Mülteci kadın olmanın tüm zorluklarını yaşadı: Hayali kadınları yazmak
- 09:07 2 Mayıs 2018
- Yaşam
Evrim Kepenek
İSTANBUL - Suriye'deki savaş nedeniyle göç yollarına düşen Pervin Bozui, mülteci olmanın bütün zorluklarını yaşıyor. Ev bulamayan, çalıştığı yerlerde cinsel tacize maruz kalan Pervin, her şeye çocukları için direniyor. Yazar olmayı hayal eden Pervin, şimdi Zeytinburnu'nda bir mağazada satış sorumlusu.
Kuzey Suriye'nin Kobanê kentinde yaşayan Pervin Bozui, savaş nedeniyle yerinden edilen milyonlarca kadından biri. Pervin'in hikayesi bununla başlamıyor tabi. Daha 14 yaşındayken kendisinden yaşça çok büyük amcasının oğluyla evlendirilen Pervin, yıllarca erkek şiddetine maruz kalıyor. Kobanê'de liseyi bitiren Pervin okumayı çok seviyor. Sabahattin Ali'nin Kürt Mantolu Madonna kitabını okurken anlatıyor yaşadıklarını.
11 kişilik aileyi geçindiriyor
Evlendirildiği erkek tarafından sistematik cinsel şiddete ve fiziksel şiddete maruz bırakılan Pervin, her zaman onu terk edeceği günü bekliyor. Bunun için de çocuklarının büyümesini bekliyor. Ama savaş patlak verince önce çocuklarıyla Suruç'a, oradan İskenderun'a göç ediyor. İskenderun'da bahçelerde çalışan Pervin, hiçbir zaman emeğinin karşılığını alamıyor. Mültecilerin durumundan yararlanan fırsatçılar onları yok pahasına çalıştırıyor. Bir süre orada kalan Pervin, 3 çocuğu ve kendi ailesiyle birlikte İstanbul'a göç ediyor. Şimdi Zeytinburnu'nda bir mağazada satış görevlisi olan Pervin, 11 kişilik ailesine bakıyor.
Zaman zaman gözleri dolarak hikayesine şöyle devam ediyor: "14 yaşındaydım evlendirdiler. Babam sadece memur değil 4 üniversite bitirmiş bir insan. 7 tane bilgisayar sertifikası var. Aile baskısına yenik düştü. Amcamın oğluyla evlendirdiler çok zengin oldukları için. Babam kendisin için para istediğinden değil, beni kurtardığını sandı. Evlendirildiğim adamla aramızda 15 yaş far vardı. Gönlün var mı diye sormadılar. 10 yıl şiddet, cinsel saldırı altında yaşadım. Buraya gelince kurtuldum. Bir insanla anlaşmadan, sevmeden evlenmek öyle bir şey. Aşkı da bilmiyordum zaten halen de bilmiyorum."
'Kadınlar iş yerlerinde cinsel tacize maruz bırakılıyor'
İstanbul'a gelince sorunların daha da büyüdüğünü anlatan Pervin, bu kez de yeni ev ve iş bulma sorunlarıyla başa çıkmaya çalışıyor. Pervin ve babası Bağcılar'da 15 gün boyunca ev arıyor ancak ötekileştirilerek ev dahi verilmiyor. Ev veren de normalden 3 kat daha fazla ücrete istiyor. Evi tutunca bu kez iş arayan Pervin, Bağcılar'da tekstil firmasına girip çalışmaya başlıyor. İş yerinde sürekli tacize maruz bırakılan Pervin, "Sonra işyerinde erkek gibi davranmaya başladım. Kimseye yardıma ihtiyacımız olduğunu anlatmadan yaşamaya çalıştım. Göçmen kadınlar tacize maruz bırakılıyor. Hatta bütün kadınlar tacize maruz bırakılıyor. Siyahilere çok baskı yapıyorlar. Onlarla aynı sofraya dahi oturmuyorlar" diye anlatıyor.
'Çocuklarım için direndim'
Kobanê'de kalan eşinin evlendiğini duyan Pervin, "Orada çok acı çektim. Ben zaten dava açmıştım. Çocuklarım büyüsün 18 yaşını bitirsin ben bu adamı terk ederim diyordum kendime. Çocuklarım için kalmıştım" diyor. Çocukları Hegir, Gabir ve Abdulkadir'den söz ediyor Pervin ve ekliyor: "Okuyacaklar onlar, ben şimdi onlar için çalışıyorum. Çocuklarım buraya alıştı. İlk başta Suriyeli oldukları için çok dışlandılar ama dil öğrendikleri için sonrasında kabullenildiler."
'Kadınların dertlerini anlatan kitaplar yazmak istiyorum'
Türkiyeli yazarlardan Can Yücel, Orhan Pamuk ve Sabahattin Ali'yi seven Pervin, zaman bulabildiğinde sürekli okuyor. Zeytinburnu'ndaki mağazada arabadan mal indirmekten tutun çuvalları taşımaya kadar akla gelen her işi yapan Pervin, Sabah 07.00'den 21.00'e kadar çalışıyor. İş çıkışı da çocuklarıyla ilgilenen Pervin'in en büyük hayali kadınların dertlerini anlatan kitaplar yazmak. Pervin'in kadınlardan da bir desteğe ihtiyacı var, çünkü evini geçindirmek için modeller çizebileceği bilgisayar programları öğrenmek istiyor. Bunun içinde kursa gitmesi gerekiyor ve kadınlardan destek bekliyor.