Colemêrg’de ‘meşrulaştırılmış savaş politikası’
- 09:03 13 Temmuz 2024
- Güncel
COLEMÊRG - Colemêrg ve ilçelerinde son yıllarda yaygınlaşan fuhuş ve uyuşturucunun birbiriyle bağlantısına dikkat çeken İHD Colemêrg Şube Sekreteri sosyolog Pınar Şen, yaşananları “meşrulaştırılmış bir savaş politikası olarak” değerlendirdi.
Kurdistan’ın doğasına, yaşam alanlarına göz diken iktidar bununla da sınırlı kalmayıp her yerde inşa ettiği kalekollarla Kurdistan halkını gözlem altında tutma peşinde. Yurttaşları uyuşturucu, tecavüz, fuhuş gibi suçların artmasına göz yuman iktidarın politikaları sonucunda kentlerde suç oranları da giderek yükseliyor. Yine şüpheli kadın ve çocuk ölümleri, tecavüz, fuhuş gibi olaylar, korucu, uzman çavuş ve polisler üzerinden gerçekleşirken, söz konusu suçlara dair cezasızlık politikası da işlenmeye devam ediyor.
2023 raporu: Kadınların yaşam biçimleri üniformalıların denetiminde
İnsan Hakları Derneği (İHD) Colemêrg Şubesi’nin 2023 yılında “İntiharların Sebeplerine Yönelik Gözlem” adıyla yayınladığı raporda, intihara sürüklenmelerin özellikle genç kadınlar yaşandığı kaydedildi. Şüpheli ölümlerde eksik soruşturma yürütüldüğü kaydedilen raporda, 2023 yılı itibariyle 25 kişinin intihar ettiği belirtildi. Bunlardan 12 kişi yaşamını yitirirken, 13 kişi ise tedavi altına alındı. İntihar edenlerin çoğunluğunun 17-30 yaş aralığında genç kadın ve erkeklerden oluştuğuna dikkat çekildi. Özel savaş politikalarından dolayı genç kadınların maruz kaldığı cinsel saldırı sonucunda intihara sürüklendiğinin vurgulandığı raporda, erkek ve kadınların yaşam biçimlerinin üniformalıların denetimi altına girdiği kaydedildi.
2024 raporu: Polisler tarafından temin ediliyor
Yine İHD’nin bu yıl içinde yayımladığı “Madde Bağımlılığına Yönelik Gözlem” raporunda, uyuşturucu artışına dikkat çekildi. Raporda, uyuşturucunun polisler tarafından temin edildiğine işaret edilen raporda, yapılan saha çalışmalarında diğer kentlerden getirilen madde bağımlılarının halkın içine karıştırıldığına dair gözlemlerin yapıldığı ifade edildi.
İHD Colemêrg Şube Sekreteri sosyolog Pınar Şen, özel savaş politikaları kapsamında Colemêrg’de yaşananları değerlendirdi.
Colemêrg ve ilçelerinde son yıllarda yaygınlaşan fuhuş ve uyuşturucunun birbiriyle bağlantısına dikkat çeken Pınar, yaşananları “meşrulaştırılmış bir savaş politikası olarak” değerlendirdi. Pınar, “Farkında olmadan siyasal söyleme yeni bir argüman eklememiz gerekiyor, o da beden politikaları aslında. Beden politikalarının nasıl yaygınlaştırıldığı ve yine üniforma şiddeti üzerinden nasıl kullanıldığını konuşmak gerekiyor. Burada uyuşturucu meselesi derin bir mesele. 2015 yılı sonrasını değerlendirmek gerekiyor. Var olan o kaostan sonra tam bölge kendine gelmeye çalışırken farklı bir strateji uygulanmaya başlandı. Burada emniyetin ikiye bölündüğünü görebiliyoruz. Anlatımların da bizlere göstermiş olduğu bir yol bu. Madde bağımlısı olan ve görüştüğümüz kişiler genellikler maddeyi temin ettikleri yerlerin sivil polislerden olduğu ya da sivil polislere hizmet eden, ajanlaştırılmış kişilerden maddeye erişime sahip olduklarını belirttiler. Gever emniyetinin tekrardan kendisini sorgulaması gerektiğini ve kendi içerisinde bu çelişkilerin ne denli olduğunu biraz tartışmak gerekiyor” dedi.
