Karakoyun’da bağ bozumu

  • 09:06 17 Ekim 2023
  • Yaşam
 
Gülşen Koçuk
 
RIHA - Hummalı kış hazırlıklarında sonlara gelinirken, Sêwreg ilçesine bağlı Karakoyun köyünde köylüler bağ bozumu zamanını karşılıyor. Toplanan üzümler kış için pestile, cevizli sucuğa dönüştürülüyor.
 
Sıcak zamanların sonlarına gelinirken, Kurdistan’da kış için başlayan hazırlıklarda şimdi bağ bozumu zamanı… Kurutmalıkların, turşuların, konservelerin, salçanın yapılmasından sonra şimdi de toplanan üzümler çeşitli ürünlere dönüştürülüyor. Riha’nın (Urfa) Sêwreg (Siverek) ilçesine bağlı Karakoyun köyünde de yurttaşlar kış hazırlığını bağlarından topladıkları üzümleri kış için işleyerek sürdürüyor.
 
Uzun bir emek süreci ile bağlarda yetiştirilen üzüm, toplanarak üzüm havuzunda eziliyor, suyu (şire) çıkarılıyor. Bu işlem belki de en çok çocuklar için eğlence zamanlarına dönüşüyor. Oldukça zahmetli geçen bu aşamalarda köylüler birbirinin yardımına koşarak, bu zahmeti de bölüşüyor.
 
Köyde yaşayan Perihan Tüm ve Gulê Tüm, üzüm suyunun pestil, cevizli sucuk ve daha birçok haliyle sofralara gelişini anlatıyor.
 
Bağlardan sofralara
 
Perihan, önce çıkarılan üzüm suyunu kaynatarak köpüğünü aldıklarını, sonra leğenlere boşaltıp soğumasını beklediklerini dile getiriyor ve şöyle anlatıyor: “Şire soğuduktan sonra içine unu eleyip içine koyuyoruz. Ardından hepsini süzgeçten geçirip tekrar ateş üstündeki kazana boşaltıyoruz. Katılaşana kadar karıştırıyoruz. Elde ettiğimiz bulamacı (pelok) beyaz çarşaflara sürüp, üstüne susam serpip güneşte bekletiyoruz. Birkaç saat sonra çarşafları toplayıp arka kısmını ıslatıp soyuyoruz ve pestilleri katlayıp kenara koyuyoruz.”
 
Pelok yapımı
 
Gulê de pelok yapımını şöyle paylaşıyor: “Üzümlerimizi getirdik, havuzda ezdik. Şiresini aldık. Sabah saat 03.00’te kalktık, hepsini kazana koyup kaynattık. Beyaz taş da koyduk içine, rengi açılsın diye. Sonra çıkarıp hepsini leğenlere koyduk, soğuttuk. Ardından unla karıştırdığımız şireyi bu büyük kazana koyduk. Hepsini birbirine karıştırıyoruz, 2-3 saat pişiriyoruz. Çarşaflara döküp serip pestil yapıyoruz. Güneşe bıraktığımız pestillerimiz kuruduktan sonra çarşaflardan kaldırıyoruz.”
 
‘Emek isteyen, zahmetli bir iş’
 
Yaptıkları işin çokça emek isteyen, zahmetli bir iş olduğunu belirten Gulê, ancak tadının bu zahmete değdiğini ekliyor. Cevizli sucuk da yaptıklarını söyleyen Gulê, “Çok uzun zamandır, yani nenelerimizden beri bu işi yapıyoruz. Onlardan bize kalan miras. Eskiden daha çok kazanlarda yaptığımızdan 10 gün ya da 1 ay kalıyorduk tarlalarda. Şimdi ise daha az yapıyoruz, daha az kalıyoruz. Şimdiye kadar burada hepimiz bu işi yapıyorduk ama bizden sonra gelenlerin yapacağına inanmıyorum. Mesela eskiden bu kazanlardan 20 tane yapıyorduk, şimdi 1 tane yapıyoruz” diyor.
 
Çocuklar artık market ürünlerine yöneliyor
 
Üzüm şiresinden pekmez de yaptıklarını dile getiren Gulê, pekmezin ise peloka göre daha uzun süre kaynadığını aktarıyor. 10 saate varan bir pişme süresinden sonra pekmezin olduğunu söyleyen Gulê, kendileri için yaptıkları bu ürünlerin güzel olduğunu, ancak çocukların marketlerde satılan hazır ve katkılı gıdaları tükettiğini ifade ediyor.