Tozkoparan sakinleri: Kentsel değil rantsal dönüşüme karşıyız!

  • 09:04 2 Temmuz 2021
  • Yaşam
Sena Dolar
 
İSTANBUL - Kentsel dönüşüm kapsamına alınan Tozkoparan Mahallesi’nde 23 Haziran’dan bu yana su, elektrik ve doğalgaz yok. Mahalle sakinleri adil bir sözleşme istediklerini belirterek, “Burada yaşayanlar kentsel dönüşüme karşı değil rantsal dönüşüme karşı”  dedi. 
 
İstanbul’un Güngören ilçesinin “riskli alan” ilan edilen Tozkoparan Mahallesi kentsel dönüşüm kapsamına alındı. Kararın ardından ocak ayında apartmanlara gönderilen tebligatta, mahalle sakinlerine 1 ay içinde evleri boşaltmaları aksi halde elektrik su ve doğalgazlarının kesileceği bilgisi aktarıldı. Mahallelinin itirazı ardından İstanbul 10’uncu İdare Mahkemesi tahliye ve yıkım işlemlerine yönelik yürütmeyi durdurma kararı verdi. Haziran ayında ise yürütmeyi durdurma kararının kaldırılmasıyla beraber, 23 Haziran’da belediye görevlileri, polis ile birlikte mahallenin elektrik, su ve doğalgazını kesmeye geldi. 
 
Duruma tepki gösteren mahalle sakinlerine polis biber gazıyla saldırırken, bu esnada kalp hastası Ahmet Uzun isimli yurttaş, geçirdiği kalp krizi sonucu hastaneye kaldırıldı. 
 
Mahallede, 23 Haziran’dan bu yana elektrik, su ve doğalgaz yok. Diğer yandan mahallede makinaya bağlı yaşayan 12 aylık bir bebek ve çok sayıda makinaya bağlı yatalak hasta bulunuyor. 
 
Mahalle sakinleri, kentsel dönüşüme değil, rantsal dönüşüme karşı olduklarını vurgulayarak, Tozkoparan Barış Parkı’nda günlerdir nöbet tutuyor. Mahalleli, su ihtiyacını yardımseverlerin yolladığı su tankerleri ile karşılıyor. Mahalle sakinlerinin talepleri ise, yerinde dönüşüm, metrekareye metrekare ev ve kentsel dönüşüm yapılan evler için ekstra para alınmaması. 
 
‘Su, elektrik ve doğalgazımızı kestiler’
 
Mahalle sakinlerinden Birgül Bulut, 22 Aralık 2020’de kapılarına tebligat asıldığını ve 30 gün içinde evlerini boşaltmalarının istendiğini aksi halde elektrik, su ve doğalgazlarının kesileceği tehdidiyle karşı karşıya kaldıklarını ifade etti. Birgül, tebligatta polisin, dışarıya atılacaklarına dair uyarıda bulunduğunu ifade ederek, “Bizler vatandaş olarak hukuki yollarla müracaat ettik. Yaklaşık 2 ay kadar yürütmenin durdurulması kararı aldık. Kararın iptal olması ile birlikte geçen hafta sabahın erken saatlerinde mahallemize yüzlerce polis geldi. Ve elektrik su ve doğalgazımızın kesileceğini öğrendik. Bunun yasal olmadığını söyledik fakat valiliğin vermiş olduğu emir ile elektrik, su ve doğalgaz kesildi. 23 Haziran’dan beri elektrik, su ve doğalgaz kesilmiş şekilde yaşıyoruz” dedi.
 
‘Geceleri nöbet tutuyoruz’
 
Adil bir sözleşme istediklerinin altını çizen Birgül, “Burada yaşayanlar kentsel dönüşüme karşı değil rantsal dönüşüme karşı. Haklarımızı alabilecek miyiz? Bunun hakkında bilgimiz yok. Burada mücadele vermemizin tek nedeni bize adil sözleşme ile gelmemeleridir. Karşımızda muhatap bulamıyoruz, sürekli dirençle karşı karşıya kalıyoruz. İnsanlar tehdit altındalar” diye belirtti.
 
Geç saatlere kadar parkta nöbet tuttuklarını söyleyen Birgül, her şeye rağmen direnmeye devam edeceklerini kaydetti. Birgül, “İnsanı burada susuz bırakmak ne adalete ne vicdana ne de insanlığa sığar” diye ekledi. 
 
