VAN - Urartular döneminde yaptırılan Hoşap Kalesi, o dönemden bugüne yaşamın tanığı. Kapitalizmin girmesine izin vermediklerini söyleyen Hoşap köyünden kadınlar, “Aslında yaşam o zamandan beri aynı” diyor. 

 

Van’ın Başkale yolundan geçerken, sarp bir kayalık üzerinde yükselen Hoşap Kalesi’nin görkemine ve mistik havasına kapılmamak imkansız. Van-Hakkari yolunun 60. kilometresinde Hoşap’ta (Güzelsu) bulunan Hoşap Kalesi, Urartular döneminde yaptırılıyor. Son halini Ortaçağ’da alan kalede 300 oda bulunuyor. Birçok kültürün izlerinin bulunduğu Hoşap Kalesi, dünyanın birçok yerinden gelen turistlerin ilgi odağı oluyor. Yıllardır tarihiyle ayakta duran kale eteklerinde yaşayan kadınlar ise hem Hoşap Kalesi’ni hem de yaşamlarını anlatıyor.

 

‘Kale hepimizin yaşamına tanıklık etti’ 

 

Çocukluğundan bu yana Hoşap'ta yaşayan Necla Kurutay, “Kendimi bildim bileli bu kale aynı şekilde ayakta. Kale birçok şeye tanıklık etmiş. Burada yaşayan herkesin hayatına tanıklık etti. Bu yüzden bizim için çok özel bir yer. Urartu döneminden bu yana ayakta kalmış. Eskiden nasıl korunmuşsa şimdi de bizler korumaya devam ediyoruz. Bu yaşamı sürdürmede kadınların rolü çok önemlidir. Çünkü biz kadınlar kaleye zarar vermelerine izin vermedik” dedi. 

 

‘Kapitalizm köy yaşantımızı bozamayacak’ 

 

Safiye Kurutay ise Hoşap köyünün büyükşehir yasasının ardından resmiyette mahalle olarak geçtiğini ancak Kapitalizmin hiçbir şekilde köy yaşantılarını bozamayacağını vurguladı. Kalenin kurulduğu zamandan bu yana aslında yaşamın değişmediğine dikkat çeken Safiye, “Biz kadınlar her sabah güneşle uyanır ve geceye kadar çalışırız. Biz oturmaya alışık insanlar değiliz ve oturmaktan hoşlanmıyoruz. Hayat emekle anlamlıdır” dedi. 

 

'Tüm yük kadınların omzunda’ 

 

Kudret Kurutay da kadınların muazzam emek verdiğini belirterek, “İnsanlar eşit bir şekilde çalışmalı ve hayatını sürdürmeli fakat bizde tüm yük kadınların omzunda. Tüm zahmet ve yorgunluğa rağmen Hoşap’ta yaşamayı hiçbir yaşam tarzına değiştirmem" dedi.