Kongreye katılan kadınlar: Abdullah Öcalan halkların nefesi
- 09:05 16 Ekim 2023
- Güncel
Rozerin Gültekin-Elfazi Toral
ANKARA - Yeşil Sol Parti’nin 4’üncü Büyük Kongresi'ne katılan kadınlar, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın halkların “nefesi” olduğunu söyleyerek sadece üzerindeki tecridin kaldırılması değil fiziki özgürlüğünün sağlanması çağrısında bulundu.
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti), Ankara’da Atatürk Spor Salonu’nda dün “Özgürlük İçin Yeniden / Ji bo Azadiyê” şiarıyla 4’üncü Büyük Kongresi'ni gerçekleştirerek yoluna Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) olarak devam etme kararı aldı. “Bijî Serok Apo”, “Bê Serok jiyan nabe”, “Bijî berxwedana Rojava” sloganlarının damgasını vurduğu kongreye katılan kadınlar, tecrit politikaları ve saldırılara ilişkin konuştu.
‘Kürtlerin liderinin de halkının içinde olması gerekiyor’
Abdullah Öcalan şahsında tecridin her yere yayıldığını ifade eden Meryem Eşkara, tecridin sadece Türkiye eliyle değil, uluslararası güçlerin desteğiyle gerçekleştiğine dikkat çekti. Meryem, “Diğer bütün halkların liderleri halkının yanında Kürtlerin liderinin de halkının içinde olması gerekiyor. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, Kürtlerin, Orta Doğu halklarının, Türkiye halklarının nefesidir. Bugün Kürtlerin önderi halkının içinde olsaydı Türkiye’deki ve Orta Doğu’daki bütün sorunlar çözülecekti. Ama Kürt Halk Önderi’nin fikriyatlarından korkuyorlar. Onun sesinin dışarı çıkmasını istemiyorlar çünkü sorunların onun ideolojisi ile çözülmesini istemiyorlar. Bütün sorunların çözümü Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a bağlıdır bunun içinde tecridi derinleştiriyorlar. Bugün gerçekleşen kongrenin de tecridin kırılmasının bir adımı olmasını istiyoruz” dedi.
‘Kadınların özgürlüğü de önderliğin özgürlüğüne bağlıdır’
Özgürlüğün ancak Abdullah Öcalan’ın fikriyatlarının hayata geçirilmesi ile mümkün olacağını vurgulayan Meryem, kadınların özgürlük mücadelesinin ve Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün birbiri ile doğrudan bağlantılı olduğunu dile getirdi. Meryem, "Kadınların özgürlüğü de önderliğin özgürlüğüne bağlıdır. Çünkü önderlik kadının özgürlük bilincini ortaya çıkardı. Onun için kadınların üzerinde bu kadar katliam uygulanıyor, kadın mücadelesinin önünde engel olunmaya çalışılıyor. Bu aslında Kürt Halk Önderi’ne uygulanan tecritle bağlantılıdır. Biz kadınlar olarak önderimiz özgür olana kadar üzerimize düşen bütün sorumluluklar için mücadele etmeye devam edeceğiz” sözleri ile mücadele vurgusu yaptı.
‘Rojava tüm dünyanın onurudur’
Ankara’da 1 Ekim’de İçişleri Bakanlığı önünde gerçekleşen eylemin ardından Kuzey ve Doğu Suriye’yi hedef gösteren Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın açıklamalarından sonra 5 Ekim’de Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik gerçekleştirdiği saldırılara ilişkin konuşan Jina Aryen, saldırıların yıllardır sürdürüldüğünü ve Kürtlerin kazanımlarının hedef alındığını dile getirdi. Jina, şöyle dedi: “Sadece askeri bir saldırı yapılmıyor sivil yaşam yerleri bombalanıyor. Uluslararası alanda da bu saldırılara karşı yüksek bir ses çıkartılmıyor ve saldırılar gündem dışı kalıyor. Rojava tüm dünyanın onurudur. Bundan dolayı bütün halkların Rojava’ya sahip çıkması gerekiyor. Rojava’da Kürtler DAİŞ’İ yendiler bundan dolayı Rojava’da yürütülen savaş sadece Kürtlere karşı değil, bütün insanlık onuruna karşıdır.”
‘Halklarının bu fikriyata sahip çıkması gerekiyor’
Kürt halkının Abdullah Öcalan’ın fikriyatı olan demokratik konfederalizmi inşa ederek tüm dünyaya örnek olmaya çalıştığını vurgulayan Jina, ancak bu fikriyatın yaratıcısı olan Abdullah Öcalan’ın iktidar tarafından tecrit altına alındığına dikkat çekti. Jina, “Bir yandan Kürt Halk Önderi’ni tecrit altında tutuyorlar bir yandan da halkını dünyadan tecrit etmek istiyorlar. Ondan dolayı bu saldırılara karşı dünya halklarının bu fikriyata sahip çıkması gerekiyor” çağrısı yaptı.
