DEM Parti'den Ekmek ve Adalet Buluşmaları'na çağrı
- 11:02 12 Temmuz 2024
- Güncel
ANKARA- DEM Parti Ekmek ve Adalet Buluşmaları'na dönük gerçekleştirdiği basın toplantısında halka katılım çağrısında bulundu.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Ekmek ve Adalet Buluşmaları Koordinasyon üyeleri Sevtap Akdağ Karahalı ve İbrahim Akın 19 Temmuz’da yapılacak büyük tarım mitingi öncesi genel merkezlerinde basın toplantısı düzenledi. Toplantıda ekonomik krizi ve etkilerini değerlendiren koordinasyon üyeleri halka buluşmalara katılım çağrısı yaptı.
‘Vergi yoksuldan alınıyor’
AKP’nin ekonomi programlarının zengini daha zengin yoksulu daha yoksul yaptığını söyleyen Sevtap, “Yaşadığımız ekonomik düzenin gerçekliğinin ne olduğu konusunda söylenecek çok fazla şey var. Mesele söylemekte değil çünkü her birimiz bunun sonuçlarının mağduruyuz. Bütün bu sonuçlarla karşı karşıyayız. Burada tasarruf denildiğinde yoksuldan isteniliyor, vergi alınacak denildiğinde yoksuldan çalışandan çiftçiden esnaftan alınıyor. Tasarruf dendiğinde aynı şey gerçekleşiyor ama sarayın şatafatından sermayenin kazancından en ufak bir düşme azalma gerçekleşmiyor. Ekonomik bakanı diyor ki biz işin zor kısmını bitirdik, önümüzdeki dönem daha kolay olacak. Evet işin zor kısmını sermaye açısından ilerletmiş durumdalar ama halkın yaşadığı gerçeklik açısından baktığımızda sizinle birkaç rakamı paylaşmak istiyorum. Bir, 2024 küresel sefalet endeksine 2023’te 157 ülke içinde Türkiye 7’nci sırada. Önümüzde Arjantin, Venezüella, Suriye Zimbabwe ve Sudan. 2022 bir yılı içinde 3 puan gerileyerek 2023’te bu rakama ulaşılmış durumda. Çalışanların yoksulluğu açısından baktığımızda %15 ile AB’de birinci sıradayız. Enflasyonun yükseldiği açısından bakıldığında dünyada 5’inci sıradayız, OECD ülkeleri arasında birinci sıradayız ” diye konuştu.
‘Gerçek rakamlar açıklananın iki katı’
TÜİK’in bile artık krizi gizleyemediğini söyleyen Sevtap, Bakan Mehmet Şimşek’in milyonların gözüne bakarak yalan söylediğini belirterek, “2021’den bu yana bu ülkede gıda ve enerji fiyatları tam 3 kat artmış durumda. Tüm dünyada gıda fiyatları düşerken biz gıda fiyatlarında fahiş yükselmelerle karşı karşıyayız. TÜİK verilerine göre; ağır ekonomik eşitsizliği ne kadar gizlemek üzere gerçekleştiği konusunda hiç birimizin kafasında soru işareti yok. Bu verilere göre Ocak ayından Mayıs 2024’e kadar enflasyon yüzde 22.72. Bu ne demek ilk 5 ayda asgari ücretin değeri, 17 bin TL olan asgari ücret 13139 liraya düşmüş oluyor. Sırf bu 5 ayda işçinin emekçinin cebinden çalınan rakam anlamına geliyor. Utanmadan asgari ücret bizde oldukça yüksektir deniyor. Oysa yine bu rakamlar açlık sınırının 19 bin lira olduğunu söylüyor. Tarımın yaşadığı büyük üretimsizlik, özellikle savaş politikalarının açığa çıkarttığı meraların ve yaylaların boşaltılmasından kaynaklı hayvancılığın bitme durumuna getirilmesi çiftçinin yaşadığı borçlandırma ve üretimin dışına atılma meselesi bunların sadece sayacağımız birkaç tanesi” ifadelerini kullandı.
