Melike Aydın

 

İZMİR - Hurda ve plastik toplayarak geçimini sağlayan A.A.’nın 4 çocuğu devlet tarafından yurda yerleştirildi. 2 çocuğu ile yaşam mücadelesine devam eden A. çocuklarını geri almak için koşulları oluşturmasının mümkün olmadığını belirterek, başvuru yaptığı hiçbir devlet kurumundan olumlu yanıt alamadığını, “Fuhşa sürüklenmek üzereyim, sorumlusu devlettir” sözleri ile dile getirerek dayanışma çağrısında bulundu.

 

İzmir’in Bayraklı ilçesinde hurda ve plastik  toplayarak geçimini sağlayan A.A., 6 çocuğuyla verdiği yaşam mücadelesini yürütebilmek için dayanışma bekliyor.  A.A. ve 6 çocuğu önce çadırda yaşamak zorunda bırakılır, ardından zabıta ekiplerinin baskısı ve çocuklarının Sosyal Hizmetler Kurumu tarafından çocuklarının kendisinden alınarak yurda yerleştirilme korkusuyla İzmir Valiliği Bayraklı Geçici Konaklama Merkezi’nde bulunan konteynırlara yerleşmeyi kabul eder. Ancak burada da Roman kimliğinden kaynaklı ayrımcılığa maruz bırakılır. 

 

Konteynıra çocukları için yerleşmeyi kabul etse de, çocuklarının kendisinden alınarak yurda yerleştirilmesinin önüne geçemez. 10, 8, 6 ve 2 yaşındaki 4 çocuğu Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından alınır ve yurda yerleştirilir. A. iki oğluyla yaşam mücadelesini sürdürürken, tek isteği çocuklarıyla bir evinin olması. Yurttaki çocuklarını haftada bir gün görebildiğini söyleyen A., kâğıt ve plastik toplayarak geçinemediğini ve fuhşa sürüklenme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu kaydederek,  geçinebileceği ve çocuklarıyla barınabileceği imkanların sağlanması için dayanışma bekliyor.

 

‘Önce umut verdiler sonra çocuklarımı elimden aldılar’

 

A. konteynıra yerleştirilirken, iş ve ev konusunda söz verildiğini söyleyerek, “Umut veriyorlar ama hiçbir şey vermiyorlar” sözleriyle durumunu anlatmaya başlıyor. Geçici olarak bir evde kaldıklarını ve günlük 20 TL ile aylık 650 liralık kirayı ödeyemediğini ifade eden A., çocuklarını geri alabilmek için eşyalı bir evinin ve çocukların tüm ihtiyaçlarını karşılayacak bir işinin olması gerektiğini söyledi.

 

Ayrımcılığa maruz bırakıldı

 

“Rüyamızda görmediğimiz şeyler bizden isteniyor, çocuklarımı alamayacağımın kaygısı var içimde” diyen A., son olarak şunlara değindi: “Konteynıra güvendik devletin kucağındayız bize yardım eder dedik. Herkese bin 100 lira yardım verdiler hane başı, bana başvurmama rağmen beş kuruş para verilmedi. Başıma bir felaket gelse kötü yola girsem sorumlusu devlettir. Bir kutu erzak vermek yardım değildir. Konteynırda bizi en uca attılar o insanları rahatsız etmeyelim diyerek. Ayrımcılık yaptılar.”