Geçmeyen asırlık acı: Gelîyê Zîlan

  • 09:04 12 Temmuz 2024
  • Güncel
 
WAN - Gelîyê Zîlan’da yaşanılan katliamın üzerinden 94 yıl geçmesine rağmen katliamın izleri ve insanlarda bıraktıkları etki hala sürüyor.  
 
Tarih 13 Temmuz 1930’u gösterdiğinde, Kürt tarihinin en büyük katliamlarından biri yaşandı. Wan'ın (Van) Erdîş ( Erciş)  ilçesi Zilan Deresi (Geliyê Zîlan) bölgesinde, 44 köy ateşe verilerek, binlerce insan katledildi. Katliamın üzerinden 94 yıl geçmesine rağmen, asırlık yaranın izleri hala ilk gün ki gibi kalmayı sürdürüyor. 
 
44 köy ateşe verildi 
 
1926'da Biroyê Haskê Teli'nin (İbrahim Ağa) Ağrı Dağı’nda devlete başkaldırmasıyla katliam cereyan eder.1926'da, Biroyê Haskê Teli'nin Ağrı Dağı’nda devlete başkaldırmasıyla birlikte Lübnan'da kurulan Xoybun örgütü, 1929'da isyana dahil olur. Xoybun, dağınık şekilde savaşan isyancıları toparlaması için Berzenci aşiretine mensup Seyid Resul'ü Zilan Deresi'ne (Geliyê Zilan) gönderir. Seyid Resul, beraberindeki 400 kişilik grupla Erdîş'i  kuşatır. Uzun süren çatışmalar neticesinde geri çekilen isyancılar, İran'a geçer. Bunun üzerine Erdîş'te yüzbaşı olarak görev yapan Derviş Bey, müfrezesini alarak Zilan Deresi’ni ablukaya alır. Giriş ve çıkışları askerlerce tutulan Zilan bölgesinde bulunan 44 köy ateşe verilir.
 
40 binden fazla kişi katledildi 
 
Köylerin ateşe verilmesinin ardından binlerce kişi, toplu bir şekilde öldürülür, sağ kalanlar da sürgün edilir. Köylülerin hayvanlarına ve diğer malvarlıklarına ise el konulur. Cenazelerin altında sağ çıkan ya da kaçıp hayatını kurtaran köylüler, uzun süre kaçak yaşamak zorunda kalır. Zilan Katliamı'nda öldürülenlerin sayısı 15 bin olarak belirtilse de, dönemin tanıkları ve kimi farklı kaynaklar gerçek sayının 40 binden fazla olduğunu ifade eder. 
 
Cumhuriyet Gazetesi: Ağrı Dağı ateş içinde inlemektedir 
 
 
O dönem katliamı savunan Cumhuriyet Gazetesi, tarihe not düşen bir manşet atar. Kürt tarihinde en büyük katliamlardan biri olan Zilan Katliamı için gazete, 16 Temmuz 1930 tarihinde insanların cansız bedenini gösteren bir fotoğrafla olayı şöyle anlatır: "Ağrı Dağı tepelerinde tayyarelerimiz şakiler üzerine çok şiddetli bombardıman ediyorlar. Ağrı Dağı daimi olarak infilak ve ateş içinde inlemektedir. Türk’ün demir kartalları asilerin hesabını temizlemektedir. Zilan Deresi ağzına kadar ceset dolmuştur." 
 
Katliamın yapıldığı bölgede bulunan kayalarda hala kurşun izlerine rastlamak mümkünken şu an 50’li yaşlarında olan yurttaşlar çocukluklarında bölgede çok sayıda insan kemiğine rastladıklarını belirttir. 
 
 
‘İnsanları sıraya dizip kurşunlamışlar’
 
Zilan Katliamında henüz doğmamış olan 70 yaşındaki Halime Kahraman, katliamda onlarca akrabasının katledildiğini büyüklerinden dinler. “Devletin emriyle 24 saat içinde kurtulan kimse olmamış” diyen Halime, “Tesadüfen o gün orada olmayanlar kurtulabilmiş. Bütün köylüleri birbirine bağlayıp Zilan Dere’sine toplayıp katletmişler. İnsanları sıraya dizip kurşunlamışlar. Kimse kurtulamadı.  Katliam olduğu zaman Zilan Deresi’nden kan akıyordu. Kadın, erkek, genç, yaşlı, çocuk demeden 24 saat içinde herkesi katlettiler” dedi. 
 
‘Önlerine çıkan herkesi öldürmüşlerdi’
 
Halime, katliam esnasında köyde bulunmayanlar ve şans eseri kurtulanların uzun yıllar sonra yakılan köylerine dönerek hayatlarını yeniden kendi topraklarında kurduklarını ifade etti. Halime, “Katliamın yaşandığı gün annem daha kundaktaymış annesi akrabalarının yanına başka köye gittiği için katledilmekten kurtulmuş. Geri döndüklerinde ise orada olan herkes katledilmişti.  Önlerine çıkan herkesi öldürmüşlerdi. Devlet 24 saat içinde oradaki herkesin katledilmesini emretmişti” diye belirtti. 
 
80 uçak…
 
Zilan Katliamının yaşandığı tarihlerde 11 yaşında olan ve yaşanılanları kısmen hatırlayabilen Ömer Kahraman, askerlerin Kürtleri yüzüstü yere yatırıp tekmelediklerini belirtti.  Devletin, ajanlarına “kimsenin gitmesine izin vermeyin”  emri verdiğini söyleyen Ömer, “Katliamın olduğu dönemde ben çocuktum, dedem ve amcalarımla birlikte Kanîreş bölgesinde çobanlık yapıyordum. Emir verilmişti, amcalarım ve dedem yemek yiyorlardı uçaklardan kurşun yağdırdılar ve ben kaçarak saklandım ama iki amcam ve dedem orada öldürüldüler. Katliam günü yaklaşık 80 uçak vardı. Çok fazla acı gördük çok çektik” sözlerini kullandı.