‘Sen misin hakkını arayan deyip biber gazı sıktı’
 
Polisin saldırısı sırasında kalp krizi geçiren Ahmet Uzun ise, tedavisinin ardından olay günü yaşadıklarını şu sözlerle aktardı: “Belediye hiç hakkı olmadan binanın kapısına tebligat astı. Tebligatta ‘evleri boşaltın, boşaltmazsanız elektrik, su ve doğalgazını keserim gerekirse güvenlik güçleriyle dışarı atarım’ diyor. 3-4 gün önce arka tarafta komşularımızı görmeye gittik. Bin tane çevik kuvvet getirmişler. Çevik kuvvet halka müdahale etmek için bekliyordu. Valilikten veya herhangi bir belge getirdiniz mi diye soruyorum hayır yok diyorlar. Kendi bildiklerini okuyorlar. Biz bu müdafaayı yaparken polisler saldırmaya başladı. Biber gazı tabancısını direkt benim üstüme çevirdi, bilinçli şekilde bana biber gazı sıktı. Ben hakkımı arıyorum ve büyük ihtimalle bana, ‘Sen misin hakkını arayan’ dedi. Soylunun askerleri de geldi inadına inadına saldırdı.  Bende 3 tane stant var. Benim ömrüm kısa. O gün ilk geçirdiğim kalp krizi gibi bir daha kalp krizi geçirdim. Ben o gün ölebilirdim.”
 
Ahmet son olarak, kentsel değil rantsal dönüşüme karşı olduklarını belirterek, “Biz sadece üç şey istiyoruz. Yerinde dönüşüm, metrekareye metrekare ve bizden ayrıca 180 bin TL’nin alınmasını istemiyoruz” diyerek taleplerinin yerine getirilmesi çağrısında bulundu.
 
‘Hakkımızı niye elimizden alıyorlar?’
 
Mahalle sakinlerinden biri de Kamer Güray. 41 yıldır yaşadığı mahalleye verdiği emeğe dikkat çeken Kamer, ancak belediyenin kendilerine hiçbir şey sunmadan evlerinden atmaya çalıştıklarını dile getirdi. Kamer, “Herkes ile anlaşıp herkese birer daire versinler biz başka bir şey istemiyoruz. Yıllarımızı verdik buraya. 5 bin 750 gün bu devlete hizmet verdim, çalıştım. Bin 600 TL emekli maaşı veriyorlar. 500 bin TL ev parasını ben nasıl ödeyeceğim emekli maaşımla? Herkes elini vicdanına koysun. Bu ev bizi hakkımız niye elimizden alıyorlar? Atmasınlar kimseyi sokağa” sözleriyle tepki gösterdi.
 
‘Devlet sen öl diyor…’
 
KOAH hastası olan ve makineye bağlı tedavi edilen Zual Topal, elektriklerin kesilmesiyle sağlık hakkına erişim sağlayamıyor. Zual, eşi ile birlikte evde mum yakarak oturduklarını kaydetti. Zual, “Ben KOAH hastasıyım makinamın takılı olması lazım, ilaçlarımın dolapta olması lazım ama hepsi dışarıda. Devlet sen öl diyor resmen. Kapının önüne geldiler ben KOAH hastasıyım diyorum karşıma geçmiş gülüyorlar.  Parka getirmiş bana çorba, kek otursun kendisi yesin. Benim suya, elektriğe ihtiyacım var. Biz evimizde oturmak istiyoruz”  ifadelerini kullandı.
 
‘Kentsel dönüşüm diye 265 bin TL borç çıkartıyorlar’
 
Mübeccel Pala ise yeni kentsel dönüşüm adı altında ev sahiplerinin borçlandırılacağına işaret etti. Mübeccel, “Bana 265 bin TL borç çıkarıyor. Nasıl memur senede iki kere zam alıyorsa aynı zam benim ödeyeceğim borca da zam geliyor. Bin 500 TL kira yardımı vereceğini söyledi belediye ama devamını getirecek mi? getirmeyecek mi? o da belli değil. Bizim tek istediğimiz fiyatı indirsinler. Tefesi tüfesi 600 bin’i bulacak biz onu değiştirmeye çalışıyoruz.  Belediye körü körüne  ‘Evini alacağım ama sen bir ev parası daha öde’ diyor”  diye  konuştu.  
 
’58 yaşındayım 15 yıl ev borcunu nasıl ödeyeyim?’
 
‘Hakkınız hazineye aktarıldı’ şeklinde mesajlar aldığını dile getiren Mübeccel, “ Biz kime güveneceğiz. Devlet arkamdaysa beni bağlayacak sözleşme yap. Annelerimizin, ninelerimizin mücadele ettiği gibi biz de ederiz. Şeytanın bunlardan ders alması lazım. Kentsel dönüşüm ile yenilenen evlerin borçlarının 15 yıl taksitle ödeneceğini aktaran Mübeccel, “Ben 58 yaşındayım 15 yıl ev borcu ödesem sonrasında ne olacak?” diye sorarak, yaşanabilir bir ev yapılmasını istedi.