Sistematik şiddet gören kadın: Katledilmem mi bekleniyor?
- 09:04 24 Temmuz 2020
- Yaşam
Şehriban Aslan
DİYARBAKIR - Yıllarca yakınındaki erkekler tarafından şiddete maruz bırakılan A., mücadele etmekten vazgeçmiyor. Gittiği karakollarda polislerin kendisini dinlemediğini dile getiren A., “Katledilmem mi bekleniyor” diye soruyor.
Ülkede kadına yönelik katliam, cinsel saldırı ve şiddet gün geçtikçe artarken devlet tarafından herhangi bir önlem alınmıyor. Önlem almayan devlet erkeklere cezasızlık politikası uygulayarak erkekleri ödüllendiriyor.
Güvenlik gerekçesi ile ismini vermek istemeyen A., sistematik şekilde şiddet gören ve sürekli karakola gidip bir sonuç alamayan kadınlardan. Defalarca kez karakola gitmesine rağmen şikâyetinin işleme alınmadığını kaydediyor. Polislerin kendisine sürekli “Neden geldin?”, “Başka karakola git” ifadelerini kullandığını söyleyen A., “Katledilmem mi bekleniyor?” diye soruyor.
‘4’üncü kattan attılar’
Maddi sıkıntılardan kaynaklı boşanmak istediği erkeğin evinde kaldığını söyleyen A., sürekli rahatsız edildiğini dile getirdi. Annesinin babasından sürekli şiddet gördüğünü ve babasının ayrıca başka evlilik yaptığını belirten A. şöyle devam ediyor: “Ben de yıllarca babam ve amcamdan şiddet gördüm. Pantolon giyiyordum diye şiddet görüyordum, dışarı çıkıyorum diye şiddet görüyordum. Bir gün eşim olacak erkek ile görüşmeye gittim amcam ve babam beni gördü, yanımda bir erkek gördüler diye dördüncü katın balkonundan aşağı atıldım. Her yerim kırıldı, aylarca yerden kalkamadım. Ardından beni amcamın oğlu ile evlendirmeye çalıştılar. Baktım olacak gibi değil sevmememe rağmen kalkıp kaçarak evlendim. Evliliğin ne demek olduğunu dahi bilmiyordum. Ama şiddetten kurtulmak için kaçtım.”
‘Şiddeti uygulayanların yerine biz cezayı çekiyoruz’
Amcası ve babasından gördüğü şiddetten kurtulabilmek için evlendiğini söyleyen A., evlendiği erkeğin de kendisine şiddet ve psikolojik baskı uyguladığına dikkat çekiyor. Evlendiği erkeğin madde bağımlısını olduğunu söyleyen A., “Eşim olan erkek madde kullanıyordu. Ayrıca eşimin başka kadınlarla da ilişkisi vardı. Ben bunu bilmeme rağmen yıllarca katlanmak zorunda kaldım. Psikolojim alt üst olmuştu. Ama yıllarca bu gerçeklikle yaşamak zorunda kaldım. Ailemin evine de dönemiyordum. Kaçtığımdan kaynaklı beni kabul etmiyorlardı. Hep korkuyla yaşadım. Eşim bana şiddet uyguladığında gidip şikâyet ettim ama ona verdikleri ceza sadece 3 bin lira para cezasıydı. Devlet onları cezaevine koymuyor. Biz evimizde cezaevi hayatını yaşıyoruz” sözlerine yer veriyor.
‘Başka karakola git’
Şubat ayında evli olduğu erkek tarafından şiddete uğradığını ve bunun üzerine karakola gidip şikayet ettiğini aktaran A., erkeğe bir ay uzaklaştırma cezası verildiğini ifade ediyor. Bu olayın ardından abisinin de şiddetine uğradığını karakoldaki aile içi şubeye gittiğini anlatan A., “Abimin eşi ile tartıştım. Bunu duyan abim beni arabanın içine çekip kesici alet ile beni yaralamaya çalıştı. Önce şikâyetçi olmam dedim ama sonra gururuma yediremedim ve karakola gidip ondan da şikâyetçi oldum. Karakola giderken de yüzümde ve vücudumda yara izleri vardı. Polis beni başından savarak, ‘abin eşini mi tutacak yoksa seni mi? Tabi ki eşini tutacak’ diye dalga geçti ve benim şikâyetimi alma gereği bile duymadı. Bana ‘Seni darp eden kişinin ikametine bağlı olan karakola git’ diyerek gönderdiler” diye ifade ediyor.
‘Mahkeme bana 3 bin lira para cezası kesti’
Evli olduğu erkeğin tefecilerden borç para aldığını ve ödemediği için de tefecilerin kapısına dayandığını dile getiren A., polisleri çağırdığını ve bunun üzerine tefecilerin kapıdan gittiğini söylüyor. Sonrasında yaşananları ise A. şu sözlerle özetliyor: “Aradan bir ay geçince kapıma gelen tefecinin eşinin kendisini darp ettiğim gerekçesi ile benden şikayetçi olduğunu öğrendim. Mahkemeye gittim avukatım olmadığı için savunmamı yapamadım. Ardından mahkeme bana 3 bin lira para cezası kesti. Ben o parayı da veremedim. Geçtiğimiz günlerde polisler beni çalınan telefonum için imza gerektiği ve karakola gitmem gerektiğini söyledi. Müsait olamadığımı evde olduğumu söyleyince gelip bana, üç bin TL para cezası olduğunu ödemezsem cezaevine gireceğimi söylediler. Çalmadık kapı bırakmadım üç bin TL’yi bulup ödedim.”
‘Bana şiddet uyguladığı için şikâyetçi oldum’
Yaşadıklarının bunlarla sınırlı kalmadığı söyleyen A., evli olduğu erkeğin ve abisinin şiddetinin ardından hırsızlığa da uğradığını belirtiyor. A. devamında, “Hırsızlar tarafından telefonum çalındı ve bunun için karakola gittim. Hiç ilgilenmediler, bende kendi imkânlarımla telefoncuları tek tek gezerek buldum. Polise telefonumu bulduğumu söyleyince bana, telefonumu bulduğum telefoncudan şikâyetçi olmamı istedi. Bende şikâyetçi olmayacağımı, telefoncunun telefonun çalıntı olduğunu bilmeyerek aldığını söyledim. Polis bana şikâyetçi olmamda ısrarcı olarak, ‘abinden şikâyetçi olmayı biliyorsun’ dedi. Ben abimin bana şiddet uyguladığı için şikâyetçi olduğumu belirttim” diye belirtiyor.
‘Şikâyetlerimiz neden alınmıyor?’
A., son olarak şunları dile getiriyor: “Sonuç olarak beni yine başka karakola gitmemi ve şikâyetimi almayacaklarını söylediler. Bende avukatıma söyleyeceğimi ve basın ile paylaşacağımı söyleyince, ‘sen beni tehdit mi ediyorsun. Seni de avukatını da cebimizden çıkarırız. Sende avukatında hiçbir şey yapamazsınız sizin gibilerini çok gördük’ diyerek sinirlendi. Neden şikâyetlerimiz alınmıyor."