Dengbej Behiye Baki sesiyle duvarları aşıyor

  • 09:03 15 Aralık 2020
  • Yaşam
Nazan Sala - Şehriban Abi
 
VAN - Van T Tipi Kapalı Cezaevi'nde bulunan tutsak Behiye Baki klamlarıyla cezaevi duvarlarını aşıyor. Ayşe Şan ve Meryem Xan’ı dinleyerek büyüyen ve seslendirdiği klamlar suç sayıldığı için cezaevinde olan Behiye, “Sadece bedenim tutsak, sesim değil” dedi.
 
Van T Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan Behiye Baki (32), 4 yıldır sesiyle cezaevinin kalın duvarlarını aşarak binlerce tutsağa ulaşıyor. 4 yıl içerisinde onlarca kadının tutsaklığına tanıklık eden Behiye, klamlarıyla acıyı, mutluluğu, sevinci ve tutsaklığı, aynı cezaevinde tutulan gazeteci Şehriban Abi ve Nazan Sala ile paylaştı. 
 
Henüz 15 yaşındayken dengbejliğe başlayan Behiye, devletin Kürt kültürüne karşı tahammülsüzlüğüne ve ailesinin feodal yaklaşımlarına rağmen mücadele verdi. Behiye hakkında 2017 yılında dengbejlik üzerine faaliyetleri suç sayılarak, hiçbir delil yokken tanık ifadeleri ve beyanları üzerine “örgüte üye” olma iddiasıyla tutuklanarak müebbet hapis cezası verildi. 
 
Behiye dışarıda yaşadığı zorlukları ve cezaevindeki yaşamını anlattı.
 
'15 yaşında dengbejliğe başladım’
 
13 yaşındayken annesinin dengbej Ayşe Şan ve Meryem Xan’ın kasetlerini alıp evde dinlediğini ve bu seslerden etkilendiğini söyleyen Behiye, “Kasetlerde çalınan Kürtçe şarkılar çok hoşuma gidiyordu. Ardından ben de dışarıda, evde, yaylada şarkı söylemeye başladım. 15 yaşımda sesim yakınımdakiler tarafından fark edildi. Ve ailem arkadaşlarım sesimin çok güzel olduğunu söylediler. Ailem bana ‘sadece evde söyle dışarıda söyleme’ diyordu ancak ben Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde bulunan bir kültür merkezine giderek ses eğitimi aldım. İlk 5 yıl sürekli toplum ve çevre baskısı gördüm buna rağmen mücadele ettim. Yaşamın her alanında klamlarımı seslendirirken aynı zamanda Kürt kültürü olan dengbejliği yaşatmaya çalıştım” dedi.
 
‘Artık dengbej olarak tanındım’
 
Sesinin duyulması için ilk olarak bir grup arkadaşıyla Van’da, 2009 yılında şarkı söylediğini belirten Behiye, “Artık Sadece Behiye değil ‘Dengbej Behiye’ olarak tanındım. Ve sesin inceliği, tonu, renginin nasıl olması gerektiği üzerine dengbejlerden eğitim aldım. O zamanlar Erivan Radyosu’nda klamları dinliyordum. Benim için en iyi öğretici bu radyo oldu. Kentte bulunan birçok düğün, etkinlik, eğlence ve kutlamalarda yer aldım. Dengbejlikte sevinç , mutluluk ve acı bir klamla anlatılabiliyor” diye konuştu.
 
‘Sadece bedenim tutsak sesim değil’
 
Kültür merkezlerinde veya sahnelere çıkarak dengbejliği yaşattığını söyleyen Behiye, dengbejlik yaptığı etkinliklerin suç sayılarak 2017 yılında tutuklandığını ve iktidarın Kürt kültürüne olan tahammülsüzlüğünü ortaya çıkardığını kaydetti. Behiye, “Benim burada sadece bedenim tutsak sesim değil. Bundan kaynaklı sesim cezaevinde yankılanıyor. Kadınlarla birlikte sevincimizi ve acılarımızı klamlarımla paylaşıyoruz. Dört duvar arasında olsakta kültürümüzü yaşatmalıyız. Dengbejliğimle ailemi ve toplumu dönüştürdüm. Sesimin duyulması için çok mücadele verdim. Ben sadece şarkı söylediğim için buradayım. Şarkı söylemek ya da dengbejlik yapmak suç değil. Beni tanıyan yüzlerce kişi belki burada tutsak olduğumdan haberleri yoktur. Çünkü herkes beni dengbej olarak tanıyor” diye ifade etti.
 
Cezaevlerinde yaşatılan klamlar…
 
Cezaevinin koğuşunda ve avlusunda kadınların istekleri üzerine Behiye birçok klam seslendiriyor. Avluda gür sesiyle ‘uzun hava’ söyleyen Behiye’ye diğer koğuşlarda kalan kadınlar, ıslık ve alkış sesleri ile karşılık veriyor. ‘Moral geceleri’ gece uyumadan ve neredeyse her vakit, Behiye’nin seslendirdiği klamlarla geçiyor. Öte yandan Behiye’ye tutsaklar tarafından gönderilen mektuplarda Behiye’nin sesinin ahenginden ve güzelliğinden bahsedilirken, dışarıya çıktıklarında ise Behiye’yi yüz yüze dinlemek istediklerini yazıyorlar.