Evsiz kaldı, çadırını terk etmeye zorlandı
- 09:17 28 Nisan 2021
- Yaşam
Melike Aydın
İZMİR - Öncesinde evsiz kalan, sonrasında kaldığı çadırı terk etmeye zorlanan, şimdi ise taşındığı Geçici Konaklama Merkezi’nde ayrımcılığa maruz kalan A.A., geçinebileceği ve çocuklarıyla barınabileceği imkanların sağlanmasını istiyor.
İzmir’in Bayraklı ilçesinde hurda toplayarak geçinen Roman yurttaş A.A., 6 çocuğu ile önce çadırda yaşamak zorunda bırakılıyor, ardından zabıta ekiplerinin baskısıyla karşı karşıya kalıyor. Parklarda kurdukları çadırın da kaldırılması riskiyle karşı karşıya kalan, A., çocuklarının Sosyal Hizmetler Kurumu Çocuk Esirgeme Yurdu’na yerleştirilmek üzere elinden alınması kaygısıyla 24 Nisan gecesi, ailesiyle İzmir Valiliği Bayraklı Geçici Konaklama Merkezi’nde bulunan konteynırlara yerleştiriliyor. Burada da ayrımcı yaklaşımlara maruz kalan A., geçinebileceği ve çocuklarıyla barınabileceği imkanların sağlanmasını istiyor.
Ev sahibi eşyalarını dışarı attı
Eşi 3 yıldır cezaevinde olan A., 5 çocuğu ve eşinin kardeşi ile kiraladığı evlerde de nüfusun kalabalık olması ve kira ödemekte zorlandığı için evsiz kalıyor. Aynı nedenlerden dolayı farklı bir ev kiralayamayan A., “En son memlekete taziyeye gidip döndüğümde ev sahibim de yedek anahtar varmış, eşyalarımı çıkarıp çöpe atmış, yağmurun altında ıslanmış eşyalarım. Tartıştık ve karakola şikayet ettim” diye belirtiyor.
‘Çocuklar yurtta değil yanımda kalsın’
Evsiz kaldıktan sonra yaklaşık iki hafta parklarda çadırlarda yaşayan A. yaşadıklarını şu sözlerle dile getiriyor: “Mendil satarsın dilenci olursun, çiçek satarsın çocuk şube alır. Çocuklarımı bir sene kadar iki defa yurda aldılar. Ev dayadım döşedim tek başıma çalışarak. Çocuklarımı iki defa Sosyal Hizmetler ve Esirgeme Yurdu’ndan aldım. Sonra ev sahibi beni evden attı ve ben de çocuklarımı yurda vermek istemiyorum. Ailemiz var ama herkes zor durumda.”
Hurda aracına da trafik ekipleri el koydu
Çevredeki yurttaşların desteği ile bir süre çadırda yaşamını sürdürmeye çalışan A., İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı zabıtaların çadırını kaldırmaya çalışmasıyla karşı karşıya kalıyor. A., “Hurda toplayarak geçiniyoruz. Motorumuzu trafik aldı. Belediye memurları yüzünden o parktan bu parka süründük. Çocuklar adres olmadığı için, ev olmadığı için okula gidemiyor. Hayatlarımız kısıtlı.”
‘Ne kadar kalacağımız belli değil’
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin depremde evlerini kaybedenlerin bulunduğu Valiliğe bağlı Geçici Konaklama Merkezi’ndeki konteynırlara taşınma teklifini kabul eden A., bunu kabul etmesinin nedenini ise 24 Nisan akşamı yağan şiddetli yağmurdan dolayı olduğunu belirtiyor. A., “Burada çok eksiğimiz var. 4 yatak, 1 ocak, 2 tencere, kaşık ve çatal verdiler. Temizlik malzemesi yok. Halı yok, televizyon yok. Bizim işimiz Karşıyaka’da burada ekmek kazanacak durumumuz yok ve bize burada ekmek veren de yok. Kartla giriş çıkış yapılıyor. Ne kadar kalacağımız belli değil, iş yok. Benim okuma yazmam yok” ifadelerini kullanıyor.
‘Bizi burada pek fazla tutmayacaklar’
Taşındığı konteynırın, depremzedelerin kaldığı alandan farklı bir yerde olduğunu ve çocukların, diğer bölgelere girmeleri nedeniyle uyarıldıklarını sözlerine ekliyor. A., “Çocuklar, aksilik yapıyor diye bizi burada tutmak istemeyebilirler. Baba, cezaevinde olduğu için psikolojileri de bozuk. Rahatsızlık yapıyormuş çocuklar. Böyle bir şeyi bulmuşuz değerini bilelim. Bu şekilde olursa çadırlara talibiz herhalde. Bizi burada pek fazla tutmayacaklar. Müstakil bir ev olsaydı daha iyi olurdu” diyor.