TİGEM’in koyunlarına el koyduğu koçerler: Göçe zorlanıyoruz
- 09:04 11 Nisan 2021
- Yaşam
Derya Ren
URFA - Ceylanpınar’da TİGEM tarafından koyunlarına el konulan koçerler, yıllardır bu topraklarda yaşadıklarını ve tek geçim kaynaklarının hayvancılık olduğunu belirterek, “Devlet bunu bilmesine rağmen yine de bizi yerimizden, yurdumuzdan etmeye çalışıyor” dedi.
Geçtiğimiz günlerde Urfa'nın Ceylanpınar ilçesindeki Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü'ne (TİGEM) bağlı tarım alanına yakın merada koyunlarını otlatan koçerlerden birinin koyunlarına TİGEM güvenliği ve jandarma el koydu. Koyunların, TİGEM’e bağlı işletmelere götürülerek, aç susuz bırakıldıklarını söyleyen koçerlerin bu kez de koyunları için başvurdukları TİGEM’e “bakım parası” ödemek zorunda bırakıldığı belirtiliyor.
Hamidaş köyünde yaşayan koçerler, TİGEM güvenliği ve jandarmanın bu politika ile halkı cezalandırmaya çalıştığını belirterek, bu topraklarda yıllardır yaşadıklarını ve iktidarın buna göre adım atması gerektiği çağrısında bulundu.
‘Asker koyunlara el koyuyor’
Köylülerden Zehra Kara, suyun ve elektriğin olmadığını, ancak mecburen burada yaşamak zorunda kaldıklarını söyledi. Zehra, şöyle devam etti: “Biz burada 40 yıldır yaşıyoruz. Elektriğimiz, suyumuz yok. Ancak bizler bir şekilde yaşamımıza devam ediyoruz. Koyunlarımızı meraya bıraktığımızda askerler gelip el koyuyor ya da bize saldırıyor. Biz de ne yapacağımızı şaşırdık. Eğer buradan gidersek açlıktan ölürüz. Bizi burada doyuran bu koyunlardır. Ancak devlet onları otlatmamıza izin vermiyor. Bunun yanı sıra onları evin çevresinden başka bir yere götürmemize de engel oluyorlar. Koyunların hepsi açlıktan ölmek üzere, onlar ölürse biz de ölürüz.”
‘Bizi yerimizden etmeye çalışıyorlar’
Çocuklarının sık sık hastalandığını ancak hastanenin uzak olmasından dolayı ulaşımda zorluk yaşadıklarını dile getiren Zehra, “Birçok komşumuza arsa verdiler. Lakin verilen arsaların bir değeri yok. Bizler koçeriz. Normal bir yaşam süremeyiz. Koyunlar ve bizim için toprak olmadan yaşam da yoktur. Devlet bunu bilmesine rağmen yine de bizi yerimizden yurdumuzdan etmeye çalışıyor. Tarihimizden, geçmişimizden koparmaya çalışıyor. Kabul etmeyeceğiz” dedi.
‘Yazık, günah değil mi?’
Aynı köyden Vetha Demir ise, TİGEM tarafından koyunlarına el konulması tehdidiyle karşı kaldığını söyledi. Bu tür tehditlerle göçe zorlandıklarını ifade eden Vetha, yıllardır yaşadıkları bu toraklardan iktidarın bir kararı ile çıkarılmak istenmelerinin altında çok büyük nedenler yattığına işaret etti. Vetha, “Biz buradan çıkmayacağız. Eğer bizi çıkarmak istiyorlarsa öldürsünler. Koyunlarımızı meraya çıkaramadığımızdan kaynaklı aç, susuz ağılda bekletiyoruz. Yazık, günah değil mi? Ne haldeyiz onlar da görüyor. Burada ne elektrik ne de su var. Suyu kuyudan çekiyoruz. Hem biz hem de hayvanlarımız aynı suyu içiyoruz” diyerek yaşadıklarına isyan etti.
‘Koşullar kötü olsa da burası bizim toprağımız’
Yaz aylarında yaşam koşullarının daha da kötüleştiğini ifade eden Vetha, tüm olumsuzluklara rağmen direnmeye devam ettiklerini vurguladı. Vetha, son olarak iktidara şu çağrıda bulundu: “Sizler de bizi görüyorsunuz. Meralar olmazsa bizim yaşamımız durur. Bu topraklarda doğduk, bu topraklarda yaşıyoruz. Koşullar kötü olsa da burası bizim toprağımız. Meralarımızdan da koçerliğimizden de vazgeçmeyeceğiz.”