Kalbi yüzde 35 çalışan tutsağa infaz yakma gerekçesi: Pişman değil
- 09:01 8 Kasım 2023
- Güncel
Rozerin Gültekin
AMED - Kalbi yüzde 35 çalışan hasta tutsak Kasım Karataş’ın, 30 yılın ardından “pişman olmadığı” gerekçesiyle 2 defa infazının yakılmasına tepki gösteren kızı Gülistan Karataş, “30 yıldır düşüncelerini değiştiremediniz, 3 ayda mı değiştirmeye çalışıyorsunuz” diye sordu.
PKK Lideri Abdullah Öcalan'a uygulanan tecrit politikası yaşamın her alanına sirayet ediyor. Tecridin en yoğun olarak hissedildiği yerlerin başında gelen cezaevlerinde hak ihlalleri her geçen gün artıyor. Hak ihlallerinin artması sonucunda hem hasta tutsakların tedaviye ulaşması engelleniyor hem de infazları yakılarak tahliyeleri engelleniyor. Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde bulunan hasta tutsak Kasım Karataş’ın da infazı, keyfi gerekçelerle yakılarak tahliyesi sağlanmıyor. Kasım’ın infazının yakılmasına ve cezaevlerinde artan hak ihlallerine karşı kızı Gülistan Karataş ajansımıza konuştu.
İnfazı 30 yılın ardından 2 defa ertelendi
İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) 2016 yılından beri hasta tutsaklar listesinde bulunan Kasım'a, İzmir 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmasının ardından 4 Eylül 1993 tarihinde “devletin egemenliği altında bulunan toprakların bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya çalışmak” iddiasıyla müebbet hapis cezası verildi. Tutsak olduğu süre zarfında İzmir-Buca, Aydın, Dîlok, Karabük, Riha ve Tekirdağ cezaevlerinde kalan Kasım, son olarak tutsak bulunduğu Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nden 2 Ağustos 2023 tarihinde tahliye olması gerekirken “iyi halli olmadığı” gerekçesiyle tahliyesi ilk olarak 2 Ağustos’a, ardından 2 Şubat’a ertelendi. Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu’nun hazırladığı rapor üzerine tahliyesi ertelenen Kasım için kurul, “kurallara uygun davranmadığı, grup çalışmalarına katılmayı kabul etmediği, pişmanlık dayatmasını kabul etmediği, aramalarda personele yardımcı olmadığı, cezaevinde kaldığı süre içinde haklarını iyi niyetli kullanmadığı, birçok kez disiplin cezası aldığı ve toplumla bütünleşmeye hazır olmadığı” iddiasında bulundu.
Kalbi yüzde 35 çalışıyor
Antep ve Aydın cezaevlerindeyken mide kanaması geçiren Kasım’ın yıllar içerisinde hastalıkları artarak yaşamını etkileyen bir boyuta ulaştı. Cezaevindeyken 4 defa anjiyo ve 2016 yılında da açık kalp ameliyatı olan Kasım’ın tedavi sürecinde hastanede dahi ellerine ve ayaklarına kelepçe takıldı. Kalbi yüzde 35 çalışan Kasım’ın aynı zamanda bel fıtığı, tansiyon, şeker, mide hastalığı gibi hastalıkları da bulunuyor. Kasım’ın yaşamından endişe duyduğu için bel fıtığı ameliyatını gerçekleştirecek olan doktorun bilgilerini isteyen aileye idarenin bilgi vermemesinden dolayı Kasım'ın ameliyatı gerçekleştirilemiyor. Karabük ve Tekirdağ cezaevindeyken babasının ATK’ye de sevk edildiğini ancak her ikisinde de “Cezaevinde kalabilir” raporu verildiğini belirten Gülistan, babasının ayaklarının üstüne basmakta dahi zorluk çektiğini dile getirerek durumunun her geçen gün ağırlaştığını ifade etti.
