Ayşegül Doğan: İstanbul ve batıda tüm seçenekler değerlendiriliyor
- 14:04 26 Ocak 2024
- Siyaset
ANKARA - DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, yerel seçimlerde batı illeri stratejilerine ilişkin tüm seçeneklerin masada titizlikle değerlendirildiğini kaydederek, “Kent uzlaşısı ve eğilim yoklamalarını uygulamakta kararlıyız” dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının gündemlerine ve partinin seçim politikasına ilişkin basın toplantısı düzenledi. Toplantıda İstanbul gibi kritik batı illerindeki stratejileriyle ilgili tüm seçenekleri masaya yatırdıklarını söyleyen Ayşegül, Dersim’de kurulan sol ittifaka karşı ise “Dersim DEM’siz olmaz” dedi.
‘Doğrudan demokrasi modelini hayata geçirdik’
Kobanê direnişini selamlayarak konuşmasına başlayan Ayşegül, “Bunlardan biri daha önce de açıkladığımız üzere 13-14 Ocak tarihlerinde yaptığımız ve eş zamanlı olarak 80 seçim bölgesinde toplam 90 seçim bölgesinde yaptık bunu. Birinci parti olarak çıktığımız yerlerde yani ağırlıklı olarak Kürt illerinde yaptık ön seçimleri. Eş zamanlı olarak yaptığımız ön seçimlere ilişkin sizleri bilgilendirmek istiyorum. Bu süreci tamamladık ve büyük bir başarıyla tamamladık. Profesyonel oy pusulaları, sayım döküm cetvelleri, sandık sonuç tutanakları, il ilçe birleştirme tutanakları bugüne kadar hakikaten Türkiye’de eşi benzeri görülmemiş bir doğrudan demokrasi deneyimini hayata geçirdik DEM Parti olarak” diye konuştu.
29 Ocak’ta aday tanıtımları olacak
Aday tanıtımlarını 29 Ocak’ta Amed’de yapacaklarını duyuran Ayşegül, “Örgütsel diriliğimizi ve canlılığımızı ön seçimler, halk oylaması aracılığıyla bir kez daha gördük ve bir kez daha kamuoyuna gösterdik. Kürt illerinde doğrudan bir demokrasi örneğiyle gerçekleşen bu ön seçimlerde daha önce de söylemiştik, yalnızca belediye eşbaşkanlarımızı, adaylarımızı seçmedik, il meclis üyelerimiz de oylandı ve karar tamamen yerele bırakıldı. Sandıktan çıkan sonuçlara saygılı olacağımızı, bu sonuçları kabul edeceğimizi, gelen itirazı değerlendireceğimizi, usulsüzlük tespit edildiğinde de gerekli yerlerde kurulu ilgili mekanizmaları devreye koyarak bu itirazları ve usulsüzlükleri dikkate alarak yine yerelin inisiyatifine kararı bırakacağımızı söylemiştik. Kolaylaştırıcılık rolü üstlendiğimizi söylemiştik, koordinasyonu sağlayacağımızı söylemiştik. Biz üstümüze düşeni yaptık, halklar üstlerine düşeni yaptı ve ön seçim gerçekleştirdiğimiz bölgelerde artık ön seçimden çıkan sonuçları adaylarımızı illeri yönetecek adayları tanıtmak üzere hazırlıklara başladık. Bu tanıtım toplantısı da 29 Ocak’ta Diyarbakır’da yapacağız. Hem ön seçimde çıkan adaylarımız hem de bazı yerlerde ön seçim koşullarının olmadığı ve eğilim yoklamasıyla belirlenen seçim bölgelerimizdeki adayları da ayın 29’unda Diyarbakır’da tanıtılacak” sözlerini kullandı.
