'Özel okulların oranı yüzde 2’den yüzde 25’e çıktı'
- 15:10 16 Eylül 2019
- Yaşam
HABER MERKEZİ - Eğitim sisteminde yaşanan sorunlara işaret eden İHD İstanbul Şubesi, özel okulların resmi okullara oranının 2003 yılında yüzde 2 iken, şimdi yüzde 25 olduğuna işaret ederek, “Öğrencilerin inançlarından dolayı ayrımcılığa uğramamasını, bilime, sanata, spora ve felsefeye dayalı doğaya ve tüm canlı hayatı önceleyen, toplumsal cinsiyet eşitliğini önemseyen, tüm ülke çocuklarına eşit, ulaşılabilir, kesintisiz ve parasız bir eğitim talep ediyoruz” dedi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Eğitim Hakkı Komisyonu, kesintisiz ev parasız eğitim talebini dile getirdiği yazılı bir açıklama yaptı. “Eğitim, hem başlı başına bir insan hakkı hem de diğer insan haklarının gerçekleşmesinin olmazsa olmaz bir unsurudur” denilen açıklamada, insan haklarına dayalı evrensel bir eğitim sistemi taleplerinin olduğuna değinildi.
Son yıllarda uygulamaya konan veya uygulanması tasarlanan eğitim sistemi modellerinin, öğrencileri kendi tercihleri dışında tercihler yapmaya zorladığına yer verilen açıklamada, “Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), eğitim sisteminde yarattığı çatlakları onarmak yerine günden güne derinleştirmektedir. Yoksul halk çocuklarının eğitim hakkı gasp edilmektedir. Bunun son örneği de kamuoyuna yansıyan, devlet okulunda özel sınıf haberinde görülmektedir” denildi.
Özel okulların oranı yüzde 2’den yüzde 25’e yükseldi
2003 yılında özel okulların resmi okullara oranının yüzde 2 olduğu ifade edilen İHD açıklamasında, bugün bu oranın yüzde 25’e çıktığına dikkat çekildi. İHD açıklamasında, MEB’in "MEB Faaliyet Raporu" verilerine de yer verildi: “İkili eğitim yapılan okul oranı yüzde 25,71’dir. Başka bir ifade ile Türkiye’de her dört okuldan birinde ikili eğitim yapılmaktadır. Spor salonu bulunan okul oranı sadece yüzde 13’tür. Kütüphanesi olmayan okul oranı yüzde 61’dir. Çok amaçlı salonu olmayan okulların oranı yüzde 62’dir. Eğitim öğretimden erken ayrılma oranı (18-24 yaş) yüzde 32,50’dir.”
Açıklamanın devamında şunlara yer verildi:
“1982 Anayasasının 42’nci maddesinin 1’inci fıkrası ‘Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz’ hükmünü içermektedir. Bu hüküm hiçbir ayrıma tabi tutulmadan, herkesin, eşit eğitim hakkına sahip olmasını gerektirmektedir. Eğitimin temel bir insan hakkı olması, kamusal sorumluluğu gerektirir. Devletin, nitelikli eğitimi, herhangi bir ayrım gözetmeden, herkese, parasız olarak sunmasını gerektirir. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 26’ncı maddesi eğitim hakkına yöneliktir. Bu bildiriden başka Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan birçok bildiri ve sözleşme eğitim hakkıyla ilgilidir.
‘Her şahsın eğitim hakkı vardır’
İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin 26’ncı maddesinde düzenlenen eğitim hakkı ile ilgili hükümleri şöyledir: ‘1. Her şahsın eğitim hakkı vardır. Eğitim hiç olmazsa ilk ve temel safhalarında parasızdır. İlköğretim mecburidir. Teknik ve mesleki öğretimden herkes istifade edebilmelidir. Yükseköğretim, liyakatlerine göre herkese tam eşitlikle açık olmalıdır.2. Eğitim insan şahsiyetinin tam gelişmesini ve insan haklarıyla ana hürriyetlerine saygının kuvvetlenmesini hedef almalıdır. Eğitim bütün milletler, ırk ve din grupları arasında anlayış, hoşgörü ve dostluğu teşvik etmeli ve Birleşmiş Milletler’in barışın idamesi yolundaki çalışmalarını geliştirmelidir.3. Ana baba, çocuklarına verilecek eğitim türünü seçmek hakkına öncelikle haizdirler.’
Eğitim hakkı, eğitim yapılan yerin devlete ait ya da özel olmasına bakılmaksızın tanınmıştır. Devlet, bu hakkı garanti etme yükümlülüğünden, özel eğitim kurumlarının açılmasını teşvik ettiğini ya da engellemediğini ileri sürerek kurtulamaz. Ekonomik, sosyal ve kültürel haklara ilişkin Uluslararası Sözleşme ile eğitim hakkı 13’üncü ve 14’üncü maddede düzenlenmiştir. Türkiye Cumhuriyeti, 15 Ağustos 2000 tarihinde sözleşmeyi imzalamış olup; Sözleşme 4.6.2003 tarihli ve 4867 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunmuştur. Bu sözleşmeye göre taraf devletler, herkesin eğitim görme hakkına sahip olduğunu kabul ederler. İlköğretim herkes için zorunlu ve parasız olacaktır. (b) Teknik ve mesleki eğitim de dâhil olmak üzere, orta öğretimin çeşitli biçimlerinin, her türlü uygun yöntemle ve özellikle parasız eğitimin tedricen yaygınlaştırılması yoluyla herkes için açık ve ulaşılabilir olması sağlanacaktır; Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümleri esas alınır.’”
Açıklamada eğitim sisteminde yaşandığı belirtilen sorunlar ve hak ihlallerine karşılık şu talepler dile getirildi: “Öğrencilerin inançlarından dolayı ayrımcılığa uğramaması; okullarda ezbere dayalı, geçerliliğini yitirmiş bilgi yerine bilime, sanata, spora ve felsefeye dayalı doğaya ve tüm canlı hayatı önceleyen bir eğitim; toplumsal cinsiyet eşitliğinin önemsediği bir müfredat programı; Doğu’dan Batı’ya, Kuzey’den Güney’e tüm ülke çocuklarına eşit, ulaşılabilir, kesintisiz ve PARASIZ bir eğitim talep ediyoruz.”