‘Önce ölünecek rakamı ortaya koyup sonra sıtmaya razı etme’
Devamında Sevtap konuşmasına şöyle devametti: “O yüzden biz bu ekonomik politikaları bu yaklaşımın kabul edilemez olduğunu söylüyoruz. Diyoruz ki bir an önce bu politikalardan vazgeçilmeli. Orta vadeli ekonomik program diye önümüze konan program halkın daha fazla soyulması programıdır. Yoksuldan daha fazla alınan ve zengini daha fazla zenginleştirme programıdır. Hükümetin açıkladığı bir takım politikaların net karşısında olduğumuzu söylüyoruz. Biz ekmek ve adalet buluşmalarında bütün bunları ayrıntılandıracağız. Ama bugün halen açıklamakta ısrar ettikleri asgari ücrete zam yapılmamasını kabul etmiyoruz. Asgari ücret her yıl bu yüksek enflasyon devam ettiği sürece her yıl en az dört kez arttırılmalıdır. Temmuz buna dahildir. Asgari ücret açlık ve yoksulluk sınırının altına bırakılamaz. Asgari ücret yoksulluk sınırının yarısı olmalıdır. En düşük emekli maaşı en az asgari ücret kadar olmalı diyoruz. Şu an emekli maaşları üzerinde çeşitli spekülasyonlar yapılıyor. Önce ölünecek rakamı ortaya koyup sonra sıtmaya razı etme anlamında 10 bin liranın altında bırakılan maaşları 12 bin liraya çıkarma tartışmaları yaparken sanki bir hurafe dağıtıyor yaklaşımıyla toplumun gazı alınmaya çalışılıyor. Biz diyoruz ki en düşük emekli maaşı en az asgari ücret kadar olmalı. Barınma sorunu çok büyük bir mesele olmaya devam ediyor. Kiradaki fahiş spekülatif değerlendirmeler ortadan kaldırılması. Herkes için asgari ücretle ödeyebileceği yaşanabilir toplu konutlar üretilmelidir.
Çiftçinin küçük üreticinin desteklenmesini sağlayacak programlar ortaya konulmalı
Kadınların istihdam oranı yüzde 32.5 erkeklerinki 66.9 yani kadınların eşit istihdama ve insanca yaşayabileceği koşullara sağlayacak bir düzenlemeye ücret politikasına ve çalışma yaşamının düzenlenmesine ihtiyaç var. Yine savaş koşullarının da uzun süredir devam eden bu konuda ısrar edilen savaş politikalarının sonuçlarından biri olarak coğrafi ve bölgesel eşitsizlik hat safhaya çıkmış durumda. Sanayi ve kalkınma sağlanmasında gayri safi milli hasıladan en düşük bölümü alan kesimlerin desteklenmesine dönük bu illerin desteklemesine dönük düzenlemeler yapılmalı. Yine tarımda çiftçinin küçük üreticinin desteklenmesi sağlayacak programlar ortaya konulmalı. Süspansiyonlar onları nefessiz bırakan borçların silinmesi kooperatiflerle güçlendirilmesi gibi çeşitli düzenleyici geliştirici güçlendirici politikalar hayata geçirilmeli. Doğayı ve yaşamı ortadan kaldıran sözde kalkınma politikalarını ortadan kaldıran doğayı ve içinde yaşadığımız koşulları geliştiren bütün bunlara zarar vermeyecek bir düzenleme yapılmalıdır. Bu konuda söyleyeceğimiz çok fazla şey var. Bütün bu başlıkları ekmek ve adalet buluşmalarında muhataplarıyla bundan zarar gören bütün kesimlerle yan yana gelerek yeniden konuşacağız. Bütün bunlar derinleştireceğiz mücadele alanının yükselteceğiz.
