9 Ekim açıklaması: Halkımızı Amed'e bekliyoruz
- 11:01 29 Eylül 2023
- Güncel
AMED - PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan 9 Ekim Uluslararası Komplo’ya ilişkin yapılan açıklamada, “Sayın Öcalan üzerindeki tecrit kırılıncaya kadar yüzümüz İmralı’ya dönük olacaktır. Bu anlamıyla Kürdistan’ın her kentinden, köyünden, kasabasından, kısaca her köşesinden halkımızı, dostları ve duyarlı kesimleri 9 Ekim’de Amed’e çağırıyoruz” denildi.
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Şam’dan çıkarıldığı 9 Ekim Uluslarası Komplo’nun 25’inci yıl dönümüne ilişkin Amed’de açıklama yapıldı. Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Tevgera Jınên Azad (TJA), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), MED Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuk Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED), “Sayın Abdullah Öcalan’a Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm” şiarıyla MED-TUHADFED Şube binasında açıklama yaptı. “Heya tecrîd bê şikandin em e meşa xweya azadiye bidominin) yazılı pankartın yer aldığı açıklamaya, DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) milletvekilleri de katıldı.
‘Bu tedirginlik büyük öfkeye dönüşüyor’
Kürtçe yapılan açıklamayı DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk okudu. Berdan, uluslararası emperyalist güçlerin komplosuyla 15 Şubat 1999’da tutsak edilen PKK Lideri Abdullah Öcalan’a, kişiye özel bir hukuksuzluk rejimiyle mutlak tecrit altında 24 yıldır İmralı Adası’nda tutulduğunu söyledi. Berdan, “Bu komplo, başta Kürt halkı olmak üzere Ortadoğu ve Türkiye halklarının demokrasi ve özgürlük mücadelesini yok etme üzerine planlanmıştır. Bu plan halen çok boyutlu bir biçimde devam etmektedir. Mutlak tecrit en ağır insanlık suçlarından biridir. Sayın Abdullah Öcalan’a 30 aydır mutlak iletişimsizlik hali uygulanmaktadır. Ne ailesi ne de avukatlarıyla görüşebilen Sayın Öcalan’dan hiçbir şekilde haber alınamamaktadır. Hiçbir gerekçesi olamayacak bu insanlık dışı mutlak tecrit hali, başta Kürt halkı olmak üzere Ortadoğu’da yaşayan halkları tedirgin etmekte, bu tedirginlik giderek büyük bir öfkeye dönüşmektedir” dedi.
‘Toplum nefes almıyor’
Berdan, tecridin etkisinin bütün coğrafyaya yayılan bu hukuk dışı tecridin, Türkiye’nin imzalamış olduğu ilgili uluslararası sözleşmelere, evrensel hukuk ilkelerine ve Anayasa’ya aykırı olduğunu kaydetti. Tecridin tamamen insan haklarına aykırı bir şekilde sürdürüldüğünü vurgulayan Berdan, “Başta Türkiye’nin en büyük sorunu olan Kürt meselesi olmak üzere, Ortadoğu’nun en temel sorunları çözümsüz kalmaya devam etmektedir. Tecrit rejimi tüm Türkiye sathına yayılarak, faşizm ülkenin dört bir yanını sardı. Toplum nefes alamamakta, halkların birlikte yaşam umudu gasp edilmektedir. Soframızdaki ekmeği çalanlar tecrit rejimini sürdürenlerdir. Ülkede giderek derinleşen yoksulluğun sorumlusu tecrit politikalarında ısrar edenlerdir. Halkı yoksulluğa sürükleyenler, tecridi sürdürebilmek için bütçeyi savaşa akıtanlardır. İmralı tecridi; hukuksuzluklara, anti-demokratik uygulamalara, adaletsizliklere, hak ihlallerine zemin oluşturmaktadır. Sayın Öcalan şahsında Ortadoğu halkları her alanı tecrit altında bir yaşama mahkûm edilmekte, ayrımcılık ve kutuplaşma toplumun her kesiminde yoğun bir şekilde yaşanmaktadır” diye kaydetti.
