Amed’de Kobanê kararı protestosu: IŞID Rojava Devrimi’nde geri gitti
- 17:06 18 Mayıs 2024
- Güncel
AMED- Kobanê Davasından çıkan karara karşı Dağkapı Meydanı’nda yapılan açıklamada, “Bu davada IŞİD’in karanlığı meşrulaştırmak istendi ama bu iktidar, devlet ve herkes bilsin ki IŞID, Rojava devriminde geri gitti. Bu kararla IŞID zihniyetini canlandırmak istediniz ama bu da olmadı, başaramadınız” denildi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti) Kobanê Davası'nda çıkan karara yönelik aldığı eylem kararı sonrası Amed Dağkapı Meydanı’nda halk buluşması ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya siyasi parti temsilcileri, DEM Parti bölge milletvekilleri, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, Barış Anneleri, Adalet Nöbeti Anneleri, Tevgera Jınên Azadi (TJA), sivil toplum kurumları ve yüzlerce kişi katıldı. Eş Genel Başkan, vekiller ve onlarca kişi Amed Büyükşehir Belediyesi önünden Dağkapı Meydanı’na kadar sloganlarla yürüyüş gerçekleştirdi.
Ayrıca yüzlerce kişi sık sık, “Biji berxwedana zindana”, “Biji berxwedana Kobanê”, “Jın jiyan azadi” ve “Kobanê düşmedi kumpasınız düştü” sloganları atılarak direniş şarkıları söyledi.
‘Bu siyasi bir davadır’
İlk olarak konuşan DEM Parti Mêrdin Milletvekili Saliha Aydeniz, Kobanê dosyasında verilen kararı tanımadıklarını ve bu kararın mahkeme eliyle verilmediğini bildiklerini belirtti. Saliha, “Biliyoruz ki bu hukuki bir dava değildir siyasi davadır. Kirli ittifaklar sonucu bu kararlar verildi. Bir normalleşme, yumuşama sürecinden bahsedildi. Türkiye’de o kadar kriz kaos varken normalleşme olmaz” dedi.
‘Davada en çok kadınlar ceza aldı’
Davada en çok kadınların ceza aldığını belirten Saliha, “Bu kadın mücadelesinin yargılanmasıdır. Diyoruz ki siz ne kadar ceza verirseniz verin kadın mücadelesi asla durmayacak. Bütün dünyaya umut olacak. Ayrıca bu davada IŞİD’in karanlığı meşrulaştırmak istendi ama bu iktidar, devlet ve herkes bilsin ki IŞID, Rojava devriminde geri gitti. Bu kararla IŞID zihniyetini canlandırmak istediniz ama bu da olmadı, başaramadınız” diyen Saliha ardından PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan tecride dikkat çekti. Saliha, “Bu iktidar her daim tecrit savaş politikalarıyla demokrasiyi engellemek istedi. Bu ülkede en büyük sorun Kürt sorununun çözümsüzlüğüdür. Bu dava ile demokrasi bitirilmek isteniyor. Demokrasi gelene kadar durmayacağız. Bugün bu dava ile Türkiye daima krizde bırakılmak isteniyor. Buradan sesleniyoruz; Türkiye halkının hepsi buna razı olmadığını göstermeli bugün buna sessiz kalan yarın başka cezalar ile karşı karşıya kalır. Tecride karşı, savaşa karşı olacağız barışı savunacağız. İktidar bunu çok iyi bilsin. Tüm arkadaşlarımız bırakılana kadar mücadelemizi devam ettireceğiz. Bize destek veren herkese de teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.
