‘Tecridi kırmak için tüm bilincimizle harekete geçelim’

  • 09:06 12 Temmuz 2023
  • Güncel
MEXMÛR - PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış tecride ve KNK’nin uluslararası kurumlara yaptığı çağrıyı değerlendiren Mexmûr Belediye Eşbaşkanı Fatma Bilen, “Tecridin kırılması için tüm bilincimizi harekete geçirmeliyiz” dedi. 
 
 PKK Lideri Abdullah Öcalan, İmralı’da 1999 yılından bu yana tecrit altında tutulurken, 28 aydan bu yana da kendisinden hiçbir haber alınmıyor. Abdullah Öcalan’ın avukatları ve ailesinin görüş için yaptığı başvurulara ise olumlu yanıt verilmiyor. 
 
Abdullah Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış tecridin kaldırılması için Kurdistan ve Türkiye başta olmak üzere uluslararası alanda girişimler devam ederken,  geçtiğimiz günlerde Kurdistan Ulusal Kongresi (KNK) bir açıklama yaparak Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi (AKBK), Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM), Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Birliği’nin (AB), Abdullah Öcalan için bir heyet oluşturmalarını ve tecridin kaldırılması için Türkiye’ye siyasi, diplomatik ve hukuki baskı yapmalarını istedi. 
 
Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit ve KNK’nin yaptığı çağrıya ilişkin Mexmûr Kampı Belediye Eşbaşkanı Fatma Bilen değerlendirme yaptı. 
28 aydır haber yok
 
Abdullah Öcalan’dan 28 aydan bu yana hiçbir haber alınamadığını hatırlatan Fatma, “Şimdi önemli olan şey şu: Bu ağırlaştırılmış tecride karşı bizler nasıl tepki gösterebiliriz? Ülkelerin sessizliğine ve AKP’nin tutumuna karşı ne yapmak gerek? Sizin de bildiğiniz gibi 6 ay daha disiplin cezası verildi ve tecrit bu şekilde derinleştiriliyor. Ne aile ne de avukatlar hiçbir şekilde haber alamıyor. Bu haber alamama durumu Kürt halkında endişeye neden oluyor. Bizler diyoruz ki Önderliğimize yaklaşım Kürt halkına yaklaşımdır.  Kürt halkı buna karşı tavrını göstermeli” dedi. 
 
‘Tutum almalıyız’
 
KNK’nin çağrısına değinen Fatma, şunları belirtti: “KNK, sadece dışarı değil, Kürtlere de çağrı yaptı. Önderlik için ve tecride karşı tüm Kürt halkı birlik olmalı. Yine biz kadınlar Türk devletinin kimyasal silahlarla yaptığı saldırılara, doğa talanına ve çocuklarımızın kanının dökülmesine karşı  tutumumuzu göstermeliyiz. Bu saldırıları kabul etmemeliyiz. Tecrit artık bir değerlendirme boyutunu aşmış durumda. Önderlikten haber almak için artık tutum ve eyleme geçme zamanı.”
 
CPT’nin sessizliği 
 
Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi’nin (CPT) tutumuna da değinen Fatma, sessizliğin Türkiye’nin isteklerini kabul ettiği anlamına geldiğini söyledi. Fatma, “Lozan Antlaşması sona eriyor. Erdoğan bu yüzyılda kendi imparatorluğunu ilan etmek istiyor. Türkiye’de yürüttüğü sistem ile diğer devletleri de etkilemek istiyor. Kürt halkına karşı kendi imparatorluğunda tecrit ve baskıları derinleştirmek istiyor. Türkiye dünya kamuoyunu da etkiliyor. Bunun içinde CPT de var bu yüzden de sessiz. CPT’nin sessizliği ve uluslararası komploda yer alan devletler Erdoğan’ın elini güçlendiriyor. Kürt halkı da özellikle CPT’nin tutumuna karşı net tavır almalı” ifadelerini kullandı. 
 
‘İmralı işkence sistemi kabul edilmemeli’
 
İmralı işkence sisteminin kabul edilmemesi gerektiğinin altını çizen Fatma, “Kürt halkı dünyanın her yerinde KNK’nin çağrısına göre hareket etmeli. Kürtler konsolosluklar önünde toplanmalı ve tecride karşı tutumlarını göstermeli. Önderlikten bir haber alıncaya kadar eylemsellik içinde olmalıyız. Biliyoruz ki bugün Ortadoğu’da yaşanan sorunların çözümsüzlüğü Önderliğimize yönelik tecrit ile bağlantılı. Eğer Önderlikten bir haber alınırsa, tecridi kırarsak bu Lozan Antlaşması’nın da sonu olur ve Ortadoğu’da bir değişim yaşanır” dedi. 
 
‘Yaşan durum normal değil’
 
“Kürtler olarak net tutum almalıyız” diyen Fatma, son olarak “Sessizliğimizi kırmalıyız, Önderliğimizin içinde olduğu durum normal değil. Kanunlara göre ileri yaşta olan insanlar cezaevlerinde tutulmuyor. Bizler eylemlerimizle ağırlaştırılmış bu tecridi tüm dünyaya anlatmalıyız. Tüm bilincimizi tecridi kırmak için harekete geçirmeliyiz” değerlendirmesi yaptı.