Kürt siyasetçi Gülser Yıldırım : Çözümün adresi İmralı

  • 09:04 16 Eylül 2023
  • Güncel
 
 
Dilan Babat
 
ANKARA - Kobanê Davası’nda tutuksuz yargılanan Kürt siyasetçi Gülser Yıldırım, çözüm sürecinin yargılandığını söyledi. Gülser, “O dönem çözüm sürecinin doğru bir başlangıç olduğunu ve adresin İmralı olduğunu söyledik. Bugün yeniden bir çözüm isteniliyorsa adres yine orasıdır. Bunun mücadelesini veriyoruz, eşitlikten, demokrasiden, birlikte yaşamının felsefesine sahip olan bir partiyiz” dedi. 
 
DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırıları karşısında 6-8 Ekim 2014’te Kurdistan kentleri başta olmak üzere Türkiye’nin birçok kentinde başlayan protesto eylemleri gerekçe gösterilerek, bu eylemlerden 6 yıl sonra 25 Eylül 2020 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı. Başlatılan soruşturma kapsamında, 4 Kasım 2016’dan bu yana tutuklu bulunan Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ile Selahattin Demirtaş’ın yanı sıra Kürt siyasetinin önemli isimlerinden Gültan Kışanak, Aysel Tuğluk, Sebahat Tuncel ve Ayla Akat Ata olmak üzere 28 siyasetçi dosya kapsamında tutuklandı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 108 kişinin yargılanması talebiyle hazırlanan iddianamenin 7 Ocak 2021’de Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Kobanê Davası 26 Nisan 2021’de ilk duruşma ile başladı. Kobanê Davası 18’i tutuklu 108 kişinin yargılanmasıyla devam ediyor.
 
İki yıldır devam eden Kobanê Davası’nda tutuksuz yargılanan Kürt siyasetçi Gülser Yıldırım, davaya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
 
‘Sarayın talimatı ile açılan bir dosya’
 
Başından beri Kobanê Davası’nın bir kumpas davası olduğunu söylediklerini belirten Gülser, son mütalaa ile birlikte söylemlerinde haklı olduklarını bir kez daha gördüklerini kaydetti. Gülser, “Haksız hukuksuz bir şekilde Kobanê kumpas davası altında arkadaşlarımızın bu salonlarda yargılanması hukuksuzluktur. Bu davaların buraya nasıl geldiğini çok iyi biliyoruz. 6 yıl sonra açılan bir dosya ve sarayın talimatı ile başlayan bir dava olduğunu bildiğimiz için hakkında söylenecek söz bulamıyoruz. AKP iktidarının politikalarına baktığımız zaman şaşırmamak lazım. Bugün devletin tüm kurumları AKP eksenli bir noktaya gelmiş. Şu an Türkiye’de hiçbir kurum kendi başına politika üretemez, bağımsız değildir. Hepsi iktidarın politikalarının çizgisi ekseninde” dedi. 
 
Diyanet’te tepki
 
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın da Kobanê Davası’na dönük katılma talebine de değinen Gülser, şunları ekledi: “Bu davaya dahil olmayan bir Diyanet kalmıştı o da dahil oldu. Mahkemede tüm bunları söylemek gerekirdi belki zaman darlığından dolayı tüm detaylara inemiyor insan ama Diyanet en son davaya müdahil olan kurum oldu ve şöyle diyor; toplumun değer ve ahlak anlayışına zarar veriyormuşuz gibi bir dahil olma durumu yaşandı. Diyanet sen 6 yaşındaki çocukların tecavüze uğradığı ve 6 yaşında çocukların evlendirilme, cemaatlerde tecavüzlere uğradığı, 9 yaşındaki çocuklara fetva çıkardığı insanlara karşı kampanya başlatması gerekirken, mücadele etmesi gerekirken gelip davaya müdahil olmaya çalışıyorsun ve bunu ahlaka bağlıyorsun. Oysa bu toplumda en büyük ahlaksızlık 6 yaşındaki kız çocuklarına tecavüz eden o cemaatlerde yaşanılan sorunlardır. Biraz toplumun gerçek sorunlarına, yaşanılan adaletsizliklere, kadın katliamlarına bunlara yönelik bir sözleri yokken, gelip Kobanê Davası’na müdahil olmak istiyor. Haksız hukuksuz olan bu davada AİHM’in de vermiş olduğu kararlar olmasına rağmen bu dava hala iktidarın talimatı, kin ve duyguları ile devam ediyor.”
 
