HDK Genç Kadın Meclisi: Örgütlenerek çoğalacağız 2025-04-17 09:04:17   Elfazi Toral    İSTANBUL - Kadınların toplumda bastırılmak istenen sesine karşı örgütlü mücadele vurgusu yapan HDK Genç Kadın Meclisi üyesi Özge Eker, “Kadınların özgürlüğü ve demokratik toplumun inşası, örgütlü bilincimizle mümkün” dedi.   Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat’ta yaptığı çağrısında, kadınlara ve gençlere yönelik kapsamlı mesajlar yer alıyor. Çağrı, toplumun farklı kesimlerinde de karşılık buldu. “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısı, siyasi anlamda değil, toplumsal düzlemde büyük önem taşıyor. Özellikle kadınlar ve gençlik meclisleri, bunu alternatif bir rol model olarak ele alıp yol haritalarını şekillendiriyor. Kadınlar, demokratik toplum inşasında öncü rol misyonunu taşırken, kadın mücadelesiyle örgütlü dönüşüm gücünün önemi vurgulanıyor.   Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Genç Kadın Meclisi üyesi Özge Eker, kadınların toplumda yaşadığı sorunlar ve bu sorunlar karşısında örgütlü mücadele gücünün önemine dair konuştu.   “Biz genç kadınlar olarak, özellikle erkek egemen devletin bizi ne kadar bastırmaya çalıştığının farkındayız. Ama buna her seferinde daha çok örgütlenerek cevap veriyoruz” diyerek sözlerine başlayan Özge Eker, eril zihniyetin yaratmak istediği sisteme karşı kadınların yaşamın her alanında büyük bir mücadele yürüttüğünü söyledi. Özge Eker, “Örgütlü bir yapı olacaksa, bunun daha çok erkekler tarafından yürütülmesinin makbul görüldüğünün farkındayız. Ama bu makbul görülen koşullara karşı biz de kendimizi daha ön plana atarak, genç kadınların bu toplumun öncüsüdür diyerek mücadele ediyoruz. Biz mücadelemizi, tanıdığımız ve etrafımızda gördüğümüz genç kadınları bizimle bulunmaya ve en ön saflara teşvik etmeye çalışarak yürütüyoruz. 1 Nisan’da Amara’ya yürüdük. Amara yürüyüşü halklar tarafından çok güçlü sahiplenildi. Yediden yetmişe her kesimden yoğun bir ilgiyle karşılandık. Özellikle genç kadınlar olarak hem yürüyüş, hem Newroz, hem 8 Mart hem de 1 Mayıs süreçleri noktasında örgütlülüğümüz devam ediyor. Bu örgütlülük sürecinde biz genç kadınlar olarak, bastırılmak istenen sesimize daha güçlenerek ve daha çoğalarak cevap olacağız” dedi.   Özgür eş yaşam!   Toplumun “ataerkil” bir sistem olduğunun altını çizen Özge Eker, bunun için de değişim ve dönüşüm noktasında ciddi bir direniş gösterdiklerini paylaştı. Özge Eker, “Ne kadar değiştirmeye çalışsak da ataerkil egemen bir toplum içerisinde yaşıyoruz. Hem kendi içimizden hem de toplumun içinde bu algıları kırmak her zaman kolay olmuyor. Buna karşı gittiğimiz çevrelerde, gerek erkeklerle gerek kadınlarla konuşarak kadın öncülüğünün ne kadar önemli olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Bu çalışmaları yaparken, genç kadınların örgütlenme süreçlerini daha hızlı buluyorum. Çünkü kadın olarak doğduğumuzdan beri bir politize olma haliyle karşı karşıyayız. İçerisinde bulunduğumuz toplumdan ve yaşadığımız koşullardan dolayı bir ezilmişlik hali var. Bu ezilmişliği toplumda bulunan her kadında görebiliyoruz. Dolayısıyla başta ataerkil sistemi konuşup tartıştığımız zaman, buna karşı özgür eş yaşamın nasıl olduğunu gösterdiğimizde ise genç kadınların örgütlenme noktasında çok daha hızlı cevap olabildiğini görüyorum” şeklinde konuştu.   ‘Örgütlenerek irademize sahip çıkmalıyız’   Özge Eker şöyle devam etti: “Kadın meclislerinin ya da genç kadın meclisleri olarak alanlarda örgütlenme çalışmaları yürütüyoruz. Ben aynı zamanda HDK Genç Kadın Meclisi üyesiyim. Genç kadın meclisleri olarak, kadının öncü bir rol üstlenmesi ve bunun için özgün alanlar yaratmaya çalışıyoruz. Gençlik meclisi olarak, genç kadın meclisi öncülüğünde toplumda bulunan ataerkil rolleri kırmaya yönelik örgütlenme süreçlerimiz devam ediyor. 