Mersin mitinginden seslendiler: Sayın Öcalan özgür olana dek mücadelemiz sürecek 2025-02-09 14:17:31   MERSİN - Mersin'de düzenlenen “Barış İçin Özgürlük” mitinginde halk, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü talep etti. DBP Kadın Meclisi Sözcüsü Berivan Bahçesi, Abdullah Öcalan, özgür olmadan mücadele etmekten vazgeçmeyeceklerinin mesajını verdi.     Mersin'de Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ile Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) öncülüğünde, PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın Kürt sorununun çözümüne dair çabalarının anlatılması ve çözümün toplumsallaştırılması amacıyla gerçekleştirilen, “Barış İçin Özgürlük” mitingi, büyük bir coşkuyla devam ediyor. Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünün haykırıldığı miting de kadınlar rengarenk yöresel kıyafetlerini giyerek, çalınan müzikler eşliğinde dakikalarca halaya durdu.   Beyaz Tülbent içeri alınmadı    "Barış ve  özgürlük için buluşuyoruz" pankartının asıldığı miting alanında kitle sık sık, "Be serok jiyan nabe" ve "Jin jiyan azadî" sloganlarını atarken, kadınlar sık sık zılgıtlar çekti. Halk,"Biji berxwedana zindana" sloganı atarak, cezaevlerinde direnen tutsaklara destek verdi. Arama noktalarında ise polisin Barış Annelerinin simgesi olan Beyaz tülbentleri miting alanına girmesini engelledi. Ancak Barış Annelerinin tepkisi üzerine polis bu uygulamadan vazgeçti. Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın posteri ise "yasak" gerekçesi ile polislerce alana alınmadı. Avukatların araya girerek, "yasaklama belgesini" talep etmesi üzerine polis bu uygulamadan vazgeçti ve poster alana alındı.    Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü haykırıldı    Mitingde ilk olarak Sanatçı Kadir Çat sahne aldı. Kadir Çat'ın sahne alması ile kitlenin coşkusu bir kat daha artarken, kitle direniş ezgileri eşliğinde Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü talep etti. Çat kitleye "Barış elini uzatmaya hazır mısınız?" diye sordu, kitle ise "Barış hemen şimdi  yanıtı" diye verdi. Tülay Hatimoğulları ile Keskin Bayındır ve beraberindeki halkla birlikte halay çekti. Kitle "Çarxe Şoreşe" marşı eşliğinde saygı duruşunda bulunarak, "Biji Serok Apo" sloganı attı. Kadir Çat'ın sahne alması sonrası Miting Tertip Komitesi adına Emrullah Şam açılış konuşması yaparak, kitleyi selamlayarak, "Kimse ölmesin. Amacımız barış ve özgürlüktür" dedi.   DEM Parti Mersin İl Eşbaşkanı Bedriye Kuş da barış ve özgürlük için miting alanını dolduran halkı selamlayarak, burada bir araya gelen halkın barış sesini Ankara'ya duyuracağını belirterek, "Halkın bu onurlu duruşu özgürlüğü ve barışı getirecektir" diye konuştu.    ‘Sayın Öcalan özgür olana kadar mücadeleyi büyüteceğiz’   TJA adına DBP Kadın Meclisi Sözcüsü Berivan Bahçeci de kısa bir konuşma yaptı. Abdullah Öcalan fiziki özgürlüğüne kavuşmada bir barıştan söz edilemeyeceğini dile getiren Berivan Bahçeci, "Önemli bir dönemde geçiyoruz. Barış ve özgürlük için bu eşiği kutsal görüyoruz. Barış konuşuluyor. Konuşulan bu barışta kadın, çocuk ve Kürtlerin hakları her açıdan tanınmaz ise buna barış süreci diyemeyiz. Barış için en büyük bedeli Kürtler, özel olarak da kadınlar bedel verdi ve veriyor. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile 3 görüşme yapıldı. Biz kadınlar olarak bu görüşmeleri önemli görüyoruz. Sayın Öcalan ‘Kadınlara özel selamalar gönderiyorum’ demişti, biz de Mersin’den İmralı’ya selamlarımız gönderiyoruz. Kadınlar katlediliyor, emeği yok sayılıyor. Pınar Gültekin vahşice bir şekilde bir erkek tarafından katledildi. Hukuk sistemi bunun vahşi olmadığını iddia ederek dosyayı bozdu. İran rejiminin kadınlara bakışı ile AKP-MHP’nin bakışı arasından nasıl bir fark var. Kadınlar haklarını alana kadar alanlarda olacağız. Büyük bedeller verdik, onurlu bir barış, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan fiziki özgürlüğüne kavuşana kadarda bu mücadeleyi büyütmeye devam edeceğiz. Bütün kadınlar ‘jin jiyan azadî’nin mimarı Sayın Öcalan özgür olmadan mücadele etmekten vazgeçmeyecek. Sayın Öcalan ‘Kadın özgür olmadan toplum özgür’ dedi. Bu sıradan söylenen bir söz değil. Kadın özgür olmadan, toplum özgür olmaz diyoruz. Jin jiyan azadî" ifadelerini kullandı.     ‘Bu mücadele hakikat mücadelesidir’   Ardından konuşan DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, "Bugün bu meydanda binlerce kişi bir amaç uğruna yan yana geldi. Özgürlük ve barış için bir araya geldik" sözlerini kullanarak, "Burada bulunan herkes özgürlüğe aşık, bu meydan özgürlük meydanı. Yaşadın özgürlük ve barış savunucuları. Sizin ve bizim direnişimiz on yıllardır büyük bir zorluklar ile önemli bir eşiğe ulaştı. Bugün her zamankinden çözüme yakınız. Ortadoğu’da bir çok diktatör gidiyor, devletler yıkılıyor. Bugün yıkılmayan ve geri gitmeyen sadece Kürt halkı ve onun mücadelesidir. İktidarlar, zalimler Kürtleri statüsüz, dilsiz bırakmak istediler. Ama bu iktidarlar, zalimler bir bir gitti, yıkıldılar. Bugün bütün dünya Kürt halkı ve dostlarının mücadelesini konuşuyor. Bu mücadele Mazlumların mücadelesi, hakikat mücadelesidir. Önümüzde zafer dışında bir yol yok ve inanın zafer yakındır. Statü sahibi olacağız, özgürlüğe erişeceğiz" dedi.   ‘Bu meselesinin istismar edilmesine izin vermeyeceğiz’   "Mücadelemizin kudreti sayesinde bugün Türkiye’de yeni bir süreç başladı. Ankara’da ‘Kürt sorunun çözeceğiz’ diyorlar ama Kenan Evren Darbesi’ne rahmet okutuyorlar" diyen Keskin Bayındır konuşmasını şöyle sürdürdü: "Her gün Kürt halkına darbeler yapıyorlar. Rojava ve Kürdistan’ın dört bir yanında saldırılar var, ama ‘barış yapacağız’ diyorlar. Bu büyük bir yalan, bu meydan bu yalana kanmaz ve kabul etmez. Rojava’da BAAS rejimi yıkıldı, dünya yeni bir Suriye’yi konuşuyor. Bütün diktatörler ‘Rojava bizim için bir tehdit’ diyorlar ama kadınları öldüren, katleden, Alevileri katledenler onlar için tehdit olmuyor. Rojava 13 yıldır halklar bir arada, ayrım olmaksızın özgür bir şekilde yaşıyor. Bu sistem onlara tehlikeli geliyorlar. Buradan onlar ‘ işinize bakın’ diyoruz. Rojava tehdit değil, herkes için umuttur. Elinizi Rojava’dan çekin. Suriye’nin geleceği için tek gelecek Rojava modelidir, bundan başka bir yol yok. Suriye Arap Cumhuriyeti diyorlar. Biz Araplara karşı değiliz ama Suriye’de birçok halk var. Suriye’nin yeni rejimi daha kendine bir ad bulmamışken Türkiye ona Arap Cumhuriyeti adını verdi. Demokratik Suriye Cumhuriyeti dışında bir çare yok. Mersin’den çağrı yapıyoruz; tekçi zihniyetinizi terk edin, ne yaparsanız yapın başaramayacaksınız. Dışişleri Bakanı ülke ülke gezerek Kürt halkının kazanımlarını nasıl ortadan kaldırım diyor. Kasaplardan nasıl berber çıkmaz ise MİT müsteşarından da barış lafı çıkmaz. Yüz yıldır siyasetlerini biliyoruz, yüz binlerce genç toprağa düştü. Bu meselenin istismar edilmesine izin vermeyeceğiz. Her zaman sokakta olacağız ve direneceğiz. Özgürlük ve barış talebimizi her yere yayacağız.   Kürt halk önderi Abdullah Öcalan’a güveniyoruz    Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan 3 görüşme yaptı. Yaptığı bu görüşmelerde Kürt halk ve dünya halklarına önemli mesajlar verdi. Kürt sorunun çözümü için hazır olduğunu, Kürt halkının haklarının tanınması ve Anayasal çözüme kavuşmasını istiyorum ve buna hazırım dedi. Savaşa son vermek için hazırım dedi. Demokratik bir çözüm için hepimizin omuzuna yük bindi. Bugün Sayın Öcalan’ın biz verdiği mesajın gereği olarak bu sürece destek vermemiz gerek. Bu meydan bu mesaja destektir. Bugün buradan sesimiz İmralı’ya ulaşmalı. Dün Amed, bugün Mersin. Dünya bu iki meydana iyi bakmalı. Sayın Öcalan’ın barış ve çözüm duruşu bu meydanda. Bir çok yol denediler ama amaçlarına ulaşmadılar ve direnişimize çarptılar. Biz iktidarlara değil sadece Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’a güveniyoruz.  Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan çözüm için bir yol haritası açıklamaya hazırlanıyor. Onurlu bir barış için hazırlıklar yapıyor. Sayın Öcalan çözüme hazırlanıyor, iktidara soruyoruz siz neye hazırlanıyorsunuz? Halk sizin çözüm yolunuzu merak ediyor. Operasyon, tutuklama, katliamlar devam ediyor. Aziz Köylüoğlu katledildi, Tişrîn ve bir çok yerde katliamlar devam ediyor. Bu katliamlar iktidarın zihniyetini gösteriyor. Sayın Öcalan çözüm hazırlığı iktidar büyük operasyonlara hazırlık yapıyor. Kürt halkı ve dostları sizin savaş operasyonlarınıza yol vermez. Her yerde barış ve özgürlük iradesini örgütleyeceğiz. Gün özgürlük günüdür. Bu süreç sadece izleme, dinleme, yerinde oturma süreci değil. Duruşumuz ve pratiğimizi ayağa kaldırma ve Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğü sağlanana kadar yürüme zamanıdır. Kazanan biz olacağız.”