‘Filistin’e ses çıkaran Rojava’ya da ses çıkarmalı’

  • 09:04 31 Ekim 2023
  • Güncel
 
Nazlıcan Nujin Yıldız 
 
İZMİR - Filistin’de ve Rojava’da yaşam alanlarının bombalanmasına tepki gösteren kadınlar, Rojava’ya yönelik saldırıların, Filistin’de yaşanan savaş kadar gündemde olması gerektiğini vurgularken, mücadelenin büyütülmesi üzerinde durdu. Kadınlar, Rojava için de ses çıkarılması gerektiğini söyledi. 
 
İsrail’in Filistin’e yönelik 7 Ekim’den bu yana devam eden saldırıları nedeniyle aralarında kadın ve çocukların da olduğu çok sayıda kişi yaşamını yitirdi. 27 Ekim’de İsrail Ordu Sözcüsü Daniel Hagari, İsrail'in Gazze'ye yönelik kara harekatına ilişkin yaptığı açıklamada kara kuvvetlerinin operasyonları genişlettiğini söylemişti. İsrail'in işgal altındaki Filistin topraklarındaki yasa dışı faaliyetlerini ele almak amacıyla Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda düzenlenen Özel Acil Oturum’da konuşan Filistin’in BM Daimi Temsilcisi Riyad Mansur, şu ana kadar 3 bin çocuk, bin 700 kadının katledildiğini belirterek enkazların altında ise 900'ü çocuk bin 600 kadar Filistinli’nin olduğunu aktarmıştı.
 
Öte yandan Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye, daha önceki süreçlerde de gerçekleştirdiği ve 5 Ekim’den bu yana da yoğunlaştırdığı saldırıları da devam ediyor. Kuzey ve Doğu Suriye’ye, savaş uçakları, SİHA ve ağır silahlarla gerçekleşen saldırılarda gaz, su, petrol, elektrik istasyonunun da içerisinde bulunduğu 44 istasyon ve hastane bombalandı. Saldırılarda birçok yurttaş katledildi. Bu duruma dair ajansımıza konuşan kadınlar, savaşın her yerde savaş olduğunu ifade ederek Kuzey ve Doğu Suriye’ye yapılan saldırıların, Filistin’de yaşanan savaş kadar gündemde olmadığını söyleyerek 'Niçin dünya Kürt halkını görmüyor' diye tepki gösterdi.
 
‘Kadınların, çocukların katledilmediği bir yaşamı savunuyoruz’
 
Barıştan yana olduklarını ve hiçbir ülkede kadınların, çocukların katledilmediği bir yaşamı savunduklarını belirten Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Çiğli İlçe Yöneticisi Welat Çelebi, böylesine bir yaşamı savundukları için sürekli savaşlara tanık olduklarını söyledi. Welat, “Bu durum bütün toplumu oldukça etkileyen bir şey. Filistin’deki savaş gerçekten çok gündemde, aynı zamanda Rojava’daki durumun gündemde olmaması ayrı bir handikap yaratıyor. Bugün Filistin’e karşı nasıl ses çıkarılıyorsa aynı şekilde Rojava’daki savaş için de ses çıkarılması lazım. Bunun sokaklarda yankılanmasını istiyoruz, orada katledilen kadınlar için, çocuklar için, yaşam alanları bombalandığı için, özellikle sivilleri etkilediği için talebimiz herkesin ses çıkarması” dedi.
 
Filistin’e ses çıkaran Rojava’ya da ses çıkarmalı
 
Tarih boyunca Kürt halkının çeşitli katliamlardan geçirildiğini ifade eden Welat, “Hep bedel ödemişliğimiz var. Çok uzağa gitmeyelim, Roboski. Bu kadar katliam yapılırken neden yas ilan edilmedi? Neden insanlar sokağa çıkmadı? Neden tepki gösterilmedi? Bu Kürtlere reva görülen ölümü, bu kadar hak ediyor muyuz? Bunu kabul etmiyoruz ve bunun için de herkes bugün nasıl Filistin’e karşı ses çıkartıyorsa Rojaya’ya karşı da ses çıkartması gerekiyor” sözlerini kullandı.
 
Rojava’yı görmemek imkânsız
 
Türkiye’nin Rojava’ya olan saldırılarını görmemenin imkânsız olduğunu vurgulayan Welat şöyle devam etti: “Gündeme gelen bir şey yok aslında. Bunun için daha çok ses çıkarılması lazım. Özellikle Kürt kadınların, daha çok kendimizi ön plana çıkarmamız lazım. Savaşı savunmuyoruz, barışı savunuyoruz. Bu savaş hem insan psikolojisine hem ekonomiye şu anda oldukça yansımış durumda. Önümüzü göremiyoruz.”
 
