Yüzler farklı yaşananlar aynı...
- 09:07 9 Temmuz 2020
- Yaşam
DİYARBAKIR - Savaş nedeniyle göç etmek zorunda kalan milyonlarca insandan biri olan Radieh Allihajjo, 4 çocuğu ve 5 torunuyla iki göz odada yaşamını sürdürüyor. Radieh, çevreyi rahatsız etmemek için çocukları dışarı çıkarmadıklarını belirtiyor ve “Tek istediğim oğlum Ahmed’in tedavi edilmesi” diyerek çocuğu için çağrı yapıyor.
Suriye’de 15 Mart 2011’de Beşar Esad yönetimindeki rejim güçleri ile muhalifler arasında çıkan çatışmalarla başlayan iç savaş, yüz binlerce insanın ülkeden göç etmesine sebep oldu. Savaş, rejim ile muhalifler arasında derinleşirken, bölgeye DAİŞ’in de girmesiyle daha yoğun bir hal aldı ve Ortadoğu’nun birçok ülkesine yayıldı. Savaş ortamında kalan milyonlarca insan, ülkeden göç etmek zorunda kalırken, yüz binlercesi de DAİŞ ve rejim saldırıları sonucunda yaşamını yitirdi.
Milyonlarca mülteci göç yolunu tuttu
Göç etmek zorunda kalan insanlar, yönünü en yakın sınır ülkelerine çevirdi. Göç yollarında milyonlarca insan açlıktan yaşamını yitirirken, Türkiye de Suriye’den çıkmak zorunda kalan insanların yerleştiği ülkelerden biri oldu. Binlerce Suriyeli mülteci Mardin, Urfa ve Diyarbakır gibi bölge illeri başta olmak üzere birçok şehirde yaşam mücadelesi vermeye başladı.
10 kişi, iki göz oda, savaş ve yoksulluk
Radieh Alihajjo da savaş nedeniyle evini ve toprağını terk ederek, 6 çocuğuyla göç yollarına düşenlerden biri. Halep’e bağlı Til Aran köyünden ailesiyle birlikte önce Kobanê’ye, DAİŞ saldırıları sonucunda da Diyarbakır’a gelen Radieh, iki çocuğunu göç yollarında hastalıktan kaybetmiş. Diyarbakır’ın Bağlar ilçesine bağlı Mevlana Halit mahallesinde bulunan gecekondu evlerden birinde yaşayan aile, çok büyük zorluklarla yüz yüze. Evin kapısından içeri girerken dahi ailenin yaşadığı zorlukları hissetmek mümkün. İki göz oda, eski bir mutfak ve bu evde yaşamaya çalışan 10 kişi…4 çocuğu ve 5 torunuyla yaşam mücadelesi veren Radieh'in tek istediği ise epilepsi hastası, engelli ve beyin ameliyatı olması gereken yatağa bağlı oğlu Ahmet’in (32) yaşaması.
‘İlk zamanlar evin damı bile yoktu’
Radieh, yerde yatan Ahmet’i göstererek, “Oğlum Ahmed.. Hasta, o yüzden yatıyor” diyor. Radieh ve ailesi, 2015 yılında Diyarbakır’a gelerek, bu eve yerleşmiş. “İlk zamanlar evin damı bile yoktu. Yaşanılamaz bir haldeydi” diyor Radieh ve ekliyor: “Komşular sağ olsun, yardım severler sağ olsun. Evin damını yaptılar, mutfağın boyasını yaptılar, dolap taktılar. Desteklerini esirgemediler.”
