Sêrt ve Nisêbîn’de halk buluşmaları: Kürtleri yanına almayanlar kaybeder

  • 15:59 11 Aralık 2025
  • Güncel
 
 
HABER MERKEZİ – Sêrt ve Nisêbîn’de düzenlenen halk buluşmalarında, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünün sürecin en önemli adımı olduğu belirtilerek, Türkiye ve Ortadoğu’da Kürtleri yanına almayanların kaybetmeye mahkûm olacağı vurgulandı. Yurttaşlar ise barışın halkların en acil ihtiyacı olduğunu dile getirdi.
 
Demokratik Kurumlar Platformu (DEKUP) öncülüğünde başlatılan halk buluşmaları kapsamında, Sêrt ve Mêrdîn’in Nisêbîn ilçesinde yüzlerce kişi bir araya geldi. Buluşmalarda, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünün barış sürecinin en temel adımı olduğu vurgulanırken, Kürt halkının tarihsel mücadelesinin yeni dönemin belirleyici dinamiği olduğu ifade edildi. Siyasal aktörler, hukukçular ve yurttaşlar, hem Türkiye’de hem Ortadoğu’da Kürtleri dışlayan veya yok sayan hiçbir politikanın başarı şansı olmadığını dile getirerek barış talebinin halkların en acil ihtiyacı olduğunu belirtti.
 
Sêrt
 
Sêrt’te, DEKUP öncülüğünde "Barış ve Demokratik Toplum Buluşması" kapsamında bir düğün salonunda halkla bir araya gelindi. Yüzlerce kişinin yoğun ilgi gösterdiği buluşmaya sivil toplum örgütleri ve meslek odalarının temsilcileri de katıldı.
 
Buluşmaya, İmralı Cezaevi'nde bir süre kalan ve 34 yıllık tutsaklığının ardından Mart ayında tahliye edilen Çetin Arkaş, tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Ayla Akat Ata, Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Suzan Akiba konuşmacı olarak katıldı.
 
Salona giriş yapan konuşmacıları halk, ayakta alkış ve zılgıtlarla karşıladı. Sık sık “Biji Serok Apo”, “Be Serok jiyan nabe” ve “Jin jiyan azadî” sloganları atıldı.
 
İlk olarak konuşan Suzan Akipa, süreç bağlamında yaşanan gelişmeleri hatırlatarak, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın inisiyatif alarak bu süreci başlattığını söyledi. Akipa, bu halk buluşmalarının ayrı bir önemi olduğunu vurgulayarak, “Önder Apo’nun önerisi üzerine bu toplantıları yapıyoruz. Buradan çıkan değerlendirmelerin Türkiye halklarının özgürlüğüne de vesile olacağını düşünüyoruz” dedi.
 
Ulus devletlerin dizaynı
 
Suzan Akipa 21’inci yüzyılda ulus devletlerin Ortadoğu ve Türkiye’de bir dizaynı olduğuna  ifade ederek, “Böylesi bir süreçte Önder Apo’nun geleceği öngörerek çağrı yapması önemli bir ipucu veriyor. Son 10 yıldaki çökertme planı, 200 yıllık Kürt inkârı ve imhasıyla birlikte binlerce insanın katledilmesi sonucu bu sürecin oluşmasının önemli olduğunu belirtmek istiyoruz” sözlerini kullandı. 
 
‘Sürecin en önemli adımı Öcalan’ın özgürlüğü’
 
Demokratik entegrasyonun önemini vurgulayan Suzan Akipa, “52 yıllık bir PKK tarihi var. PKK Kürtlerin varlığını tartışmasız kılmıştır. Ortadoğu ve dünyanın uzun soluklu bir mücadelesidir. Ancak artık Kürtlerin varlığının kabul görülmesinin de demokratik siyaset ile mümkün olacaktır. Bu süreç Cumhuriyetin ikinci yüzyılında Kürtlerin bir ulus olarak haklarının yasal, anayasal devlete entegre edilmesidir. Demokratik entegrasyon ortak cumhuriyet çatısı altında birlikte yaşamayı hedefliyor” diye aktardı.
 
Suzan Akipa, Abdullah Öcalan’ın “Umut hakkı”na değinerek, “Önder Apo’nun özgür olması bu sürecin en önemli adımı ve başarısı olmalıdır” dedi. 
 
