‘Engelli olmayanların’ yarattığı engeller onların yaşamını zorlaştırıyor
- 09:13 30 Kasım 2019
- Yaşam
Şehriban Aslan-Rengin Azizoğlu
DİYARBAKIR - Engelli olmanın zorluğunu anlatan Saadet Karakoç, kendileri için yapılan alanları dahi kullanamadıklarını ifade ederek, insanlara “kendilerine engel yaratmamaları konusunda” duyarlılık çağrısı yaptı.
Toplumun ayrımcılığa uğrayan kesimlerinden olan engelli yurttaşlar için yaşam, diğer insanlardan daha zor. Onlar, engellerle dolu olan sokaklarda, caddelerde, yapılarda, kamu binalarında görmezden geliniyor. Kendilerine yapılan özel alanları dahi kullanamayan engelli yurttaşlar, insanların ve yetkililerin yaşamlarını kolaylaştırması gerekirken, daha da zorlaştırmasına tepki gösteriyor. Yaşamda karşısına engel çıkaranlardan birisi de Saadet Karakoç. “Engelli” olmayanların, kendilerinin yaşamına nasıl “engel” olduklarını anlatan Saadet, özellikle altını çizerek şunu söylüyor: “Sadece kendim için değil, diğer tüm arkadaşlarım için konuşuyorum.”
‘Sorun var çözen yok’
Saadet, kentteki rögar kapaklarının kendilerini çok zorladığını ve tekerlekli sandalyelerin tekerini kırmaya kadar götürdüğünü söylüyor. Karşıdan karşıya geçerken ayrıca zorlandığını belirten Saadet, birinin onu karşıdan karşıya geçirmesini beklediğini kaydediyor. Saadet, “Engelliler için kaldırımlarda yapılan yerler var. Bazılarında arabalar duruyor bazıları zaten bozuk oluyor. Mesela geçen gün Balıkçılarbaşı’na gittim, engelliler için yapılan yoldan gideceğim ama araba park edilmiş. Plakayı aldım şikâyet etmek için ama yalvar yakar şikâyet etmemem için konuştular. Ben de vazgeçtim. Geçenlerde Kuruçeşme’de de aynı şey ile karşılaştım. Yani saysam bitmez ki. Her yerde bize sorun çıkıyor ama sorunu çözen kimse yok” diyor.
‘Kendi işlerimi kendim yapmak istiyorum’
Rampaların yüksekliğinin de ayrıca sorun olduğunu kaydeden Saadet, bazen beş kişinin birden tekerlekli sandalyesini kaldırdığını ve bunda çok büyük zorluk çektiğini vurguluyor. Yaşadıkları sorunlar için İl Sağlık Müdürlüğüne de Valiliğe de gittiğini, ancak görüştürülmediğini dile getiren Saadet, şöyle devam ediyor: “Kendi işlemlerimi kendim yapmak istiyorum. Zaten kimsenin bize bir şey yaptığı yok bari bize yapılan alanları işgal etmesinler. Bazı yerlerde de kapı girişleri yüksek oluyor onların da düz yapılması gerekiyor. Yoksa içeri girmek gibi bir şansımız olmuyor. PTT’ye gidiyorum rampası o kadar yüksek ki inip çıkamıyorum. Ankara’yı dahi aradım ‘Çözülecek sorunlar’ denildi ama kimse çözmedi. Kışın yağmurun, karın altındayım. Yazın ise güneşin altında kalıyorum. Sıra alıyorum rampalardan dolayı inip çıkamadığımdan tekrar sıra almak zorunda kalıyorum.”
Saadet, kendisinin de arkadaşlarının da, kaldırımlar uygun olmadığı için caddenin kenarından gitmek zorunda olduğunu söylüyor. Bu nedenle bir kamyonun kendisine çarpmak üzere olduğunu belirten Saadet, “Bir diğer sorun da arabalarımızın aküleri bitiyor onu da devlet karşılamıyor. Evet, maaş veriyor ama yetmiyor. Evim başıma yıkılacak çimento ve kireç getirilmiş ama yapamıyorum. Belediyeden de ricam, engelli araçlarının telefonu sürekli açık olsun. Randevu aldığımızda engelli aracı şoförleri tarafından saatlerde sıkıntı çıkarılıyor. Bu da bizi zorluyor” sözlerini ekliyor.
'Sıraya girmemem gerekirken sıraya giriyorum'
Haklarına değinen Saadet, hastaneye gittiğinde sıraya girmemesi gerektiğine değiniyor. Saadet, “Postanede sıraya girmemem gerekiyor ama sıraya giriyorum. Acile gittim sıraya girdim. Oradaki görevlilere durumumu anlatıyorum benimle dalga geçiyor gibi konuştu. Hastane girişlerinde de sıkıntılar var. Hasta haklarına gidip şikâyette bulundum. Bana haklı olduğumu söyledi ve başhekime söyleyeceğini söyledi” diyor.
'Engelliler yok sayılıyor'
Saadet, son olarak şunları söylüyor: “Devlet akülerimizi karşılasın, araç tahsis edilsin. Ben, eşim maaşlarımızı alıyoruz, daha aybaşı gelmeden beş parasız kalıyoruz. Bazı ilaçlarımı alamıyorum. Nasıl ki engellilere bez veriliyor, ilaçlarımızı da alsın. Bez almamız için de gidip imza atmalıyız. İmza atmak için birkaç gün önceden araç randevusu alıyorum. Randevu saatinde de saatlerce güneşin altında bekliyoruz. O bez için çekmediğim zorluk kalmıyor. Köprülerin altından engelli asansörü olmalı ama yok üst geçide çıkmak zorunda kalıyorum. Doğum hastanesine gittim üst geçit var ve çıkamıyorum. Bir saatten fazla yol aradım, karşıya geçmek için geçene kadar birçok kez ölüm tehlikesi geçirdim. Engellilere yapılan neredeyse her şey bozuk. Resmen engelliler yok sayılıyor. Belediye bunun kontrolünü yapsın. Zaten bizim durumumuz yok. Bir de hayatımızın zorlaştırılması ayrıca bizi hayattan koparıyor. Son olarak ise evimin onarılmasını istiyorum.”