27 Şubat’taki mesaj, demokratik toplumun demokratik koşullar altında kurulmasının ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Mesajda açığa çıkan sonuçlarda da genç kadın öncülüğünün ne kadar önemli olduğu vurgulanıyordu. Genç kadınlar olarak, bu demokratik toplum çağrısıyla birlikte demokratik toplumu inşa etmek için her koşulda çabalamamız gerektiğinin bilincindeyiz. Ve bunun için güçlü bir mücadele veriyoruz. Ve bunu yapmadığımız takdirde çok büyük öz eleştiride bulunmamız gerekiyor. Çünkü öncü koşullarımızdan biri örgütlenmek ve irademize sahip çıkabilmek olmalı.”   ‘Örgütlenme sürecini inşa edeceğiz’   Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde kadınlara gönderdiği mesaja dikkat çeken Özge Eker, “27 Şubat’ta kamuoyuyla paylaşılan çağrının ardından 8 Mart’ta da kadınlara bir mesaj vardı. Hemen ardından ise 1 Nisan’da gençliğe gönderilen mesaj vardı. Bu mesajlarda görüyoruz ki bu süreçte demokratik toplumu inşa etmek için yapabileceğimiz en önemli şey örgütlenmek. Özellikle genç kadınları örgütlemek. Çünkü özgür ve demokratik bir toplum kurulacaksa, bu kadınların özgürlüğünden geçiyor. Çünkü kadınlar, toplumun en önemli özneleridir. Kadınların özgür koşullar altında var olabilmesi ve demokratik toplumu yaratabilmesi bizim örgütlü bilincimizden gelmektedir. Biz de bunun farkında olarak hem kendimize hem de ulaşabileceğimiz tüm kadınlara ulaşarak, kadın öncülüğünde örgütlenme sürecini inşa etmeyi planlıyoruz” sözlerine yer verdi.   ‘Önderlik fiziki özgürlüğüne kavuşmalı’   Toplumun özgürlük koşullarının oluşmasını “örgütleyerek örgütleneceğiz” diyerek tanımlayan Özge Eker, konuşmasına şöyle devam etti: “Biz her zaman diyoruz; demokratik ve özgür toplumun oluşabilmesi için, Önderlik fiziki koşullarına ulaşmalı. Özgürlük hepimiz için. Bu özgürlük hepimiz içinse, Önderliğin fiziki özgürlüğünü sağlamak da bizim görevimizdir. Bundan sonraki süreçlerde fiziki özgürlük oldukça önemli. Biz bunu örgütlemekten geri durmayacağız. Özellikle genç kadınlar olarak toplumun öncü rolünü üstlenmeliyiz. Toplumun öncüleri biz olmalıyız. Okullarda, iş yerlerinde ve hayatımızın her alanında karşılaştığımız baskıları biliyoruz. Ve bu baskılara boyun eğmeyerek, bu baskıların bizi engellemesine izin vermeyerek örgütlenmek için çabalamalıyız. Çünkü örgütlülük, bulunduğu her alanı değiştirip dönüştürmeyi amaçlıyor.”   ‘Gençler iktidara çok öfkeli’   Özge Eker, son olarak ise üniversitelerde yürütülen mücadele ve gençlerin son zamanlardaki hareketliliğine ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: “Gençler hem iktidara hem de iktidarın yanında duranlara oldukça öfkeli. Buna karşı tutum almak istiyorlar. Ancak hem sosyal şoven örgütlerin, bizim gibi daha demokrat kurumları dışlaması hem de orada var olmaya çalışan provokatör faşist kurumların içerisine girip öğrencileri bastırması nedeniyle, öğrenciler biraz daha ya o kurumların içerisindeki eylemliklere katılmaya ya da bu süreçlerden çekilmeye meyilliler. Bizim de en büyük amaçlarımızdan bir tanesi, faşizmin bu kadar yükseldiği bu koşullarda demokratik alanları ve demokrat örgütleri daha ön plana çıkartarak, daha kitlesel oluşumlarla örgütlenip bu çalışmaları üniversitelere taşımak. Üniversitelere taşımak için her arkadaşımız farklı üniversitelerde çalışmalar yürütüyor. Bizler, kendi içerisinde bulunduğumuz ya da bulunmadığımız üniversitelere ulaşmaya çalışıyoruz. Oradaki gençlerle tanışıp birlikte daha çok iş yapmaya çalışıyoruz. Biz bunu ilerleyen zamanlarda daha da büyütmeye çalışacağız.”