‘Biz kazanacağız’
“Kürt halkının üzerindeki tecrit artık kaldırılsın” diyen Yadigar Demir, Kürt halkının yıllardır barış ve özgürlük için mücadele ettiğini dile getirdi. Yadigar, “Bizim üzerimizde bu kadar çok saldırı gerçekleştiriyorlar ama biz kazanacağız. Bir damla kanımız kalana kadar mücadele edeceğiz. Abdullah Öcalan 25 yıldır cezaevinde neden onu cezaevinde tutuyorlar. Onlar da biliyor ki Abdullah Öcalan özgür olursa bu ülkeye barış ve özgürlük gelecek” sözleri ile Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün önemine dikkat çekti.
‘Kürtler her zaman var’
Bütün tecrit ve asimilasyon politikalarına karşı mücadele yürüteceklerini kimliklerini savunacaklarını ifade eden Beste yıldırım ise da “Kimse demesin Kürtler yoktur Kürtler her zaman vardır ve dilleri ve kimlikleri için mücadele edecek” dedi.
‘Sayın Abdullah Öcalan Kürt halkının önderidir’
PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan yaklaşık 31 aydan bu yana haber alınmadığına dikkat çekerek sözlerine başlayan Remziye Dikici, “Kendisinden hiçbir haber alamıyoruz. Bunu şiddetle kınıyoruz” dedi. Remziye, “Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’a sesleniyorum nasıl başka insanlara iyi davranıyorsa aynı şekilde Kürt halkına da iyi davransın. Sayın Abdullah Öcalan Kürt halkının önderidir. Kapıları açsın avukatları, aileleri ve bizler ondan bir haber alalım” sözleri ile İmralı kapılarının açılması gerektiğini vurguladı. Tüm siyasi tutsakların serbest bırakılmasını istediklerini söyleyen Remziye, cezaevlerinde hak ihlallerine son verilmesi çağrısında bulundu.
‘Dilimi, kimliğimi istiyorum’
Remziye, “Benim Kürt kimliğim yok ben kimliğimi istiyorum. Ben bir Kürt’üm ve Türkiye’de Kurdistan‘da yaşıyorum her türlü imkanı istiyorum. Dilimi istiyorum. Kurdistan’da kendi dilimi kendi kimliğimi istiyorum. AKP’nin ortağı MHP Kürt düşmanıdır. Savaş dursun artık insanları öldürmesinler. Türkiye Rojava’ya saldırıyor. Bu saldırılara artık son verilsin” şeklinde konuştu.
‘Saldırsalar da öldürseler de Kürt’üz’
“Bizler önderimizi istiyoruz bê serok jiyan nabe” diyen Songül Şahin ise tüm halklar için barış talep ettiklerini ifade etti. Songül, “Bizler de hak hukuk sahibiyiz. Biz artık kan gözyaşı istemiyoruz. Kan dökülmesin. Devletin gücü bize yetmiyor. Bizi yerimizden yurdumuzdan etmeye gücü yetmiyor Rojava da bizim kardeşlerimizdir. Onun için de bizim üzerimize bombalar yağdırıyor. Bizler de önderimizi istiyoruz. Tek istediğim bu savaş kalksın ortadan barış sağlansın. Bize saldırsalar da öldürseler de bizler Kürt’üz. Neden biz Kürtlere bu kadar saldırıyorlar. Artık yeter barış gelsin” şeklinde konuştu.
Birlik çağrısı
Kongreye katılanlardan Döne Göksungur da, kongrenin tüm Kürt halkının geleceğinin umudu olduğunu paylaştı. Kürt kadınların kongrede olduğunu sözlerine ekleyen Döne, şöyle konuştu: “Tüm kadınlarımız ve halkımız burada. Barış adına geleceğimiz adına, partimizin adına güzel ve barış dolu bir kongremiz olsun. Tüm halkımıza hayırlı uğurlu olsun. 31 aydır Sayın Abdullah Öcalan’a ağır tecrit uygulanıyor. Bu tecrit tüm halkımıza yapılan bir tecrittir. Sadece cezaevlerinde değil tüm halkımıza uygulanan bir tecrittir. Onun için bir an önce Sayın Abdullah Öcalan şahsında ve cezaevlerinde bulunan tüm siyasi tutsakların serbest bırakılmasını istiyoruz. Onun için halkımızın dayanışması ve halkımızın birliği ve alanlarda yürüyüşleri olursa bu tecrit kırılacaktır. Onun için halkımızı birliğe ve beraberliğe dayanışmaya çağırıyorum.”