Dilan Babat 

 

ANKARA - Doksanaltılılar Köprüsü’nde yüzünde eksilmeyen gülümsemesiyle insanlara “Günaydın” diyen Aynur Kıraç, evinde yaptığı poğaçaları burada satarak kendi alternatifini oluşturuyor. 

 

Kolej’de bulunan ve Ankara’nın en işlek köprülerinden biri olan Doksanaltılılar Köprüsü’nde güneşin kendisini göstermesiyle tezgahını açan Aynur Kıraç,  kendi yaptığı poğaçaları satıyor. Yüzünden gülümsemesi eksilmeyen ve köprüden her geçeni “Günaydın” diyerek karşılayan Aynur, enerjisiyle dikkat çekiyor. 

 

Tezgah açtıktan sonra evlere temizliğe gidiyor 

 

7 aydır burada çalışan Aynur, çalıştığı muhasebe şirketinin iflas etmesiyle işsiz kalıyor. Bu sırada eşinden boşanan ve tek başına hayata tutunan Aynur, çocuğunu da kendi kazandığı para ile okutuyor. Evinde yaptığı poğaça dışında el örgülerini de burada satan Aynur, sabah köprüde tezgah açtıktan sonra evlere temizliğe giderek bir gününü tamamlıyor. Aynur, bu anlamda alternatifsiz olmadığını söylüyor. 

 

‘İlk zamanlar deli olduğumu düşündüler’

 

Ankara’nın erken saatlerinde başlayan hareketliliğe karşı insanların yüzünde bir saniyelik de olsa gülümse yaratan Aynur, kendisini şöyle anlatıyor: “Yedi aydır köprüden geçen herkese ‘Günaydın’ derim. Bu poğaçaların satılması için yaptığım bir şey değil. İnsanların güne daha güzel başlaması için bunu yapıyorum. İlk etapta beni çok yadırgadılar. ‘Deli’ olduğumu düşündüler. Sadece insanların daha iyi hissetmelerini istiyordum.  Köprüden geçen insanlar da zamanla alışmaya başladı. Birbirlerini tanımayanlar da ‘Günaydın’ demeye başladı.”   

 

‘Tanımadığım insanları tanımaya başladım’

 

Güne başlamanın güzelliğinin buradan geçtiğini söyleyen Aynur, “Daha önce muhasebe işi yapıyordum. Eşim yüzünden işimi kaybettim.  Ama bu kayıp beni kendisiyle beraber bitirmedi.  Evimde poğaça, yaprak sarması yaparak geçimimi sağlıyorum” diyor. 

 

Zamanla köprüden geçen birçok insanla diyaloğa girdiğini ve sosyal bir ilişkinin başladığını ifade eden Aynur, “Her gün burada olduğum için köprüden geçen insanları tanımaya başladım.  Bir gün gelmesem sonraki gün insanlar ‘Neredesin’ diye soruyor. Onları görmediğim zaman sonraki gün soruyorum.  Önemsenmek herkesin hoşuna gidiyor.  Ben de insanları önemsiyorum.  Artık ben ‘Günaydın’ demesem bile insanlar köprünün başından sonuna kadar ‘Günaydın’ demeye başlıyor.  Bu beni mutlu ediyor” diye belirtiyor. 

 

‘Bizler çok güçlüyüz yeter ki kendimizi tanıyalım’

 

Evlendiği erkekten boşandıktan sonra oğluyla birlikte yaşamaya başlayan Aynur, zor zamanlardan geçtiğini ancak bu durumun kendisini yıldırmadığını belirterek, “Kadınlar olarak alternatifsiz değiliz. Ben saat 04.30’dan itibaren ayaktayım ve enerjim bitmiyor. Sabah erkenden insanları güler yüzle karşılarken, akşama kadar enerji dolu hissediyorum. Günlük 60-70 TL gibi bir kazancım oluyor. Yetmiyor ama evlere temizliğe giderek, el örgüsü yaparak kendi ayaklarımın üzerinde durmaya çalışıyorum. Kadınlar olarak çok güçlüyüz. Bunun farkında değiliz, farkına vardığımız an yapamayacağımız bir şey yok.  Yeter ki kendimizi keşfedelim” ifadelerini kullanıyor.