‘Ebeveynlik ‘tek rol’ değildir, bu fikirden uzaklaşılmalı’
- 09:09 13 Kasım 2020
- Yaşam
ANKARA - Sürekli olarak kendini ihmal eden bireyin zaman içinde tükenmeye başlayacağını söyleyen Uzman Klinik Psikolog Elif Efsun Tatar, “Bu ister iş alanında olsun ister özel hayatta ister ebeveynlikte, kendini ihmal eden veya ihmal etmek zorunda kalan birey er geç tükenmişlikle yüz yüze gelir” dedi.
Toplumun kendilerine biçtiği rollerin içine sıkışmış ve sistemin dayattığı yaşamı sürdürmek zorunda bırakılan ebeveynlerin içerisinde bulunduğu ruh hali çocuklarında gelişimini de etkiliyor. Daha mutlu ve sağlıklı bir toplum için kendisiyle barışık ebeveynlerin gerekliliği üzerinde duran uzmanlar, çocuk ve ebeveyn ilişkisinde sınırsız bağlılık, beklenti ve kendine vakit ayıramamanın kişileri tükenmişlikle baş başa bıraktığına dikkat çekiyor.
Ebeveynliğe toplum tarafından atfedilen ‘kutsallık’ ve ebeveyn olduktan sonra tek rolün bu olduğu fikrinden uzaklaşılması gerektiğini belirten Uzman Klinik Psikolog Efsun Tatar, kişilerin kendi öz bakım ihtiyaçlarının, duygusal, sosyal ve toplumsal ihtiyaçlarını karşılamaya özen göstermeleri konusunda uyarıyor.
‘Toplum ebeveynliğe çok fazla anlam ve beklenti yüklüyor’
Ebeveynlik kavramına yüklenen anlamın toplumdan topluma farklılık gösterdiğini söyleyen Efsun, Türkiye’de toplumun ebeveynliğe çok fazla anlam yüklediğini ve beklentinin de bu anlamda geliştiğini kaydetti. “Avrupa ülkelerinde genel olarak ebeveynlik çocuğun daha erken yaşlarında hafiflerken bizim ülkemizde çocuklar büyüyüp yetişkin olduklarında dahi ebeveynlik görevi yoğun şekilde sürmektedir” diyen Efsun, her ebeveynin bakım verme şeklinin farklılık gösterdiğini ve bazı ebeveynlerin çocuklarına oldukça az zaman ayırdığını söyledi. Efsun, bazılarının ise varlıklarını çocuklarına adayarak kendilerini ihmal ettiğini vurguladı. Bu şekilde davranan birçok ebeveynin, “doğrusu zaten bu değil mi?” şeklinde tepki verdiğini dile getiren Efsun, “Ebeveynlik diğer her şeyi dışarıda bırakarak tüm hayatı ele geçirdiğinde sıkıntılı bir durumla karşı karşıyayız demektir” dedi.
Proje çocuk
Ebeveynlerin çocuk büyütme sürecinde birtakım şeyleri deneyimlediğini ve yeni şeyler öğrendiğini belirten Efsun, özellikle son yıllarda sıkça karşılaşılan ve “proje çocuk” adı verilen çocukları yetiştirmeye çalışan ebeveynlerin deneyimden ziyade bir yerlerden (çoğunlukla bilimsel olmayan kaynaklardan) okudukları şeylerin kendi hayatlarında uygulamaya çalıştıklarına dikkat çekti. Efsun, bu durumu, “Çocuk bütün gün o kurstan bu kursa savrulurken, ebeveyn de kendine zaman ayıramamak da, çocuğunun etkinliklerinden başka bir etkinlik içinde bulunamamaktadır” sözleriyle açıkladı.
‘Kendini en çok anne ihmal ediyor’
Ebeveynlerin bazen tüm zaman ve enerjilerini çocuğa ayırdığı için öz bakımlarına dahi zaman ayıramadığını belirten Efsun, Türkiye toplumu açısından bakıldığında kastedilenin “kendini ihmal eden ebeveynin” çoğunlukla anne olduğunu söyledi. Efsun, “Elbette zaman zaman babalar da çocuklarına gereğinden fazla zaman ayırmaya çalışarak kendilerini ihmal edebilmektedirler ancak gerek günlük hayat gerekse klinik ortamdaki gözlemlerimiz çoğunluğun anneler olduğu yönündedir” diye aktardı.