Yüksekova Emniyeti’nin ikiye bölündüğü iddiası
Pınar, madde bağımlılarıyla yaptığı görüşmede kişilerin Yüksekova Emniyeti’nin ikiye bölündüğünü, emniyetin bir bölümünün eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan kalan ekip, diğer bölümün ise Süleyman Soylu’nun ekibinin tasfiye edilmesi için getirildiğine dair söylemleri olduğunu dile getirdi. Pınar, “Emniyet ekipleri her gün burada keyfi bir şekilde tankerleri ve kendi sivil araçlarıyla geziyor ve o üniforma statüsünü burada gösterirken, burada uyuşturucu için yapılan yerleri neden boşaltmadı? Neden biz raporu yayınladıktan sonra emniyet uyuşturucuyla mücadele ettiklerinin reklamını yapıyor? Bu rapor emniyette, valiliğe kadar ulaştı ve bunun sonrasında o mevcut durumun farkında oldukları için de kendi içlerinde bir şeyler yapmaya çalıştılar. Fakat bunun için çok geç. Çünkü öncelikli olarak kendi içlerinde ki dinamikleri temizlemeleri gerekiyor” diye belirtti.
‘Sizin bedeniniz, topraklarınız bize ait diyorlar’
Uyuşturucu kullanımının artmasıyla birlikle şiddet ve tacizin de arttığını vurgulayan Pınar, üniformalıların tacizine rağmen uygulanan cezasızlık politikalarına değindi. Êlih’te ipek Er’e tecavüz eden ve intihara sürüklenmesine neden olan uzman çavuş Musa Orhan’a dönük cezasızlığı anımsatan Pınar, “30 Haziran’da Çukurca’da gerçekleşen festivalde genç kızların eğlendiği esnada askerin ve uzman çavuşun tacizine maruz kalmalarında ne sonuçlar alınacak diye sorgulanıyor. Biz yıllardır bunlarla sürekli olarak karşılaşıyoruz. Burada ki mesele kadın bedeni meselesi değil, burada ki mesele spesifik olarak buraya gönderilen milliyetçi ve faşizan zihniyete sahip olan üniformalı erkeklerin Kürt kadınların bedenleri üzerinde kendilerini tatmin etme meselesi. Kendilerini Türkçülük adı altında tatmin edebilme ve iktidarlığını oraya konumlandırabilmedir. Yani, sizin bölgeniz, topraklarınız ve bedeniniz de bize ait demek istiyorlar” ifadelerini kullandı.
‘Özel savaş politikalarına geçit vermeyeceğiz’
Kadınlara yönelik tacizin ardından uzman çavuşların polisler tarafından normal bir şekilde ifadeye götürüldüğünü ve ardından serbest bırakıldığına işaret eden Pınar, “Darp edildikten sonra hastaneye götürülen uzman çavuşların görüntüsünü hepimiz izledik ve orada ‘Korkma sakin ol bir şey olmayacak’ diyordu. Bu ne anlama geliyor biliyor musunuz? Bu sana hiçbir şey olmayacak çünkü üniforma senin yapacağın tüm şiddeti ve tacizi meşrulaştırıyor demek. Biz İHD’liler olarak her zaman her ihlale karşı alanlardayız ve olmaya da devam edeceğiz. Burada tacize ve tecavüze maruz kalan şiddet gören tüm kadınlara sesleniyorum; bizler sizler için buradayız. Bizler var olduğumuz sürece de yürütülen özel savaş politikalarına geçit vermeyeceğiz” çağrısında bulundu.