‘Düşüncelerini 3 ayda mı değiştireceksiniz?’
Babasının “Bu hukuki değil, bizi rehin tutuyorlar, öldürmeye çalışıyorlar” diyerek infazlarının yakılmasına tepki gösterdiğini dile getiren Gülistan, infaz yakılmasının amacının direnişi kırmak olduğunu ve bu durumun da “acizlik” olduğunu söyledi. Gülistan, “İdam cezasını kaldırdılar, bu sefer bu şekilde öldürmeye çalışıyorlar. İktidara boyun eğmedikleri için kendilerince ceza veriyorlar. Nevzat Aktaş kanser hastasıydı. Son evresinde bırakıldı, Mehmet Emin Özkan yeni bırakıldı, Mehmet Gök 30 yıla yakındır görmediği çocuklarını göremeden hayattan ayrıldı. 30 yıldır düşüncelerini değiştiremediniz 3 ayda mı değiştirmeye çalışıyorsunuz? Aileler olarak onları yalnız bırakmayacağız. Arkadaşlar içeri girdikten sonra doğan çocuklar ya onların avukatlığını yapıyor ya da onların düşüncelerini savunuyor” dedi.
‘Baba-kız ilişkisi değil yoldaşlık ilişkisi kurduk’
Kendisi 6 yaşındayken babasının tutuklandığını ve 30 yıldır babası için mücadele ettiğini kaydeden Gülistan, “Baba demek benim için tuhaf bir şey. Ben onu hiçbir zaman baba olarak görmedim” diyerek baba-kız ilişkisinden ziyade yoldaşlık ilişkisi kurduklarını dile getirdi. Gülistan, “Babamın babalık yapma fırsatı olmadı. Babam beni hayata hazırladı. Babama Kasım yoldaş derim. 30 yıllık mücadelede belki ağır bedeller ödedim ama her karşılaştığım zorluk beni daha çok güçlendirdi. Bu direniş babama ve arkadaşlarına olan inancımdan kaynaklıdır. En büyük destekçilerimden biri annem oldu. Toplumun gözünde bir kadın olarak tek başına hareket etmek yanlıştı. Annem toplumu göğüsledi, ben de babamın düşüncelerini dışarıya ulaştırmak için mücadele ettim. Hiçbir kudret beni bu yoldan ayıramaz” diye vurguladı.
‘Önceliğimiz zindandaki arkadaşlarımız olsun’
Son olarak cezaevindeki tutsakların sesinin duyulmadığının altını çizen Gülistan, cezaevinde yaşanan sorunların ancak toplumun sesini yükseltmesi ile çözülebileceğini belirterek cezaevlerinin durumunun halk tarafından bilinmesi durumunda iktidarın ayakta kalamayacağını ekledi. Gülistan şunları paylaştı: “Buzdolabı için bile aylarca mücadele ediyorlar, temiz su için açlık grevine giren arkadaşlar var. Arkadaşlar bizim için hala mücadele ederken biz dışarıda bir mektup bile yazmıyoruz. ‘Üzüldük’ deyip hayata devam ediyoruz. Hangimiz günde bir defa arkadaşların yerine gökyüzüne bakıyor. Arkadaşların sesi olalım, canlarımız ölüyor. Bugüne kadar öldürdüklerini öldürdüler en azından hayatta olan arkadaşlarımız için mücadele edelim, onlar için bir eylem yapalım ses çıkaralım. İçerideki dayanışma dışarıda olsaydı bu coğrafya bambaşka olurdu. Babam dışarı çıktığında her yerde paylaşım yapılacak ama bırakılmadan önce Kasım’ın yaşadığı haksızlıklar ne olacak? Biz onlara özgürlüklerini borçluyuz. Önceliğimiz zindandaki arkadaşlarımız olsun. Bir şeyler yapıp onları yalnız hissettirmeyelim. Bir günümü babamla geçirmedim. Ölmeden önce babamla bir gün geçirmek istiyorum.”