25 Kasım’a doğru: Kadın mücadelesiyle tanıştı, 29 yıllık şiddete başkaldırdı
- 09:01 22 Kasım 2020
- Yaşam
DİYARBAKIR - Sistematik şiddete maruz kalan Halime Aras, geç tanıştığı kadın mücadelesi sayesinde kendi ayakları üzerinde durmayı başarır. Şimdi ise şiddet gören diğer kadınlara ulaşmaya çalışan Halime, “Bizim sadece kendimize, irademize, gücümüze inanmaya ihtiyacımız var” der.
Günümüzde kadına yönelik şiddet, psikolojik, fiziksel, ekonomik, cinsel ve devletin de aralarında olduğu birçok boyutuyla artarak devam ediyor. İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasanın dikkate alınmadığı ve cezasızlığın da giderek derinleşmesine karşı kadınların mücadelesi sürüyor. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü yaklaşırken, şiddet gören ve buna karşı mücadele eden kadınlardan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sur İlçe Meclis üyesi Halime Aras’ın (44) hikayesini sizinle paylaşıyoruz.
Çocuk yaşta evlendirilen ve evli olduğu erkeğin psikolojik, ekonomik, fiziksel şiddetine maruz kalan Halime de, şiddete başkaldıran ve kadın mücadelesi yürüten kadınlardan biri. Henüz 12 yaşındayken, akrabası olan bir erkekle evlendirilen Halime, evliliği boyunca şiddete uğrar. Evli olduğu erkeğin babası tarafından da şiddete maruz bırakılan Halime, günlerce yoğun bakımda kalır. Hastaneden taburcu olduktan sonra eve dönmek istese de ailesi buna izin vermez ve erkek şiddetiyle yaşamaya mecbur bırakılır.
‘Gelinlikle çıktın kefenle dönersin’
Evlendikten birkaç yıl sonra erkeğin askere gitmesiyle beraber şiddetin bitmediğini aksine arttığını söyleyen Halime şöyle devam eder: “Onun gitmesine sevindim ama babası yani dayım şiddete devam ediyordu. Birinden kurtulmuştum ama bir şey değiştirmedi. Uzun yıllar şiddete katlanmak zorunda kaldım. Ardından Diyarbakır’a geldik. Yıllarca tek odalı bir evde yaşadık. O kadar yoksulluk yaşamama rağmen kabullendim ve dayandım. Çünkü ailem de bana kapısını açmayacaktı. Anneme yaşadıklarımı anlattığımda bana ‘kadının yeri kocasının yanıdır’ diyordu. Ailem bana ‘bu evden gelinlikle çıktın ancak kefenle dönersin’ demişti.”
Defalarca boşanma davası açtı
Maruz kaldığı şiddete daha fazla dayanamayan Halime, boşanma davası açar. Defalarca adliyeye giden Halime, çevrenin ve ailesinin baskı yüzünden her defasında geri adım atmak zorunda kalır. Halime, “Kızım da babasından gördüğü şiddete dayanamadı kaçtı. Biriyle evlendi, evlendiği erkek de ona şiddet uygulamaya başladı. Birinden kaçarken başka bir vicdansızla karşılaştı. Çocuğuna hamileyken bir böbreğini kaybetti. Evli olduğu erkek onu öylece bırakıp gitti. Kızım yanıma döndü. Kızımı da alıp İstanbul’a gittim. 3-4 yıl İstanbul’da yaşadık. Eğer ben zamanında şiddete başkaldırabilseydim çocuklarım bunları yaşamayacaktı. Oğlum daha 15 yaşındayken bana ‘anne babamdan boşan biz bakarız sana’ diyordu ama ben yapamadım. Oğlum HPG’ye katıldı ve gitmeden bana yine ‘o adamı boşa, bu zulme katlanma’ demişti.”
‘Kadın mücadelesiyle güçlendim’
Baskılardan dolayı boşanmaya cesaret edemeyen Halime devamında şunları dile getirir: “Evli olduğum erkek beni artık evden kovmaya başladı ama benim aklım başıma gelmişti. Ona ‘burası benim ve çocuklarımın evi sen çık git’ dedim. Eşyalarını alıp gitti. 2 yıl sonra geri döndü ama onu eve almadım. İnsanları araya sokarak eve geri dönmek istedi ama kararlıydım. Hatta bana haber yollamıştı ‘eğer HDP’ye gitmeyi bırakırsa ben de ona iyi davranırım artık şiddet uygulamam’ demişti. Ben de aksine daha çok HDP’ye gidip gelmeye başladım. HDP sayesinde kadın mücadelesiyle de tanıştım ve artık daha güçlü olduğumu hissettim. Kadın mücadelesi olmasaydı belki de yine çevrenin etkisinde kalacak ve onunla aynı evde yaşayacaktım, şiddet devam edecekti ama mücadele sayesinde öyle olmadı.”
‘Bizim kendimize inanmaya ihtiyacımız var’
Yıllarca erkek şiddetine boyun eğdiği için pişman olan Halime, öncesinde tutunacak ve güç alacak birileri olmadığını, ancak bugün kadınların kendisine yalnız olmadığını gösterdiğini söyler. Halime, “Şimdi daha güçlüyüm ve tüm varımla şiddet gören kadınlara ulaşmaya ve onlara el uzatmaya çalışıyorum. Bir kadın daha benim yaşadıklarımı yaşamasın diye mücadele ediyorum. Bizim erkeklere ihtiyacımız yok. Bizim sadece kendimize, irademize, gücümüze inanmaya ihtiyacımız var” diye vurgular.