Kyme antik kenti tehdit altında

  • 09:10 7 Ekim 2019
  • Yaşam
İZMİR - Nemport Anonim Şirketinin ihtiyacı doğrultusunda değiştirilen koruma kararının kirli ilişkileri işaret ettiğini söyleyen arkeolog ve gazeteci Nuray Pehlivan,Kyme’nin kurtarılması için yurttaşları mücadeleye çağırdı.
 
İzmir’in Aliağa ilçesinde tarihi milattan öncebin yıllarına dayanan Kymeantik kentinden kalma liman ağır sanayinin ablukası altında yok olmak ile yüz yüze. Kuzey Yunanistan’dan milattan önce bin yıllarında Ege bölgesine yerleşen Ayoller’in 12 kentinden en önemlisi ve en büyüğü olan Kyme antik kenti, şimdilerdeNemport Şirketinin aynı bölgede konteyner şirketi kurması ile yavaş yavaş yok olmanın eşiğine kadar dayanmış durumda. Antik liman milattan önce bin yıllarından Roma dönemine kadar önemini korurken, zamanla dini merkez haline geldi. Bugün antik şehirde Bizans kilisesi ve tiyatrosu, Ortaçağa ait sur duvarları duruyor. İzmir Arkeoloji Müzesinin yaptığı kurtarma kazılarından anlaşılana göre nekropol (mezar) ile kuşatılmış olan antik kentin sınırları yeterli araştırma yapılmadığı için henüz belirlenmemiş ancak çok geniş olduğu tahmin ediliyor.
 
Antik kentin yok olmasına ilişkin arkeolog ve Duvar Gazetesi yazarı Nuray Pehlivan, ajansımıza konuştu. 
 
‘Yapılan kazılar sermayenin ihtiyacını karşılamayı amaçlıyor’
 
Şu anda yok olmanın eşiğinde olan Kyme’nin sürekli tahribata maruz kaldığını söyleyen Nuray, 30 yıldır İtalyanlar eliyle düzenli olarak kazı yapıldığı ve görüntüsü olmasına rağmen ciddi bir çalışmanın olmadığını söyledi. Çalışma yapılması gereken alanda henüz işlevi anlaşılamamış mekanlar ve yapıların çok olduğunu söyleyen Nuray, “Bu antik kent uzun yıllardır ağır sanayiye kurban gitmiş. Sanayinin hizmetine sunulan bir politikayla karşı karşıyayız. Müzenin yaptığı kurtarma çalışmaları var. Bu kazılar da yine sanayinin hizmetine sunmak için var. Arkeologlar geliyor, müzeciler geliyor kurul kararları çıkıyor, kazılar yapılıyor bundan daha doğal bir şey yok. Ama buradaki önemli olan şey müzecilerin yaptırılan kazılarısermayeye hizmet amacıyla yapıyor. Sanayideki bu firmalar o arkeologların başında bekliyorlar. Çünkü kazıyı 3 ayda bitirirse ve ne varsa kaldırırsa o sermayesine sermaye katacak” dedi.
 
‘Sermayenin ihtiyacına göre sit kararları değiştiriliyor’
 
Kazıların tarihi bir gerçekliğin gün yüzüne çıkarmak amacıyla değil sanayinin taleplerine cevap vermek amacıyla yapıldığını, 1’inci Dereceden Koruma Alanı olan bölgenin 3’üncü dereceye düşürüldüğünü söyleyen Nuray, “Üçüncü derecede kazı alanında herkes kazı yapabilir. Soncunda taşınmaz kalıntılar varsa bunun izni verilmez çünkü orada kalması gerekir. Ama basit mezarlar alınabilecek türdendir. Buna göre karar verilir. Ama Kyme antik kentinde her ne çıkarsa çıksın 3’üncü Derecede arkeolojik alan dönüştürüyorlar. Santraller yapılıyor veya ihtiyaç her ne ise ona dönüştürülüyor. Zaten bugüne dek tahribat söz konusu. Yavaş yavaş antik kenti bitiriyorlar. Ama burası kentin şah damarı ve en son denizin olduğu yerde bir noktaya geldik. Yani bu bomba koymakla eşdeğer” diye ekledi. 
 
‘Kişiler kararları değiştirecek keyfiyete sahip’
 
İzmir 2 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun aldıkları karara ilişkin sorularına yanıt vermediğini söyleyen Nuray, koruma kararının derecesinin düşürülmesi için bilimsel bir değişikliğin olması gerektiğini belirtti. Nuray “Örneğin orada onun (kalıntının) olmadığının kanıtlanması lazım. Ama buranın verileri yıllar önce burada bir antik liman olduğu tespit edildi. Çizimleri yapıldı. Peki ne oldu da 3’ünc dereceye düşürüldü. Bunun bir yanıtı yok. Kenti 1’inci dereceden arkeolojik sit alanı ilan eden aynı kurum burada böyle bir şey yok diyor. Elbette ki aynı kişiler değil. Kişiler değişince kurumlar da kararları değiştirebilecek bir keyfiyete sahip olabiliyor. Bu tamamen orada bilimsel heyet tarafından alınıyor. Yıllarca arkeoloji bilimi ile ilgilenen biri olarak Bilimsel Heyet sözünü söyleyemeyeceğim bir heyet verdiği karardan utanmalılar. Çünkü geceleri uykuları kaçmalı bu karara imza atanlar” ifadelerini kullandı. 
 
‘Nemport firmasıyla kirli ilişkiler söz konusu’
 
Yeteri kadar bilimsel araştırma yapılmadan bir su altı arkeoloğu ve bir hocanın raporu ile kararların değiştirildiğini söyleyen Nuray,Nemport firmasının kirli ilişkilerinin olduğunu, iki yıl önce de şirketin raylı sistem döşeme ihtiyacını sağlayacak şekilde ve alanda 1’inci Dereceden Sit Alanın derecesinin düşürüldüğünü kaydetti. Raylı sistemin geçtiği güzergahtakitümülüslerin (mezar tepe) tıraşlandığını vurgulayan Nuray, “Gücü olmayan için kıymetli olan şey, gücü olan için herhangi bir şey yaptığında tarihi korumaktan imtina ediyoruz. Elbette ki kirli ilişkiler var” dedi.
 
Mücadele çağrısı
 
Antik kente başta Ege Çevre Platformu gibi demokratik kitle örgütlerinin sahip çıktığını, alınan kararlarla bir dizi eylemlilikler söz konusu olduğunu belirten Nuray, 5 kişiden oluşan bir koordinasyon kurulu kurulduğunu söyledi. Uzun yıllar bu bölgede çalışan bir arkeolog hem de bir gazeteci olarak konunun peşini bırakmayacağının altını çizen Nuray, “Alınan kararlarda ulusal ve uluslararası boyutta bazı icraatlar yapılması planlanıyor. Bu konuyla ilgili herkesin etkileyeceğini, duyarlı olması gerektiğini düşünüyorum. Sadece arkeologlar değil başta Aliağalılar olmak üzere herkesi mücadeleye davet ediyorum” şeklinde konuştu.