Berdan, açıklamanın devamında şöyle konuştu:
“Tarihsel süreç çok açık göstermiştir ki; tecrit kırılmadan, Sayın Öcalan özgürleşmeden Kürt halkının özgürleşmesi ve statüye kavuşması mümkün değildir. Tecrit derinleştikçe Kürt halkının özgürlük, Türkiye halklarının demokrasi hakkı her geçen gün daha fazla gaspa uğramaktadır. Bu nedenle tecride karşı mücadele aynı zamanda Kürt halkının özgürlük, Türkiye halklarının demokrasiye ulaşma mücadelesidir. Tecride karşı mücadele hukuk ve adaletin sağlanması için yürütülen mücadeledir. Bu yüzden, dünyada eşi benzeri görülmemiş mutlak tecridin sonlanması; demokratikleşme ve hukuk için önemli bir merhale olacak, Türkiye’de ve Ortadoğu’da ortak yaşam siyasetinin devreye girmesinin en büyük adımı olacaktır. Barışı ve diyalogu savunmanın en önemli adımı, Kürt sorununun müzakere ile çözülmesini sağlamaktır. Kürt meselesinde sahici bir müzakerenin yegane adresi de Sayın Öcalan’dır.
Asla durmayacağız
Tecridin kırılması, Sayın Öcalan’ın özgür yaşam ve koşullarının oluşması, özgür ve eşit yaşama bir şans tanınması temel hedefimizdir. Mutlak tecrit sürdükçe kimse huzur bulamayacak, savaş bugünümüzü ve yarınımızı tahrip etmeye devam edecektir. Sayın Öcalan üzerinde uygulanan, mutlak iletişimsizlik içinde süren tecridin kırılması için tüm gücümüzle harekete geçmenin zamanı çoktan gelmiştir. Tecrit kırılana kadar asla durmayacağız. Vicdan sahibi yurttaşlara, siyasi yapılara ve partilere, demokratik kitle örgütlerine, derneklere, sendikalara, meslek birliklerine, hukuk kurumlarına, kadın, gençlik ve çevre örgütlenmelerine; uluslararası kurum ve kuruluşlara çağrımızdır. Ölüm değil yaşam, nefret değil sevgi, yoksulluk değil refah içinde bir yaşam diyen her yurttaşa sesleniyoruz.
Bu ses silah seslerini bastırmakta
Sayın Öcalan’ın sesi her çıktığında ölümün karanlığı yerini yaşamın sevincine bırakmaktadır. Bu ses, silah seslerini bastırmakta, barış ortamını geliştirmektedir. Tecridi hep birlikte kıralım, bugünümüzü ve yarınımızı birlikte inşa edelim. Barış ve demokratik çözümden yana olan düşünceleriyle savaş politikalarına karşı müzakere ve diyalog zemininin geliştirilmesi için çaba harcayan, en büyük hayali kimsenin ölmediği, refah içinde bir ülke olan Sayın Öcalan, savaş iktidarlarına karşı halkların birlikte özgürce yaşama umududur.
Tecrit kırılana dek yüzümüz İmralı’ya dönüktür
Sayın Öcalan üzerindeki tecrit kırılıncaya kadar yüzümüz İmralı’ya dönük olacaktır. Bu anlamıyla Kürdistan’ın her kentinden, köyünden, kasabasından, kısaca her köşesinden halkımızı, dostları ve duyarlı kesimleri 9 Ekim’de Amed’e çağırıyoruz. Kimsenin halkların birlikte ve özgürce yaşam umudunu çalmasına izin vermeyeceğiz. Sayın Öcalan’ın özgürlüğü hepimizin özgürlüğüdür. Bu özgürlüğü sağlayana dek, kesintisiz bir biçimde mücadele edeceğimizi başta Kürt halkı olmak üzere tüm demokratik kamuoyuna duyuruyoruz.”
Açıklama, okunan metnin ardından sona erdi.