Kayyıma karşı eylem ve mücadele çağrısı
- 09:02 8 Haziran 2024
- Güncel
Nazlıcan Nujin Yıldız
İZMİR - Colemêrg’deki irade gaspına tepki gösteren kadınlar, kayyım halkın iradesine vurulmuş kelepçe ve darbe olduğunu belirterek herkesi mücadele etmeye ve eylemlere katılmaya çağırdı.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) yönetimindeki Colemêrg Belediyesi’ne 3 Haziran’da baskın düzenlendi. Wan’da gözaltına alınan Colemêrg Belediye Eşbaşkanı Mehmet Sıddık Akış, Hakkari 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı davada “Örgüt üyesi olmak” iddiasıyla 19 yıl 6 ay hapis cezası verilerek, tutuklandı. Colemêrg Belediyesi'ne kayyım atanmasına birçok kesimden tepkiler gelmeye devam ederken DEM Parti de, Colemêrg başta olmak üzere birçok kentte eylemsellik kararı aldı. İzmir’de de kadınlar kayyım atanmasına ilişkin tepkilerini dile getirdi.
Yerel seçimlerde AKP büyük bir darbe aldı
31 Mart’ta Kurdistan ve Türkiye’de halkın iktidara karşı bir zafer kazandığını söyleyen DEM Parti İzmir İl Eşbaşkanı Vezan Karabulut, özellikle Kurdistan’daki zaferin AKP iktidarına büyük bir darbe vurduğunu ifade etti. Vezan, “Burada halk kayyımlardan sonra kendi iradesiyle seçim ve ön seçim yoluyla kendi iradesine bir kez daha sahip çıkarak bütün Kurdistan’da birçok ili ve ilçeyi kazandı. Fakat hemen akabinde Wan’da seçilmiş belediye eşbaşkanı haksız ve hukuksuz gerekçelerle görevinden alınmaya çalışıldı. Ama halk iradesi, halkın direnişinin karşı duruşuyla Wan’ı tekrar haksız ve hukuksuz uygulamadan geri döndürdük” dedi.
‘Bunun adı halkın iradesinin gaspıdır’
Yaşananların Wan’daki irade gaspı girişimiyle sınırlı kalmadığını dile getiren Vezan, Colemêrg Belediye’sine atanan kayyımla birlikte Kürt halkının ve diğer tüm halkların iradesine bir darbe daha vurulduğunu belirtti. Vezan, “Daha 2-3 aylık bir yönetim varken hemen bir kayyım atandı. Seçilmiş olan başkan gözaltına alındı ve Türkiye’de görülmemiş bir jet hızıyla görülen bir mahkeme sonucunda da 19 yıla mahkum edildi. Bütün bunları söyledikten sonra bunun hakkın ve hukuk içinde olduğunu söylemek mümkün değil. Bunun adı darbedir, halkın iradesinin gaspıdır” şeklinde konuştu.
‘Kayyım darbedir’
“Kayyım halkın iradesine vurulmuş bir kelepçedir” diyen Vezan, halkların, demokratların ve insan hakları savunucularının bu duruma karşı çıktığını kaydederek “Kayyım darbedir, darbe kabul edilemez diyoruz. DEM Parti, gerek mecliste gerek sokaklarda gerekse belediyelerin olduğu her yerde vardır, bütün Türkiye’de vardır ve kayyıma karşı ses verecektir. İzmir’de gerçekleştirdiğimiz basın açıklamasından sonra demokratik kamuoyunun desteğiyle gerçekleştirilen bir oturma eylemimiz var. İzmir bölgesinde bulunan tüm demokrasi yanlılarını oturma eylemine bekliyoruz” diye ifade etti.
‘Topyekûn bir mücadele verilmeli’
Mor Dayanışma üyesi Berfin Büyükertaş ise kayyım yönetimine karşı topyekûn bir demokratik mücadele verilmesi gerektiğini vurgulayarak ortak bir mücadele perspektifinin çizilmesi gerektiğini söyledi. Berfin, “Kurdistan’da AKP-MHP faşizminin 9 yıldır bir kayyım politikası var. 31 Mart yerel seçimlerinde kayyımların olduğu tüm belediyelerde, illerde, ilçelerde kayyımların tarihin çöplüğüne gittiği halkın iradesinin kazandığı bir seçim tablosuyla karşılaştık. AKP’nin de kendi ömründeki kaybettiği bir seçimi atlatmış olduk. Bundandır ki AKP-MHP faşizminin 31 Mart’tan bugüne faşist diktalarını yeniden halk nezdinde denemeye çalıştığı bir süreci atlatıyoruz” diye belirtti.
