Melike Aydın

 

İZMİR - Şakran Cezaevi yakınında kurdukları bir çadırda yaşayan Leyla Ergöl ve eşi Cihan Ergöl bu kışı çadırda geçiriyor. Leyla, “Terk edilmiş dört duvar arası bir yer dahi olsa yine razıyım. Sıcak bir yer istiyoruz. İş istiyoruz” diyor.

 

Kış ayları, kar yağışı ile çocukları ve kartopu oynamak isteyenleri mutlu etse de tablo, evsizler, ekonomik sıkıntı yaşayanlar için pek de iç açıcı değil. İzmir Aliağa’da Şakran Cezaevi yakınındaki doğal gölet kıyısında yaşayan evsizler Leyla Ergöl ve Cihan Ergöl kış soğuğunu naylon çadırın altında geçiriyor. Leyla ve Cihan, kamu kurumlarına yardım başvurusunda bulunduklarını, ancak taleplerinin reddedildiğini söylüyor.

 

Başvuruları reddedildi

 

Cezaevine gelen ziyaretçilerin ve cezaevi lojmanında yaşayanların verdiği yiyeceklerle beslenme ihtiyacını karşılayan Leyla ve Cihan, hiçbir yerde işe alınmadıklarını belirtiyor. Aliağa Belediyesi ve Aliağa Kaymakamlığı’na yaptıkları başvuruların ise reddedildiğini ifade eden Leyla, hiçbir güvencesinin olmadığını dile getiriyor. Leyla, “Bornova Mevlana Mahallesi’ndeydik ama bizi sokağa attılar. Kardeşlerim var, üç çocuğum var ama hiçbiri geçinemiyor. Kıştan bu yana buradayız. Soğuktan üşüdük. Belediyenin kaymakamlığın önünde yattık. Bizi alıp İzmir’e (merkez) bıraktılar. Kalacak yerimiz olmadığından yeniden buraya geldik. Karı, soğuğu burada atlattık. Üç çocuğum var onlar da evsiz, geçinemiyor” diyor.

 

Uzun süredir doktor kontrolü yapılmadı

 

Leyla, tansiyon ve şeker hastası eşi Cihan’ın da astım hastası olmasına rağmen uzun süredir doktor kontrolüne gidemediğini söylüyor. Bu süreçte koronavirüse yakalandıklarını paylaşan Leyla, “Terk edilmiş dört duvar arası bir yer dahi olsa yine razıyım. Sıcak bir yer istiyoruz. İş istiyoruz. Banyo yapamıyoruz. Hava biraz sıcak olunca çamaşırlarımızı göl suyu ile yıkadım. İçme suyunu da nizamiyeden alıyorum” ifadelerinde bulunuyor.

 

Daha önce kaldıkları yerin cezaevine çok yakın olması nedeniyle jandarma tarafından kaldırıldıklarını söyleyen Cihan ise daha uzak bir noktada çadır kurduklarını dile getiriyor.