‘Çözümün adresi Sayın Öcalan’dır’
 
İktidarın “övündüğü” çözüm sürecinde HDP’nin bir ortağı olarak alana sürdüğünü dile getiren Gülser, çözüm sürecinde eksikliklerin olduğunu ama eksiklere rağmen doğru bir adım olduğunu kaydetti. Gülser, “Her sorunun doğru bir adımla demokratik diyaloglarla çözülmesi gerektiğini parti olarak hep söyledik. O sürecin perde arkasında ne olduysa iktidar elinin tersi ile kenara attı, arkadaşlarımızı da bu yola sürerken şimdi de çözüm süreci bize suçlama olarak geri dönüyor. Mahkemede söyledim, şimdi bile barıştan yanayız, diyalogdan yanayız. Sorunların çözümünden yanayız, nasıl dün sorunların çözüm adresi belli ise yine aynı adresi gösteriyoruz. Biz demokratik siyaset yapan bir partiyiz ama çatışmalı zeminde biz yokuz. Bunun muhatabı da Sayın Öcalan’dır dedik. Bu bir gerçek bu böyle olmasaydı, AKP iktidarı o zemini yürütmezdi. Biz bunları değerlendirirken, çözüm sürecinin doğru bir başlangıç olduğunu ve adresin İmralı olduğunu söyledik. Bugün yeniden bir çözüm isteniliyorsa adres yine orasıdır. Bunun mücadelesini veriyoruz, eşitlikten, demokrasiden, birlikte yaşamanın felsefesine sahip olan bir partiyiz. Çözümün adresinin gelişmesi için her türlü mücadeleyi veriyoruz. O yüzden biz adres olarak Sayın Öcalan’ı gösteriyoruz. Ülke öyle bir hale gelmiş ki doğru bir cümleye karşı bir yargılama oluyor. İnsanlar artık kendi düşüncelerini ifade etmekte yargılanıyor ve insanlara bedel ödetiliyor” şeklinde konuştu.
 
‘Yerel seçimlerde Kobanê Davası bize karşı kullanılacak’
 
Türkiye’deki yargı mercilerinin özgür olmadığını düşündüğünü ifade eden Gülser, sistemin bütün kurumları baskı altına aldığını ve istediği tüm uygulamaları kurumlar üzerinden uyguladığına işaret etti. Gülser, “Bu davanın sadece hakimlerin, yargının vereceği bir karar olarak görmüyoruz. Kararların iktidar ve sarayın perspektifi ile onun çizdiği rota ile yürüdüğüne inanıyoruz. İktidarın çıkarı yarın başka bir zeminde ise bunu değiştirebiliriz. İktidar seçim sürecinde milliyetçilik, ırkçılık, Kürt düşmanlığı söylemler üzerinde çıkarını buluyorsa, yerel seçimlerde de yargıyı, Kobanê Davası’nı bize karşı kullanıp sürdürecek. Ama ülkenin nefes almasını, çökertmiş olduğu ekonomiye bakılıp, rotayı başka bir yere çevirilerse, Kobanê Davası, başka bir rota ekseninde olacağını düşünüyorum. İstem başka bir şeydir beklenti başka bir şey. İsteğimiz odur ki doğru bir temelde yaklaşım göstersinler ama görünen o tabloda kurulan ittifaklara, söylemlere, hedef göstermelere bakıldığında doğru bir temelde yaklaşımın olduğu görülmüyor” sözlerini kullandı.
 
‘İddianamenin içeriği bomboş’
 
AKP’nin yeni anayasa hazırlığına da değinen Gülser, son olarak şunları söyledi: “Cumhurbaşkanı kalkıp yeni anayasa kuracağız diyor ama Kenan Evren’in anayasasını hala hayata tutan bu iktidarın kendisidir. Keşke söylemlerde samimi olsalardı. Bu dava bir kumpas davası ve Kürt siyasetinin demokratik bir zeminde hayat bulmasına karşı çökertme davasıdır. Bu davanın bir an önce beraat ile sonuçlanması gerekirken, arkadaşlarımız yıllardır cezaevinde. İddianamenin içeriğine baktığımızda bomboş, savcının bizi suçlamak için bizi kendi kanaatini ekleyerek bir suçlama çıkarmak istediği bir dava. Yaptıklarımızla alakalı bir dava değil.”