‘Özgürlüğüme kavuşmuşken bir başka erkeğin şiddetine maruz kalamazdım’

  • 09:04 16 Ocak 2020
  • Yaşam
VAN - Çocuk yaşta evlendirilen ve sistematik şiddete maruz bırakılan Ceylan Özüster, 38 yıl önce eşinin hayatını kaybetmesinden sonraki sürece dair şu yorumu yapıyor: “Özgürlüğüme kavuşmuş gibi hissediyorum. Rahata kavuşmuşken evlenerek başka bir erkeğin şiddetine maruz kalmak akılsızlıktır. Kadınlar erkeğe değil sadece kendisine sığınmalı.”
 
Kadın ve çocuk hakları aktivistlerinin ve örgütlerin mücadelesiyle büyük oranda azalsa da hala çocuk yaşta evlilikler en önemli sorunlardan biri. 16 yaşın altındaki çocukların evlendirilmesine dair resmi bir kayıt bulunmazken, Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre 2009’dan 2018 yılına kadar 16-17 yaş grubunda evlilik oranı erkek çocuklarda yüzde 50,3, kız çocuklarda yüzde 57 oranında azaldı. 
 
Şimdi 75 yaşında olan Ceylan Özüster de çocuk yaşta evlendirilenlerden… Iğdır’ın Ağaver köyünde yaşayan ve 12 yaşındayken evlendirilen Ceylan, henüz “evlilik” kavramının ne olduğunu dahi bilmiyorken kendini bunun içinde buluyor: “Çocukluktaki fiziksel yorgunluğumu yaşlandıkça bedenimde hissettim.”
 
‘Evlendirildiğimde nereye götürüldüğümü anlamadım’
 
Ceylan, babası tarafından evlendirilmiş. O günleri şöyle anlatıyor, Ceylan: “İstemeye gelmişlerdi beni ama ben sadece misafir sandım. Bizim köylerde kızları hep küçük yaşta evlendirirlerdi. Bekli de o dönemde her yer öyleydi. Kızlara asla sorulmazdı ‘Şu kişiyle evlenmek ister misin’ ya da ‘Seni bu kişi istiyor sen bu yaşta evlenecek misin’ diye. Evlendirildiğimde nereye götürüldüğümü anlamadım. Evlendirildim ve Van’ın Erciş ilçesine getirildim. O zamanlar askerlik 4 yıl sürüyordu. Eşim askere gitti ve 4 sene kaldı. Eşimin ailesinden her türlü şiddeti gördüm. Çocuktum ve bilmediğim işleri yapmak zorunda kalıyordum.”
 
‘Çocuk aklımızı fırsat bilip evlendirdiler’
 
Evlendirildiği erkek askerden geldikten sonra Van merkeze taşınan Ceylan, hem yoksulluğun hem de anneliğin üzerinde giderek büyüyen bir sorumluluk oluşturduğunu söylüyor: “Yaşım büyük olsaydı, en azından her şeyin farkında olan bir kadın olsaydım asla evlenmezdim. Belki de ailemiz çocuk aklımızı fırsat bilip bizi evlendirdiler. Eşimle uzun süre bir evde tek başımıza kaldık. Fakat ben hiç dışarı çıkmazdım, çünkü izin vermiyordu. Kendisi pazara gider gelirdi. Dışarı çıkmış olsam o gün fiziksel şiddete maruz kalmışım demektir.”
 
‘38 yıldır özgürüm’
 
Ceylan, evlendiği erkeğin yaklaşık 38 yıl önce hayatını kaybettiğini söylüyor. O dönemden sonrasına dair “Özgürlüğüme kavuşmuş gibi hissediyorum” yorumunu yapıyor. “Yaşlıyım belki ama hala bu yaşımda fiziksel şiddete, psikolojik şiddete uğruyor olabilirdim” diyen Ceylan, şöyle devam ediyor: “Başım çok rahat. Eşimin vefatından sonra erkek çocuklarım bana ‘Evlenmek istersen evlenebilirsin’ dedi. Fakat bunu asla kabul edemezdim. Bu kadar zorluktan sonra rahata kavuşmuşken başka bir erkeğin şiddetine maruz kalmak akılsızlıktır. Kadınlar yalnız, erkeksiz bir yaşamda daha özgür ve mutlu. Kadınlar erkeğe değil sadece kendisine sığınmalı.”