Ranta karşı bir kent mücadelesi: İzmir’in ölmesini istemiyoruz!
- 09:05 27 Nisan 2018
- Yaşam
Melike Aydın
İZMİR - İzmir’in Kültürpark Fuar alanı başta olmak üzere çevresinde sürdürülen inşaat faaliyetlerine tepki gösteren yurttaşlar, “İzmir deniz kenti olmaktan çıktı. Parayı bastıran 30 katlı binayı rahatlıkla dikebiliyor. İstanbul ya da Ankara gibi ölmesini istemiyoruz” dedi.
İzmir ve çevresinde yapılan inşaat faaliyetlerine kent sakinlerinin tepkisi devam ediyor. 2016 yılında Basmane Çukuru’nun ihaleyle Folkart’a satılması ve alana dev bir gökdelen inşaatının başlatılmasıyla Kültürpark Fuar alanında yapılması planlanan değişim İzmirlilerin gündeminde geniş yer tutmaya başladı. 2016 yılı Nisan ayında İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kentin en eski tanıklarından olan Kültürpark Fuar alanı revizyon projesini koruma kuruluna sunmasıyla, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne (TMMOB) bağlı meslek odaları tarafından hazırlanan bilimsel değerlendirme raporuyla başlayan süreç, kamuoyunun Kültürpark’ı sahiplenmesiyle önemli bir kent mücadelesine dönüştü.
İzmir’deki çarpık yapılaşmaya dikkat çeken yurttaşlar, İzmir’in İstanbul gibi yeşilden ve topraktan yoksun bırakılmasını istemediklerini belirtiyor ve yerel iktidarları uyarıyor.
‘İzmir’in İstanbul yada Ankara gibi ölmesini istemiyoruz’
Kent sakinlerinden Ferize Kuşçu, kimsenin rezidansa veya AVM’lere ihtiyacı olmadığını belirterek, bu projelerin halk için olmadığını söyledi. “Benim geçmişim, çocukluğum ergenliğim şimdiki yaşım burada” diyen Ferize, “Daha önce en çok insan gelirdi. Halkın eğlendiği mekanlar kapatıldı. Fuarın açık olma saatleri kısaldı. İnsanların da ilgisi kalmadı. Sadece piknik için geliyorlar. Piknik alanı da olsa gelinmeli. Burası asla ama asla feda edilmemeli. İzmir’in İstanbul ya da Ankara gibi ölmesini istemiyoruz. Fakir insanın eğlenebilecek alanı yok, yarın öbür gün bir deprem olsa sığınacak alanımız yok zaten. Sel felaketi gibi şeyler de doğa katliamından kaynaklanıyor. Yeni fuar alanı yapıldı burası bizim, birilerine peşkeş çekilmemeli” dedi.
‘Burayı yok etmek şehri öldürmektir’
Melek Cihan, Kültürpark’ın zamanla İzmir’in kimliği olmaktan çıkarılarak kasıtlı bir şekilde atıl bırakıldığını ifade ederek, şimdi gençlerin eğleneceği tek eğlence mekanının lunapark olduğunu söyledi. Melek, “Lunapark da kalksa İzmirli nerde eylenecek? Hiçbir yere gidip eğlenecek yerimiz yok, alt tabaka bizler burada eğleniyorduk. Bu kadar pis değildi enternasyonal fuar kalkınca burayı da pislik götürmeye başladı. Halkımız da temiz tutmuyor” diye belirtti. AKP’nin 24 Haziran seçimlerini kazanması durumunda var olan ağaçların da kesileceği kaygısını yaşadığını kaydeden Melek, “Oyuna gelmesinler. CHP içinde ne kaynatıyorlar anlamıyorum. Burası böyle kalsın. Burayı yok etmek şehri öldürmek demektir” ifadelerini kullandı.
‘Kültürpark da giderse ölürüz’
Kültürpark’ta çocuklara ve kadınlara yönelik faaliyetlerin arttırılmasından yana olan Funda Erbakan da, Kültürpark’taki etkinliklerin duyurusunun yeteri kadar yapılmamasından şikayet etti. Çınartepe’de bulunan Orman Bakanlığı’na bağlı Aydın Erten Parkı’nın ihale ile belediyenin elinden çıkmasına üzüldüğünü ifade eden Funda, “Kültürpark da giderse ölürüz” dedi.
‘İzmir deniz kenti olmaktan çıktı’
“İzmir’in tarihi dokusu korunmalıydı” diyen Sema Aktuluk ise, İzmir’in artık deniz kenti olmaktan çıktığını söyledi. Denizden gelen rüzgârın içeri girmesi için paralel yapının olması gerektiğini ifade eden Sema, şöyle dedi: “Ancak yok. AVM’ler için tramvay döşendi. İstediğin katta bina yapılmasına belediye ve hükmet müdahale etmeli ama aksine izin veriyor. Parayı bastıran 30 katlı binayı rahatlıkla dikebiliyor. Mavi şehir altı deniz olan bir yerde toprağın çekemeyeceği yükseklikte binalar yapılıyor. Bunun sonu ne olacak bilmiyorum? Zaten deprem ülkesiyiz. Kuşbakışı İzmir’e bakınca iki yeşillik alan var. Birisi Kentpark onu da vermek istemiyoruz.”