Türkiye'nin her yerindeki bu sözü birlikte büyüteceğiz
Mevcut durum kimsenin kaldıramayacağı noktaya gelmiştir bıçak kemiktedir. açlık yoksulluk adaletsizlik saldırılar baskı ve faşist uygulamalar Türkiye halkının tamamına dayatılmaktadır. Buna asla seyirci kalmayacağız. Dün kabul etmedik bugün de yarın kabul etmeyecek mücadeleyi yükselteceğiz diyoruz. DEM Parti olarak emekçilerin işçilerin yoksulların çiftçinin esnafın emeklinin dar gelirlinin içine sürüklenmek istediği bu soygun düzenine karşı mücadeleyi büyüyeceğiz. Emek ve Adalet buluşmalarının anlamı şudur. Buluşmalar işte bütün bunlara müdahale etme girişimidir. Bu tabloyu yükseltmek için mücadele emindir. Çözüm bulununcaya kadar bu durum ortadan kalkıncaya kadar devam edecektir. Bu konuda yöntemimiz basit. Açlık yoksulluk adaletsizlik baskıya ve zulme maruz bırakılan milyonlarca insanla buluşmalar gerçekleştireceğiz. El el kol kola verip onların taleplerini ortaya çıkaracak ve çözüm seçeneğini birlikte üreteceğiz. İşimize aşımıza özgürlüğümüze sahip çıkmak için eşitlik adalet ve rafahta tüm toplumu birleştirmek için bu buluşmaları gerçekleştireceğiz. Halkan çalınanları halka geri döndürecek bir demokratik halkçı ekonomik programı hayata geçirilmesi için Türkiye'nin her yerindeki sesi nefesi yan yana getirecek ve bu sözü birlikte büyüteceğiz. Bu büyük soyguna son vermek devletin ve sermayenin karşısında bu savaş politikaları ve adaletsizlik politikası karşısında zengini sürekli besleyen yoksulu sürekli soyan politikalar karşısında bunu gerçekleştirmek için toplumu ayrımcılığa bırakan hukuksuzluğu büyüten vb uygulamalar karşısında ekmek ve adalet için bir araya geleceğiz.
Ekmek ve Adalet buluşmamıza 19 Temmuz’da Mardin’de tarım mitingiyle başlıyoruz
Bunun için 19 Temmuz’da Mardin'de tarım mitingiyle startımız vereceğiz. Bunu dalga dalga Türkiye’nin her tarafına yayacağız. 2024’ü ekmek ve adalet buluşmaları ile Türkiye’nin her yanında il örgütlerimizin belirlediği başlıklarda o yerelin temel sorunlarıyla yan yana gelecek ve çözüm üretecek şekillerde gerçekleştireceğiz. Bu program sene sonuna kadar devam ederken her bir etapta size daha ayrıntılı bilgilendirmesinin sunacağız. Bugün sadece Temmuz programını sizlerle paylaşmak istiyorum. 19 Temmuz’da Mardin’de buluştuktan sonra 25 Temmuz’da Ağrı’da esnaf ve STK’larla buluşma gerçekleştireceğiz, Sınır kapılarının kapatılmasından kaynaklı olarak kan ağlayan esnafın sorunlarını dinleyeceğiz, çözüm önerilerini birlikte konuşacağız. 28 Temmuz’da büyük bir işçi kenti olan Batman’da çeşitli kesimlerden işçi ve emekçilerle buluşacağız, onların sorunlarını ve çözüm önerilerini konuşacağız. 29 Temmuz’da Hatay’da olacağız. Depremin açığa çıkardığı sorunları hala büyük oranda yaşayan halkla buluşurken rezerv alanı olarak oraya konulan bu hukuksuz uygulamalara karşı buluşmalar gerçekleştireceğiz.
Soygun ve talan düzenine karşı mücadelemizi büyüteceğiz
Bugünden sonra en öncelikli ve acil gündemimizi ekmek ve adalet sorununu çözmeye dönüktür. Bu sadece partimizin değil 85 milyonun gündemidir. Biz bu 85 milyonun gündemini bu demokrasi güçleriyle, mağdur olan kesimlerle, sözünü üretecek herkesle yan yana gelerek, sosyal eşitlik ve adaletin tesis edilmesi, emin ve doğanın özgürleşmesi için bu mücadeleye davet ediyoruz. İktidarın sürdürmek istediği bu soygun ve talan düzenine karşı iktidarı uyarıyoruz. Ekmek ve adalet yoksa, ekmek ve adalet büyük yığınlar için söz konusu değildir. Size de sermayeye de savaş politikalarınıza da huzur yok. Her yerde bütün bunlara karşı mücadeleyi büyütmeye devam edeceğiz.”