‘Ebeveynlikte tükenmişlik diğerlerinden farklı’
Kendini ihmal eden bireyin zaman içinde tükenmeye başlayacağına işaret eden Efsun ister iş alanında, ister özel hayatta isterse ebeveynlikte olsun kendini ihmal eden veya ihmal etmek zorunda kalan bireyin er ya da geç tükenmişlikle yüz yüze kalacağının altını çizdi. Efsun, “Ebeveynlikte tükenmişliğin diğer alanlarda yaşanan tükenmişliklerden farkı ise, ebeveynin bu durumu kabul etmek istememesidir. Çünkü ebeveynlik toplumda yüceltilir ve böylesine yüce bir görevi yaparken tükenmek de kabul edilir bir şey değildir” sözlerini kullandı.
‘Anne asla yorulmamalıdır’ dayatması
Terapi seanslarında annelerin çocuklarından dolayı aşırı yorulduklarını ve zaman zaman çocuklarından uzaklaşmak istediklerini söylediklerinde ağladıklarını sıklıkla gördüğünü ifade eden Efsun, annenin bunu söylerken utandığını vurguladı. Efsun, bu konudaki izlenimlerini şu sözlerle dile getirdi: “Çünkü var olan algıya göre, bir anne asla yorulmamalıdır, hele ki çocuğundan uzak kalmak istemesi, kendine zaman ayırmak istemesi çok yanlıştır. Böylece birey kendine toplumun ona baktığı yerden bakar ve bunca zorluğun üstüne bir de kendini yargılar. Normalde baş başa zaman geçiren çiftlerin, çocuk sahibi olduktan sonra yıllarca baş başa bir aktivite yapamamaları hepimizin aşina olduğu ve alıştığı şeylerdir.”
‘Sağlıksız iletişim ve tutum kalıpları gelişir’
Efsun, kendine zaman ayırmayan, kendi öz bakımını dahi ihmal eden bir ebeveynin çocuğuna faydalı olma olasılığının da düşük olduğunu söyledi. Kişinin çocuğuyla uzun zaman geçirdiğini ancak geçirilen zamanın kalitesinin oldukça düşeceğini ve ilişkinin sağlıklı olmaktan uzaklaşacağını vurgulayan Efsun, “Çocuğunu ‘hayal ettiği şekilde’ yetiştiremediği gerçeğiyle yüzleşen ebeveyn, hem kendine hem partnerine hem de çocuğuna öfke beslemeye başlayacak. Bu noktada özellikle çocuğa karşı hissedilen öfke oldukça sinsi bir şekilde büyür, çünkü kişi bu öfkeyle yüzleşmek istemez. İçten içe büyüyen öfke tüm aileyi sarıp sarmalar ve birbirinden beslenen sağlıksız iletişim ve tutum kalıpları gelişir” diye belirtti.
‘Ebeveyn ve çocuk ilişkisinde de bireysellik gerekir’
Kişinin öncelikle kendi ihtiyaçlarına kulak vermesi gerektiğini dile getiren Efsun, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kendi ihtiyaçlarına körleşen birey zaman içinde diğerlerinin ihtiyaçlarına körleşir ya da sürekli onların ihtiyaçlarını karşılamaktan dolayı öfke beslemeye başlar. Terapi için bize başvuran çocukların birçoğunun ailesi, evde sürekli olarak çocuğun istediği kanalların açıldığını, çocuk uyuyana kadar onunla ilgilendiklerini, bütün ödevlerini birlikte yaptıklarını, onun her isteğini (koşulları uygun olmasa da) karşılamanın bir yolunu bulduklarını, ancak çocuğun hala sıkıntı çıkardığını anlatırlar. Yaşadığı minik dünyanın kendi etrafında döndüğünü gören bir çocuğun sağlıklı yetişmesini beklemek zaten başlı başına bir hatadır. Ebeveynler çocuklarına öfkeli olabilecekleri, ondan kısa sürelerle ayrılmaları gerektiğini, kendilerine zaman ayırmanın evdeki herkese iyi geleceğini duyduklarında şaşkınlık yaşamakta ve vicdan azabı duymaktadırlar. Ancak her ilişkide olduğu gibi çocuk – ebeveyn ilişkisinde de belirli miktarda bireysellik gerekmektedir.”
‘Kendine şefkat gösteremeyen başkasına gösteremez’
Kişinin kendi ihtiyaçlarını karşıladıkça çevresine karşı da daha sevgi dolu ve anlayışlı olacağının altını çizen Efsun, “Bu yüzden ebeveynliğin kutsal olduğu ve ebeveyn olunduktan sonra tek rolün bu olduğu fikrinden uzaklaşılmalı ve kişiler kendi öz bakım ihtiyaçlarını, duygusal, sosyal ve toplumsal ihtiyaçlarını karşılamaya özen göstermelidirler. Unutmamak gerekir ki, kendine şefkat göstermeyen birey, hiç kimseye gerçek anlamda şefkat gösteremez” diye konuştu