‘Üzerimizde bombalar ve mermiler uçuyordu’
Radieh, Suriye’den Türkiye’ye olan göç öyküsünü şu sözlerle anlatıyor: “Suriye’nin Halep kentine bağlı Til Aran köyünde doğup büyüdük ve uzun yıllar boyunca orada yaşamaya devam ettik. Halep’te savaş başlayınca, her gün bomba sesi duymaya başladık. Üzerimizden bombalar, mermiler uçuyordu. Savaşın başlaması sonucunda evimizi, toprağımızı bırakarak Kobanê’ye göç etmek zorunda kaldık. Kobanê’de çadırlar kurulmuştu ve biz de çok sayıda insanla birlikte bu çadırlarda yaşıyorduk. Orada bize çok iyi bakıyorlardı. Sonrasında ise DAİŞ Kobanê’ye saldırmaya başladı. DAİŞ’in Kobanê’ye girip burada halkı katletmesinin ardından yönümüzü sınıra çevirmek zorunda kaldık. Savaşçılar orada kalıp DAİŞ ile savaşıyordu. Benim de engelli, hasta ve küçük çocuklarım olduğu için oradan çıkmak zorunda kaldım. Bu şekilde Türkiye’ye geldik.”
‘İnsanları rahatsız etmekten çekiniyoruz’
Evde 4 oğlu, oğlunun eşi ve 5 torunu ile birlikte yaşayan Radieh, 5 yıldır Diyarbakır’da olduğunu dile getiriyor. Evde yalnızca bir çocuğunun çalıştığını ifade eden Radieh, yaşadıkları en büyük sorunlardan birinin de işsizlik olduğunu aktarıyor. İnsanları rahatsız etmekten de çekindiklerini belirten Radieh, komşulara ve çevreye rahatsızlık vermemek için evde bulunan çocukları dışarı çıkarmadıklarını ifade ediyor. “Oyun oynamak istiyorlar, sokağa çıkmak istiyorlar ama ya dışlanırlarsa, ya birileri rahatsız olursa diye çekiniyoruz” diyerek yaşadıkları psikolojik baskıları da aktaran Radieh, savaştan en çok kadınların ve çocukların etkilendiğini belirtiyor. Çocuklarıyla beraber büyük zorluklar yaşadıklarını ve Diyarbakır’a geldikten sonra da bunun travmasını uzun süre atlatamadıklarını kaydeden Radieh, “İnsan savaştan kaçınca nasıl olur? Hepimiz savaş esnasında ayakkabısız kaçmak zorunda kaldık. Burada akrabalarımız da vardı. Buradaki insanların hepsi çok iyi, onlarla bir sorun yaşamıyoruz. Hasta oğlum için Avrupa’dan bize yardım geldi. Biz savaşın bir an önce bitmesini ve evimize geri dönmek istiyoruz. 5 yıldır buradayız ve herkesin ülkemizden çıkmasını istiyoruz. Suriye’ye sadece Türkiye değil bütün ülkeler girdi. Hiçbir ülkede savaşın yaşanmasını istemiyoruz” diye ekliyor.
‘Oğlumu tedavi edemiyoruz’
Radieh, devamında ise hasta olan çocuğunun durumuna dikkat çekerek, “Halep’teki doktor beyninden ameliyat edilmesi gerektiğini söyledi ama ameliyat edebilmemiz için para istiyorlar. Bunu karşılayamadığımız için ameliyat da edemiyoruz. İğne kullanması gerekiyor ancak iğneyi vermiyorlar sadece hap veriyorlar. Oğlum giderek saldırganlaşıyor” sözleri ile çocuğunu kaybetmek istemediğini dile getiriyor.
‘Halep’teki evimiz bombalandı’
Emine Alihajjo (32) da yaşadıkları zorluklara değinerek, “Halep’teki evimiz bombalandığı için oraya gitsek bile kalacak yerimiz yok. Evde sadece eşim çalışıyor. Beş tane çocuğum var ve hepsi de küçük. 10 kişi bu evde kalıyoruz” diyor.
Emine de Ahmed’in yaşadığı sağlık sorununun altını çiziyor ve ilaçların pahalı olduğunu, Ahmed’in de hastalığına olumlu bir etkisinin olmadığını söylüyor.