip çocuklara aşı yapıyorlardı. Hemşire çocuğu 1 ay sonra hastaneye götürmemi istedi. Ben de sağlık ocağına götürdüm. O zaman Tarsus'taydım ve doktor Mersin Devlet Hastanesi'ne götürmemi istedi. Mersin'deki doktorlar da sadece kemik hastalığının olduğunu söylediler" dedi.
 
'Eşim ve ailesi müdahale etmeme izin vermediler'
 
Daha sonra Tarsus'ta bulunan Ömer Sayar Hastanesi'nde bir doktordan bebeğinin sağlık sorununu öğrenen C.D., "Doktor hastalığın kemik displazisi olduğunu söyleyerek, '6 ayda bir iğne yapılması gerek bu iğne ile kemiklerinin en azından irileşmesini durduracağız' dedi. Fakat eşimin ailesi izin vermedi 'çocuk hasta değil abartıyorsunuz' dedi. Eşim de zaten çok sorumsuzdu. Ben eşimi ve ailesini dinlemedim 2 defa iğne yaptırdım. Yol param için altın bozdurmam gerekiyordu. Fakat çok sorun çıkardılar, üzerime geldiler. İlgilenmeme izin vermediler" diye anlattı. 
 
'Artık geç kalınmıştı' 
 
Bebeğin durumunun 3 yaşına bastıktan sonra iyice ağırlaştığını belirten C.D., "Ablamın desteği ile İstanbul'a hastaneye götürmeye karar verdik. Fakat doktor, 'Çok geç oldu, elimden bir şey gelmiyor boynundaki kemikler beton gibi tutulmuş, bir şey yapamam' diyerek Ankara'ya sevk etti. Ankara'da 3 ay kaldım ameliyat olması gerekiyordu. Bu kez de 'Ameliyat olursa kanamayı durduramayız ve o kanamayı durduracak doktor bizde yok' dediler. Van'a dönmek zorunda kaldım" dedi. 
 
Kızıyla ilgilendiği için psikolojik şiddete maruz bırakıldı
 
Çocuğu ile tek başına ilgilenmek zorunda bırakılan C.D., tüm bunların üzerine evde evli olduğu erkek ve ailesi tarafından psikolojik şiddete maruz bırakılıyor. 
 
Çocuğu şu anda 12 yaşında olan C.D. tek isteği çocuğunun iyileşmesi. Çocuğunun zihinsel olarak bir sorun yaşamadığını, okula gittiğini belirten C.D, şunları ekledi: "Yaşıtlarından fiziksel olarak çok farklı. Çocuğumun böyle olmasının sebebi eşim ve eşimin ailesidir. Çocuğum hastalığının farkında ve bu durumuna üzülüyor. Bunu belli etmiyor fakat ben farkındayım 'Anne ben büyüdüğümde kendi hastalığımın doktoru olup insanları iyileştireceğim' diyor."
 
TÜİK verilerine göre, Türkiye'de engellilerin yüzde 8.4'ü görme engelli, yüzde 5.9'u işitme engelli, yüzde 0.2'si dil ve konuşma engelli, yüzde 8.8'i ortopedik engelli, yüzde 29.8'i zihinsel engelli, yüzde 3.9'u ruhsal ve duyusal engelli, yüzde 25.6'sı organ nakli yapılmış, kalp, şeker, tansiyon hastalığı gibi süreğen engeller, yüzde 18'i çoklu engelli. 
 
Engelli bireylerin yüzde 4.9'u 0-6 yaş aralığında, yüzde 16.2'si 7-14 yaş aralığında, yüzde 17.2'si ise 15-24 yaş aralığında.