‘AKP can çekişen bir iktidar’
Faşizmi Kurdistan’da kayyım politikalarıyla gördüklerini dile getiren Berfin, YSK tarafından adaylığı onaylanmış birinin seçimi kazanmasının ardından belediyenin gasp edildiği bir sürecin yaşandığını sözlerine ekledi. Berfin, “Wan’da aynısını denemeye kalktılar. Halkın sokaktaki sesiyle beraber geri adım atmak zorunda kaldılar. 1 Mayıs’ta yine aynı şekilde Taksim’de irade gösteren yurttaşlara yönelik bir baskı ve işkence sürecini atlattık. Wan direnişinde İzmir’den İstanbul’dan ses yükselten insanlara karşı operasyon sürecini atlatmış olduk. AKP kendi ömrünü dolduruyor, şu an can çekişen bir iktidar. Devrimcilere, feministlere, kendisine muhalifim diyen demokratım diyen tüm aydınlara düşen de bugün Kurdistan’da yaşanılan irade gaspına yönelik halkla bütünleşen bir biçimde kendi mücadelemizi büyütmek” diye konuştu.
‘Faşizme karşı ancak birlikte mücadele ederek kazanabiliriz’
Halkın, belediyelerine, oylarına ve iradesine sahip çıkması gerektiğini belirten Berfin, AKP’nin Kürt düşmanlığını yalnızca belediyelere kayyım atanmasına indirgenmemesi gerektiğini vurgulayarak şu ifadelere yer verdi: “Bu aynı zamanda kadın düşmanı olmasıyla çok entegre bir siyaset tarzı. Çünkü bugün DEM Parti’nin seçildiği tüm belediyelerde eşbaşkanlık sistemi var. 2015-2016 sürecinden bugüne DEM Parti, HDP, BDP Kadın Politikaları Daire Başkanlığı’yla aslında Türkiye’de var olmayan bir kadın perspektifini inşa ediyor yerel yönetimde. Bugün bu yüzden feministlerin DEM Parti’nin yanında, Kürt halkıyla yan yana iradesini savunması gerekiyor. Bu faşizme karşı ancak birlikte mücadele ederek kazanabiliriz”
‘Bedeli ne olursa olsun hazırız’
Colemêrg Belediyesi’ne kayyım atanmasını kınadığını söyleyen DEM Parti seçmeni Saliha Teklaş, kayyım uygulamasını kabul etmediklerini ve halkın iradesinin ayaklar altına alınamayacağını belirtti. Colemêrg’te seçim kazanıldıktan sonra kayyım atanmasının büyük haksızlık olduğunu dile getiren Saliha, “Bizim partimizde encümenler var, yeni başkanı partimizin seçmesini istiyoruz. Valilerini, kaymakamlarını bu işe koyamazlar. Kabul etmiyoruz. Bunun bedeli ne olursa olsun biz hazırız, kesinlikle kabul etmiyoruz” dedi.
‘Biz varız ve davamıza sahip çıkacağız’
Belediye eşbaşkanı görevden alınsa bile partinin kendi adayını kendi belirlemesi gerektiğini ifade eden Saliha, “Kaymakamlarını, valilerini getiremezler, bedeli ne olursa olsun biz varız. Kürt halkının iradesinin ayaklar altına alınmasına izin vermeyeceğiz. Yeter artık! Siyaset yapmamızı da yasaklıyorlar. Bizi yok edemezler, biz Kürtler varız. Nerede olursak olalım, varız. Bizi, dilimizi, kültürümüzü yok edemezler. Biz varız ve davamıza sahip çıkacağız” ifadelerine yer verdi.
İzmir’de başlatılan eyleme çağrı
Tüm Emeklilerin Sendikası (Tüm-Emekli-Sen) üyesi Leyla Çalışkan da halkın iradesinin baskılandığını ifade ederek kayyım atanmasına karşı olduğunu dile getirdi. DEM Partili olarak Colemêrg halkının yanında olduğunu paylaşan Leyla, İzmir’de de kayyım uygulamasına karşı eylemlerin başladığını paylaştı. Leyla, “Tüm halklar olarak bir araya gelelim ve bu kayyım atamalarının durdurulmasını isteyelim. Bunu hep yapmak zorunda mıyız? Halkın gücüyle, kendi gücümüzle aldığımız şeyleri hep direnerek mi geri alacağız? Hakkımız olanı vermeliler. Oturma eylemimiz var, tüm halklar tüm vatandaşlar, bunu başkaları yaşamadan bize destek olmalarını istiyoruz. Destek olsunlar, onlar da bunu yaşamasınlar” şeklinde konuştu.