Göç ettirilen Efrînliler 'Halk Bahçesi'nde: Yas tutmak yerine direnişi seçtik
- 09:13 30 Temmuz 2018
- Yaşam
Ruhenda Amed
ŞEHBA- Şehba ve Efrîn kantonlarının ortaklığı ile kurulan "Halkın Bahçesi"nde günlük olarak toplanılan sebze ve meyveler, binlerce ihtiyaç sahibine dağıtılıyor. Bahçe kadınların emeği ile yoğruluyor.
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve desteklediği Özgür Suriye Ordusu'na (ÖSO) bağlı grupların Efrîn'e saldırısı ve buraya yerleşmesi ile binlerce Efrînli göç etmek zorunda kalmıştı. 58 günlük direnişin ardından evlerini, bahçelerini, topraklarını arkalarında bırakmak zorunda kalan Efrînlilerin büyük yoğunluğu Şehba Kantonu'na yerleşti.
Şehba ve Efrîn kantonlarının ortaklığıyla hazırlanan kamplara yerleştirilen yüzbinlerce Efrînli, kısıtlı olanaklarla yaşama tutunmaya çalışıyor. Çadırlara yerleştirilen halk, güçlü duruşlarıyla yas tutmaktan öte direnişleriyle var oluyor.
'Halkın bahçesi' Efrînli ihtiyaç sahipleri için işletiliyor
Kantonların ortak çalışması olan "Halkın bahçesi" projesi kapsamında, Şehba'nın Hırbıl köyünde 60 dönümlük araziye ekilen tohum ekildi. Ekilen her tohum, Efrînli kadınların eliyle her gün toplanıp ihtiyaç sahibi ailelere dağıtılıyor. Yaklaşık 2 ay önce ektikleri tohumların karşılığını alan kadınlar, halka hizmet etmekten oldukça memnun. 7’den 70’e her yaştan insanın çalıştığı bahçe, kadınların emekleriyle yoğruluyor. Kavun, karpuz, domates, patlıcan, biber kabak gibi çeşit çeşit sebze ve meyve eken kadınlar, bu hasadın ardından yine mevsim koşullarına göre ekim yapacak.
Bütün duygular iç içe yaşanıyor
Ektikleri ürünleri toplayan kadınlar, zaman zaman bir ezgi eşliğinde zaman zaman hasret çektikleri Efrîn üzerine ağıt yakıyor. Hüznün, sevincin, yaşamın her renginin hakim olduğu bu topraklarda en çok hissedilen duygu ise direniş.
'Buradan Efrîn'in kokusu geliyor'
67 yaşında olan Zehra Henan, bahçede çalışan kadınlardan biri. Efrîn'in Cindirese ilçesinden göç etmek zorunda kalan Zehra, aynı zamanda son güne kadar Efrîn'de kalanlardan biri. Hava saldırılarının yoğun olduğu için katledilen komşularının cenazelerini toprağa gömmelerine bile fırsat verilmediğini belirten Zehra, yaşatılan katliamın sözlerle anlatılamayacağını belirtiyor. Her vakit bulduğunda bahçeye geldiğini söyleyen Zehra, "Bu iş sabrımı getiriyor. Burada Efrîn'nin kokusu geliyor" diyor.
Efrîn'e olan özlemini dile getiren Zehra, "Burada yıllarca da kalsak en nihayetinde yine Efrîn'e gideceğiz" diye ekliyor.
‘Bize yaşatılanlara direnişimizle cevap veriyoruz’
27 yaşındaki Aufa Ahmet Cesim de, Efrîn’de saldırıların en yoğun yaşandığı Eşrefiye Mahallesi'nden göç edenlerden. Aufa da şöyle konuşuyor: "Efrîn'de her yerde bahçe görmeniz mümkündü . Evinin bahçesinde, tarlasında kapı önünde her yerde doğanın var olduğunu görüyorsun. Yaşananlar karşısında yas tutmak yerine ona sıkıca sarılıp direnişimizi her yerde sürdürmeyi seçtik. Yaşam koşullarımız zor. Bir halk bu kadar zorluk yaşarken kimseden bir ses yok. Kanton, meclis ve kurumlarımızın dışında kimseden bir yardım almadık. Her koşulda da biz bize yetebileceğimizi biliyoruz. O yüzden yas tutmak yerine yasatılanlara yaşam sevgimizle ve direnişimizle cevap veriyoruz."
‘El ele verip direnişi güçlendiriyoruz’
Yaptıkları işten mutlu olduklarını belirten Aufa, "Bütün kadınlar el ele verip direnişimizi güçlendiriyoruz. Herkesi ortaklaşmaya ve yaşanan direnişe davet ediyoruz" diyor.