‘Barış Hakkı’ paneli: Kürt sorunu konuşulmadan barış tartışılamaz
- 18:57 2 Eylül 2023
- Güncel
ANKARA - “Barış Hakkı” panelinde konuşan İHD Genel Başkanı Eren Keskin, Şenyaşar ailesi, Cumartesi anneleri, İmralı’da süren tecrit, Kürt sorunu ve Kobanê Davası konuşulmadan barışın tartışılamayacağını kaydetti.
Bilim, Sanat, Edebiyat Dergisi (BİSED) 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında, Mülkiyeliler Birliği Kültür Merkezi’nde bulunan Prof. Dr. Oral Sander Konferans Salonu’nda “Barış Hakkı” başlıklı panel düzenledi. Riha’nın Pirsûs ilçesinde oğulları ve eşi katledilen Emine Şenyaşar, saldırıdan sağ kurtulan oğlu Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Riha Milletvekili Ferit Şenyaşar, eylemlerinin 38’nci gününde panele katıldı. Yanı sıra, İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şube ve çok sayıda siyasi parti, emek ve meslek örgütü panele katılım sağladı. Panelde, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı ve İHD Genel Başkanı Eren Keskin konuşmacı olarak yer aldı.
Panelde, ilk olarak söz alan Şebnem Korur Fincancı, barış hakkı olmadan, diğer hakların savunulma imkanının da olmadığını belirtti. Şebnem, “İnsanlar, artık geçinemiyoruz dediğinde saldırılara maruz kalıyor. Kimin ne zaman terörist olacağını bilmediğimiz bir ülkede, bizim yapacağımız tek şeyin barışı savunmak.” dedi.
Konuşmasında Şenyaşar ailesine selam veren Şebnem, adaletin paramparça olduğunu vurgulayarak “Barış hakkı savunulmadığında adaleti savunmak da imkânsız” dedi.
‘Şenyaşar’ı, Cumartesi Anneleri’ni görmeden barış tartışılamaz’
Daha sonra söz alan Eren Keskin, “Barışı neden konuşamıyoruz” sorusuyla sözlerine başladı. Türkiye’de barış talebinin olmadığını söyleyen Eren, şunları söyledi: “Hem iktidar hem muhalefet devletin kuruluş kodlarına sahip çıkıyor. Devlet her zaman kötüydü. Resmi ideoloji ve resmi tarih olarak dayatılan her şeyin yalan olduğunu düşünüyorum. Biz barış derken bütün bunları konuşmazsak neyi tartışacağız. Bugün iktidar ve muhalefetin Kürt sorununa, Ermeni Soykırımına, Kıbrıs’ta askerlerin olmasına yönelik görüş farklılığını olup olmadığını sorguladığımda, bir farkın olmadığını görüyorum. Resmi politika savunucuları, itibarlı olan bazı acılara ilgi duyuyor. Cumartesi anneleri, Şenyaşar ailesi gibi acıları ise duymak istemezler. Bu coğrafyada İbrahim Kaypakkaya konuşulmaz. Biz bu gerçeği görmeden bu barışı tartışamayız. Kimler bu barışı istiyor bunun cevabını vermek gerekiyor.”
‘AB Türkiye’ye yönelik denetim mekanizmalarını işletmiyor’
Türkiye’nin birçok uluslararası antlaşmada imzacı olduğunu anımsatan Eren, “Türkiye altına imza attığı bütün uluslararası anlaşmaları ihlal ediyor. Avrupa Birliği (AB) ise bunlara yönelik denetim mekanizmalarını işletmiyor. Bizim yaşadığımız bütün hak ihlallerinin altında AB’nin ihmali var. Neden, mülteciler yüzünden. İfade ve örgütlenme özgürlüğünün bu kadar baskı altında olduğunu hatırlamıyorum. İHD sokakta kurulan bir örgütken, sokaktan uzaklaştırılmaya çalışılıyor” sözlerini kullandı.
‘Muhalefet kutularda teslim edilen cenazelerden söz ediyor mu?’