En büyük iddiamız kayyım rejimini sandığa gömmek
Ayşegül açıklamasının devamında şunları kaydetti:
“Ön seçimlerle ilgili süreci tamamladık. Ama yerel seçimler gündemimizi MYK’mızın en sıcak gündemlerinden biri olarak devam ediyor. Ben arada çıkıp şu saate kadar konuşulanları ve merak edilenleri sizlerle paylaşmak üzere geldim. Kararlıyız, iddiamız büyük. En büyük iddiamız kayyım rejimine karşı halkımızın vereceği yanıt ve kayyım rejimini sandığa gömmek. Ne yaparlarsa yapsınlar; hile, hurda ki biliyoruz bunu yapıyorlar. Bunları tespit ediyoruz, takipçisiyiz. O kadar kolay hile yapamayacaksınız, bunu söyleyelim. Hayali, şaibeli seçmen, oy taşıma, seçmen kaydırma ve daha neler neler şimdiden denenmeye çalışılıyor. Çünkü iddiamızın ve kararlılığımızın büyük olduğu ve kazanacağımız biliniyor. O yüzden böyle bir korku ve panik hali yaşanıyor. Biz de buradan bir kez daha söyleyelim ki; ön seçim deneyimimizde göstermiştir ki halkımız kararlı, iddiamız büyük, kayyımların bileti kesildi. Ne yaparlarsa yapsınlar 31 Mart’ta kayyımları göndereceğiz.
İstanbul’da DEM Parti ne yapacak
Öte yandan daha önce de açıkladığımız üzere dedik ki 2019 yerel seçimlerinden farklı olarak 2024 yerel seçimlerindeki mottomuz kazandırmak ya da kaybettirmek değil kazanmak. Peki bu kazanmak çerçevesinde ön seçimler dışında neler yapıyoruz? Ne yaptık? En çok merak ettiğiniz yerden başlayacağım. İstanbul, Adana, Muğla, Aydın, Kars, Mersin, Hatay, Dersim. Bunlar özellikle seçtiğimiz iller değil ama bunlar kamuoyunda en çok merak edilen iller. Dolayısıyla bizim de özellikle telaffuz ettiğimiz iller. Biz de kamuoyunun merak ettiği bu durumu daha önce de açıkladığımız üzere yani parti olarak alacağımız pozisyonun dengeleri ne oranda nasıl değiştirebileceğinin farkındayız. Dolayısıyla böyle bir ciddiyet ve böyle bir sorumlulukla çalışıyoruz. O yüzden bu iller bizim için de özel yerler. Burayı arttırabiliriz. Hemen bugüne kadar açıkladığımız ve açıklamadığımız her seçim bölgesine ilişkin şunun bilinmesini açıklıkla isteriz ki her şey çok büyük bir titizlik ve hassasiyetle çalışılıyor. Bu seçim bölgelerine ilişkin çalışmalar ve tartışmalar bir yandan tüm hızıyla sürüyor. Tüm seçenekler değerlendiriliyor. Ayrıca kent uzlaşısı kapsamında güç birliği çalışmalarımız da devam ediyor ki bu konuya ilişkin açıklamaları da netleştikçe aşama aşama yol kat ettikçe sizlerle paylaşıyoruz. Fakat belirleyici güç olduğumuzun farkında olarak tekrar ediyorum; ince eleyip sık dokuyarak halkların kazanacağı seçenekleri gözeterek yol alıyoruz. Diğer yandan daha önce açıkladığımız il ve ilçelerde Ankara, Antalya, Bolu, Kocaeli, Samsun, Kayseri, Konya gibi ve daha önce açıkladığımız 27 ilçe de vardı. Eğilim yoklamasıyla aday belirleyeceğimiz yerlerde de çalışmalarımız sürüyor.