‘En çok ölenlerin kadın ve çocuk olması tesadüf değil’
 
Güzeltepe Kadın Dayanışma Derneği üyesi Ezgi Özer ise, dernek olarak Filistin halkının ve Rojava halkının direnişini selamladıklarını dile getirdi. Ezgi şu ifadeleri kullandı: “Gerek Filistin’de gerek Rojava’da yıllardır süren devletin yıkım ve savaş politikalarına karşı bir direniş var. Haklı süren bir direniş var. Biz de kadın dayanışma derneği olarak bu direnişin dayanışmasını yükseltmek için yanlarında olduğumuzu belirtmek istiyoruz. Bunun yanı sıra maalesef ki yıkımların ve katliamların ağır yükü her zaman kadınların omzunda oluyor. Filistin’deki son gelişmelere de bakacak olursak ölen kişi sayısının çoğunluğunu kadınlar ve çocuklar oluşturuyor. Bunun tesadüfi bir durum olmadığını biliyoruz. Özellikle Orta Doğu’da yaşayan kadınlar olarak bize düşen görev, oradaki direnişe destek vermek ve mümkün olduğunca bu direnişi büyütmektir. Selam olsun, halkların haklı direnişine.”
 
‘Savaş her yerde savaştır’
 
Savaşın her yerde savaş olduğunu kaydeden HEDEP Bayraklı ilçe Eşbaşkanı Ayşe Sılık da, savaştan kaynaklanan acının da aynı acı olduğunu ifade ederek nerede bir savaş olursa kadınların ve halkların o savaşın önüne geçmesi gerektiğinin altını çizdi. Ayşe, “Savaş olmasın, katliam olmasın. Savaşta en çok da kadınlar, çocuklar, yaşlılar öldürülüyor. Rojava’da, Kurdistan’da, Türkiye’de nerede olursa olsun savaşı istememek lazım. Filistin’deki savaşa karşı durup alanlara çıkıp ‘Onlar çocuk, mazlum, savunmasızlar ve öldürülüyorlar. Bu haksızlık, biz kabul etmiyoruz’ diyorlar. Rojava’da süren savaşa da veya dünyanın herhangi bir yerinde olan savaşa da hayır desinler. Biz kadınlar olarak bütün dünyaya, Rojava’ya, Filistin’e barışın gelmesini istiyoruz” şeklinde konuştu.
 
‘En çok görev kadınlara düşüyor
 
HEDEP Bayraklı ilçe yöneticisi Vasfiye Togru, bir insan olarak nerede bir zulüm, savaş ve baskı varsa yüreğinin orada olduğunu kaydetti. Vasfiye, “Yıllardır ezilen Kürtler mücadele ediyor. Çok mücadele verdik, ellerinden geleni yaptılar ama bitiremediler, daha da çoğaldık. Filistin için, evet üzülüyoruz. İnsan olarak üzülüyoruz. Keşke herkes Kürt halkı için de Rojava’da olan zulüm için de üzülse. O zaman gerçekten derim ki insanlık ölmemiştir. Adaletsizlik var, dünyanın her yerinde var ama Türkiye’de biz Kürtler üzerinde büyük bir baskı var. Burada en çok görev biz kadınlara düşüyor” diye belirtti.
 
‘Rojava’da büyük bir mücadele veriliyor’
 
Rojava’daki Kürtlerin büyük bir mücadele verdiğinin altını çizen Vasfiye, “Bizim de burada onlar için mücadele vermemiz gerekiyor. Başımızı yastığa koyduğumuzda rahat olmamız lazım, empati kurmamız lazım onlarla. Çünkü biz birliğiz, beraberiz. Onlar oradaysa biz de burada olmalıyız. Filistin’e ses çıkaran Rojava’ya da ses çıkarmalı. Ben hiçbir yerde zulmün olmasını istemiyorum, insanların ölümünü istemiyorum. Nerede olursa olsun benim kalbim orada atıyor. Diyorlar ki Filistin’i vuruyorlar. Bizi de vuruyorlar, yıllardır bizi vuruyorlar. Biz kavgaya, dövüşe karşıyız. Ölüme, savaşa, zulme, ezilmeye karşıyız” dedi.
 
‘Niçin dünya Kürt halkını görmüyor?’
 
Türkiye’nin bu konuda ikiyüzlü davrandığına dikkat çeken Vasfiye, “Kimyasal atıldı, kaç insan çıktı dışarı? Filistin’deki savaş için en çok ortaya çıkan yine bizim Kürt halkıydı. Kürdü, Lazı, Ermenisi, Yahudisi, Çerkezi ne fark eder? Hepimiz insanız. Neyi paylaşamıyoruz? O kadar güzellikler var ki hepsini yok ediyoruz. Nedir bu? Zenginler zengin, oluyor, fakirler eziliyor. Savaşta da olan yine fakire oluyor. Niçin insanlar, dünya biz Kürtleri görmüyor? Bir baksalar bize, gerçekten Kürt halkı kadar mücadeleci, iradesine sahip çıkanı görmedim. Hep ezildik, öldürüldük ama amacımızdan geri dönmedik” diye konuştu.