İnsanlara kutularda cenazelerin verildiğini vurgulayan Eren, Cenevre Sözleşmesi’nde savaş halinde bile cenazelerin usule uygun gömülmesi gerektiğine dair maddeyi hatırlattı. Eren, “Peki muhalefet bundan söz ediyor mu? Bundan söz etmeden Barış’ı konuşamayız. Bu coğrafyanın en büyük sorunu sığınmacılar. Ama ‘Sığınmacılar neden burada’ sorusunu soranlar, neden ‘benim ülken niye Suriye’de’ diye sormuyor. CHP bir gün bu soruyu sordu mu? Sığınmacı kız çocukları para karşılığında istismara uğruyor. Birçok mülteci kız çocuğunun hamile kaldığı açıklandı. Devlet bunun üzerine gitti mi? Hayır bunu açıklayan arkadaşımız cezalandırıldı. Namus kavramı üzerinden kadınlar, trans kadınlar katledilirken, ‘Sınır namustur’ kavramı kullanılıyor" sözlerini kullandı.
‘Kürt, kadın, LGBT+ hareketi sayesinde bugün konuşabiliyoruz’
Barışla birlikte umudun da konuşulması gerektiğine dikkat çeken Eren, “Bu coğrafyada Kürt, kadın, LGBTİ+ hareketine güvenim sonsuz. Bugün bu ülkede bunları konuşuyorsak bu hareketlerin mücadelesi sayesinde konuşuyoruz. Artık gençler, savaş istemiyor. Evet bizi tehdit edenler de var. Ama hiçbir zaman umutsuz olmamak lazım. Biz bu devletin sana bunları sağlayacağım diye imza attığı hakları talep ediyoruz. Diğer haklarımız için de mücadele edeceğiz.”
Ferit Şenyaşar: annem mücadelesini sürdürecek, dayanışma istiyor
Daha sonra söz alan Ferit Şenyaşar, mücadelelerini Adalet Bakanlığı önünde sürdürdüklerini hatırlatarak, “Annem Adalet Bakanlığı önünde, ‘Adalet yok, hükümet yok’ diyor. Bütün kolluk bu anneyi izliyor. Ülkeye barış ve adalet gelecekse, anneler getirecektir. Erdoğan döneminde ilk defa bir anne Adalet Bakanlığı önünde bu kadar uzun süredir bir eylem yapıyor. Annem kararlı, mücadelesini sürdürecek ve dayanışma istiyor” diye kaydetti.
Panel daha sonra sorular ve katkılarla devam etti. Konuşmacılar, muhalefetin mücadele yürütenlere destek vermemesi noktasında eleştirilerini paylaştı.
İmralı, Kürt sorunu ve Kobanê Davası
Sorulara cevap veren Eren, “Devlet isterse barış olur. Barış sürecinde kimse ‘barış istemiyoruz’ diye sokağa çıktı mı” diye sordu. İmralı ve Kobanê Davası konuşulmadan Barış’ın konuşulamayacağına işaret eden Eren, “Kürt sorunu sadece bu coğrafyayı ilgilendiren bir sorun değil. Bir Kürdistan sorunu var. Kürtler dört ayrı ülkede yaşamaya devam ediyor. Kürt sorunu da uluslararası bir sorun. İmralı cezaevindeki tecrit, başta iç hukuka aykırı. Bunu muhalefet de tartışabilir, neden sadece biz tartışıyoruz? Her hükümlünün ailesi ve avukatları ile görüşmesi yasal olarak hükme bağlanmıştır. İç hukukunu bile uygulamayan bir yargıdan söz ediyoruz. Bu Kürt sorununu temelden etkiliyor. Mazlum İçli, Kobanê Davasında kurban olarak seçildi. Ben Yasin Börü için de üzülüyorum. Yasin de ölmesin, Mazlum da cezaevine girmesin. Bir çocuğun ölümünden kim mutlu oluyor? Tek bir çocuğun adı ileri sürülerek diğer bütün çocuklar yok sayılıyor. Mazlum içli, Yasin Börü’yü kesinlikle öldürmemiş çünkü orada değildi. Bir buçuk ay önce aynı savcı beraat istemiş ama çocukları kendisine kurban eden bir zihniyetten söz ediyoruz. Mazlum İçli’nin ceza alması Kobanê Davası için de dayanak yapılacak. Birçok arkadaşımız ceza alacak. Biz bunu tartışıyoruz ama bu tartışmayı kamuoyunda büyütmek gerekiyor”
Emine Şenyaşar: Çocuklarımı herkesin gözü önünde öldürdüler
Son olarak konuşan Emine Şenyaşar, "Çocuklarımı herkesin gözü önünde öldürdüler. Babası hastanede katledildi. Hastaneyi boyadılar, kayıtları yok ettiler. Kayıtları ortaya çıkarsınlar. Oğlum kaç yıldır cezavinde tek başına bir odada tutuluyor” ifadelerini kullandı.