‘Başaramayacaklar’
Sonrasında konuşan Erkan Baş, “Başaramayacaklar. Kürt halkına diz çöktürmeyecekler teslim alamayacaklar, yenemeyecekler. Yıllardır ağababalarının baskısına, zulmüne direnen Kürt halkı; onlardan öğrendikleriyle iktidar koltuğunu sağlamlaştırmak için Kürtleri ezmeye karar veren saray rejimine asla izin vermeyecek. Kürtler asla diz çökmeyecek. Diyarbakır’dan Türkiye’nin dört bir yanındaki emekçilere seslenmek istiyorum mesele sadece Kürt siyasi temsilcilerinin susturulması, Kürtlerin teslim alınması meselesi değildir. Türkiye’deki otoriter baskıcı rejimin devam ettirilmesi için yapılıyor. Başaramayacaksınız” sözlerine yer verdi.
‘Sözde kalınmasın’
DEM Parti Wan Milletvekili Sinan Çiftyürek, “Baştan sona bu siyasi bir karadır hukuki değildir. Tüm muhalefet partisine sesleniyorum; Sadece sözde kalınmasın bu dava için harekete geçilsin ve bu hukuksuzluğa son verilsin” dedi.
‘Biz kazanacağız’
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Beycan Taşkıran da, “Dağkapı Meydan’ından verilen kararlara karşı, 'başınızı eğmeyin, dik tutun diyen' Selahattin Demirtaş'a, 'son sözü direnenler söyler' diyen Figen başkan ve siyasi tutsaklara selam gönderiyoruz.
Kobanê biziz, Kobanê, Suruç'ta, Amedê katledilen yoldaşlarımızdır. Kobanê Ankara'da katledilen 103 yoldaşımızdır. Susmayacağız, korkmayacağız, çünkü öncülerimiz korkmadı. Türkiye halklarıyla Türkiye sosyalist güçleriyle özgürlüğü sunacağız. Analarımız, Türk analarıyla el ele tutuşacak. Bunun kavgasını vermeye devam edeceğiz. Biz kazanacağız” ifadelerini kullandı.
Son olarak konuşan Çiğdem Kılıçgün Uçar şu sözlere yer verdi:
“Anlattığımız her şey bu ülkenin yüzyıllık Kürt gerçekliğidir. Bu ülkenin iktidarı eğitimi, ekonomiyi de savaş üzerine kurgulamış. Ancak 31 Mart seçimlerinde tecrit rejimiyle, sınır ötesi operasyonlarla kendisini bekasını yürüten iktidara yol ayrımı çıktı. Normalleşmek, yumuşamak değil yüzleşmek gerekiyor. Devletinde iyi bildiği en iyi direniş merkezlerinden biri İmralı Cezaevi. 25 yıldır Sayın Abdullah Öcalan bütün tecride rağmen, sesimizi bastırmaya çalışan kolluk güçlerine rağmen barışa karşı ses duymaktan, emek vermekten vazgeçmedik. Hiçbir iktidar bu ülkeyi düşünüyoruz demesin. Toplumla savaşan, mafyaya teslim olmuş bir iktidar var. Bunun üzerinden Kurdistan’daki şiddet ile ayakta durmaya çalışan bir iktidar var. Bugün burada konuştuk yarın her yerde konuşmaya devam edeceğiz. Saray kaybetti, kaybetmeye mahkum. Annelerimiz her hafta cezaevlerinde ‘tecride son ver’, ‘özgürlüğe ses ver’ eylemi gerçekleştiriliyor. Her hafta Adalet Bakanlığı’nı ziyaret ediyor, Adalet Bakanı’nın yüzleşecek yüzü yok. Bu ülkedeki bütün sorunların kaynağı İmralı. Adalet Bakanlığı İmralı’da tecrit uygulanmıyor cevabı veriyor. Peki ailesi ve avukatlar neden haber alamıyor. Kürt halkı ve devrimciler devletin verdiği dokunulmazlıktan daha büyük dokunulmazlığı sahip. O da direniş ve mücadelesidir. Bu iktidar karşısında geri adım atmayan bizler kazanacağız.”
Açıklama, “Biji berxwedana İmralı” sloganı ile sona erdi.