Rabia Önver

 

COLEMÊRG - Kurdistan'da son süreçlerde HPG'lilerin cenazelerinin kargoda, kutuyla verilmesine tepki gösteren Gever Barış Anneleri Meclisi üyeleri, "Cenazelere dönük bu yaklaşımı kabul etmiyoruz. Böyle yaparak ailelerin acılarını tazeliyorlar. Artık ailelere cenazelerin kargoyla ve kutu içerisinde teslim edilmesini istemiyoruz" dedi.

 

Kurdistan'da son yıllarda yaşamını yitiren YJA Star ve HPG üyelerinin cenazelerine dönük geliştirilen devlet politikası tepki toplamaya devam ediyor. Yaşamını yitirenlerin aileleri hemen DNA örneği vermesine rağmen cenazeleri yıllar sonra ailelerine teslim ediliyor. Yıllarca bekletilen ailelere, cenazeleri ya bir kutuda içerisinde parçalanmış şekilde teslim ediliyor ya da kargo ile gönderiliyor. İktidar kurumları ailelere cenazelerini bu şekilde teslim ederek onlara ikinci bir acı yaşatıyor. Cenazesi kutu içerisinde teslim edilen ailelerden biri ise Sêrt'de 2020 yılında düzenlenen hava saldırısında 5 arkadaşıyla birlikte hayatını kaybeden HPG'li Yılmaz Uzun'un (Tolhildan Tekman)'ın ailesi. Aile 3 yıl önce verdiği DNA örneğinin ardından cenazesini bu sene bir kutu içerisinde teslim aldı.

 

Cenazelerin kargo ve kutu içerisinde teslim edilmesine tepki gösteren Gever Barış Anneleri Meclisi üyeleri, bu uygulamaya derhal son verilmesi çağrısında bulunarak, yaşananlara dönük değerlendirmelerde bulundu.

 

Barış mücadelesi sonucu yaşamlarını yitiriyorlar

 

Çocuklarının barışın sağlanması için verdikleri mücadele sonucu yaşamlarını yitirdiklerini belirten Gülçin Karabük, cenazelerin ailelere parçalanarak ve kutu içerisinden verilmemesi gerektiğini söyleyerek tepki gösterdi. Gülçin, "Aileler hemen kan örneği veriyor ama buna rağmen aileler yıllarca bekletiliyorlar, cenazeleri verilmiyor, bunun sebebi nedir bilmiyoruz. Bunların yaptıkları tek şey ailelere acı çektirmektir. Normal şartlarda 3-4 ay içerisinde ailelere cenazelerin teslim edilmesi gerekiyor. Yıllarca ne diye kimsesizler mezarlığında cenazeler bekletilerek ailelere acı çektiriyorlar? Cenazeleri kargo ve kutularla gönderiyorlar, hiç mi vicdanları yok bunların. Ailelere yaşattıkları bu acıyı Allah kabul etmesin. Böyle yaparak ailelerin acılarını tazeliyorlar. Artık ailelere, cenazelerin kargoyla ve kutu içerisinde teslim edilmesini istemiyoruz"  sözlerini kullandı.

 

'Annelere yaptıkları işkencedir başka bir şey değildir'

 

Çocuklarını zor şartlarda büyüttüklerini, Kurdistan’da yaşayan çocukların ölümlerinin normalleştirildiğini söyleyen Saadet Doğma, "Buradan devlete sesleniyoruz, yaptıkları tek şey ailelerin canını yakmak. Annelere yaptıkları işkencedir başka bir şey değildir. Onlarda ailelerin evlatlarıdır yazıktır günahtır yaptıkları. Yaşamlarını yitirdikleri zaman devletin hakkı yok cenazeleri parça parça yapıp yollamaya. Onların da anne ve babası var, ailesi var. Yeter artık buna son verilsin" dedi.

 

'Cenazelerimiz kutuda, kargoda ve parçalanmış bir şekilde verilmesin'

 

Cenazelerin kargo ve kutularda gönderilmesini kınadıklarını belirten Emine Atak ise, ailelere bu tur işkencelerin yapılmaması gerektiğini dile getirdi. Emine, "Devletin yaptığı şey ailelere acık çektirmek acılarını tazelemektir. Aileler DNA örneklerini hemen vermelerine rağmen aileleri yıllarca uğraştırıp bezdiriyorlar. Ailelere cenazeleri düzgün bir şekilde vermeleri gerekirken kargolarla veriyorlar yaptıkları ayıptır günahtır ama onlar günahtan da ayıptan da anlamıyorlar. Benim çağrım çocuklarımız şehit düşünce DNA verdiğimizde cenazelerimizi kutuda kargoyla ve parçalanmış bir şekilde verilmemesin" ifadelerine yer verdi.