Dersim DEM’den DEM Dersim’den kopartılamaz
Yine merak edilen bir başka konu bu güç birliği meselelerine dair, dünden bu yana da epeyce tartışılan. Bu konuya ilişkin de biz DEM Parti olarak en başından beri hemen her yere yaklaşımımızın böyle olduğunu söyledik. En geniş güç birliğinden yanayız dedik ve kent uzlaşısını tam da böyle tarif ettik. Ön seçim yapmayacağımız, eğilim yoklaması ya da başka yöntemlerle aday belirleyeceğimiz veya kent uzlaşısı çerçevesinde güç birlikleriyle ortaya çıkaracağımız adaylar için de yine bu mutabakatı arayacağımızı ifade etmiştik. Dolayısıyla en geniş güç birliğinden yana bir parti olarak çok yönlü görüşmelerimiz sürerken Dersim’e ilişkin bir açıklama geldi. En sonda söyleyeceğimi isterseniz en başta söyleyeyim: Şunu biliyoruz ki Dersim DEM’siz olmaz, DEM Dersim’siz olmaz. Dersim DEM’den DEM Dersim’den kopartılamaz. Dersim’de EMEK Partisi, Sosyalist Meclisler Federasyonu, Emek ve Özgürlük Cephesi, Türkiye İşçi Partisi 31 Mart Yerel Seçimlerinde ittifak kurmak için bir çalışma kararı aldıklarını açıkladılar. Bizim bu esnada görüşmelerimiz sürüyordu. Bunun tekrar altını çiziyorum. Biz DEM Parti olarak her ile ilişkin, kent uzlaşısı stratejisi temelinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Yine tekrar ediyorum, en geniş güç birliğini oluşturmayı hedefleyerek bu çalışmaları sürdürüyoruz. Dersim de bu iller içerisinde bizim için özel bir öneme sahip. Çünkü Dersim hatırlayalım bir önceki dönem kayyımla elimizden alınmış illerimizden biridir. Hal böyleyken ortaya çıkan son fotoğraf yani Dersim İttifakı olarak adlandırılan ve açıklanan bu yan yana geliş kamuoyunda haklı bazı sorulara neden oldu. Açıklamayı yapan siyasal yapılar bunun en demokratik ittifak olduğunu söyleyerek herkesi oraya davet ettiklerini de ifade ettiler.
Ortaklaşma hali bypass edildi
Biz kurduk siz de gelin şeklindeki bir yaklaşımın, her şeyden önce DEM Parti’nin yürüttüğü müzakereler ve görüşmeler sürerken ve buna bağlı çalışmalar devam ederken, bu çalışmaları güçleştirdiğini, ortaklaşma halini de bir nevi bypass ettiğini ifade etmek gerekir. Sorun adayların kim olacağından ziyade, hangi partiden olacağından öte bizim yaklaşımımız. Yani, halkın yönetime nasıl, hangi yollarla, hangi yöntemle, nasıl bir güç birliğiyle dahil edileceğiyle ilgili bizim için. Toplumsal muhalefetin en geniş kesimlerinin, o yan yana gelişe nasıl yansıyacağıyla ilgili ve kent uzlaşısının nasıl sağlanacağıyla ilgili. Bu sorulara biz birlikte ve ortaklaşarak bir cevap üretmeliyiz. Bizim için ilkeli, işbirliği, ittifak ki biz daha çok güç birliği demeyi tercih ediyoruz- ne dersek diyelim bu anlayışımızın böyle olduğunu ve en basit tanımının bu olduğunun altını çiziyoruz. Bizler bu dost güçlerle kamuoyu ya da basın üzerinden görüş açıklayan birbirine uzak ya da birbiriyle ilk defa görüşen ya da birbiriyle ilk defa bir araya gelme deneyimi yaşayan ya da yaşayacak olan siyasal yapılar değiliz, birbirine ulaşmayacak siyasetler değiliz. O yüzden; Dersim DEM’siz olmaz, DEM Dersim’siz olmaz. Kimse Dersim’i DEM’den DEM’i de Dersim’den koparamaz. Bizin güçbirliği temelinde yatan anlayış budur. Güç birliğinin temelinde yerinden yönetim, doğrudan demokrasi, yerel demokrasi anlayışı yatıyor. İşte yapacağımız tüm güç birliklerinde bu anlayış, strateji kapsamında bir yaklaşımımız olacak. MYK’da bu tartışmalarımız devam ediyor.”