‘Mücadelemize güvenelim’
 
Ayla Akat Ata da yeni süreç için bir araya geldiklerini vurgulayarak, “Sayın Abdullah Öcalan ‘kendini bilme, kendini bilmelerin temelidir’ diyor. Kürt halkı olarak kendimizi, mücadelemizi bilirsek bu sürecin nasıl başarılı olacağını görürüz. Kendimizi tanıyalım, mücadelemize ve direnişimize güvenelim, birlikte başaralım” diye belirtti. 
 
‘Ortadoğu’nun en politik halkı olduk’
 
Kürt halkının Ortadoğu’nun en politik halkı haline geldiğini söyleyen Ayla Akat Ata, “Bu topraklar az görmedi, az acı çekmedi. Yüzyılların gerçekliği ile politik bir toplum haline geldik. Zulme rağmen ‘hâlâ varız’ diyen bir halk olması nedeniyle Ortadoğu’nun en politik halkı haline geldik. Şimdi de ne kadar politik isek o kadar toplumsallaşırız diyoruz. Buna bağlılığımız Önderliğimizin ortaya koyduğu demokratik çözüm perspektifidir” ifadelerine yer verdi. 
 
‘Çözüm Öcalan’ın özgürlüğü ile gelecek’
 
“Kürt sorunun çözümünün zamanı var” diyen Ayla Akat Ata, “O zaman da ancak Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü ile gelecek. Hiçbir zaman bir araya gelemeyecek toplumları bir araya getirerek demokratik toplum sürecini inşa edeceğiz” diye aktardı.
 
‘Alma-verme süreci değil’
 
Bu sürecin bir alma-verme süreci olmadığını söyleyen Ayla Akat Ata, “Birbirini anlama, anlamlandırma sürecidir. Verme alma sürecinden öte anlam arayışı içerisinde olursak süreci başarıya götürürüz. Hedefimiz tüm halkların kazanacağı, bir arada yaşayabileceği süreci inşa etmektir” ifadelerini kullandı.
 
Mahsun Korkmaz’ı andı 
 
Çetin Arkaş Mahsun Korkmaz’ı anarak konuşmasına başladı. Veysi Aktaş, “Sêrt’e gelirken Agit’i anmadan geçemeyiz. Agit’i katlettiler, cenazesini Kasaplar Deresi’ne attılar. Kürtlere de böyle mesaj verdiler. Ancak bugün binlerce Agit’in olduğunu söylemek isterim. Agit Kürt halkının mücadelesi ve direnişinde yaşıyor” dedi.
 
‘Özgürlükte inat ediyoruz’
 
Çetin Arkaş ise Kürt halkının ömrünü cezaevlerinde ve mücadele ile geçiren bir halk olduğunu vurgulayarak, “Bir şeylerde inat ediyoruz. İnat ettiğimiz özgürlüktür. Bu mücadele basit bir Kürtlük mücadelesi değildir. Kürdistan ismi ve Kürtlük bir tabu haline getirildi. Yasalardan çıkarıldı. Yeryüzünde Kürtlük olmadığı anlatıldı. Bir realiteyi yok sayabilirsiniz ama buharlaştıramazsınız. Gerçek kendisini eninde sonunda var eder. Kürtlerin mücadelesi ve direnişi de bunu gösterdi. Osmanlı 300 yıldır toprak kaybede kaybede bu noktaya geldi. Bazıları bunu fark ediyor. Bu nedenle de bu süreç başladı” diye belirtti.
 
‘Halkların birliğinden yanayız’
 
Kürtlerin hiçbir zaman özgürlüğünden vazgeçmediğini söyleyen Çetin Arkaş, “Bize dayanma gücü veren bu irade ve halkımızdır. Bir halkın onurlu yaşamından başka bir amacımız yoktur. Türk halkı ile hiçbir sorunumuz yoktur. Türk halkı da en az Kürt halkı kadar acı çekmiştir. Karşı olduğumuz devlet politikasıdır. Türk halkı ile birlikte el ele yaşamak isteriz. Asker–polislerin annelerinin acılarını paylaşıyoruz. Ancak onların da bizim annelerimizin acılarını anlamalarını istiyoruz. Türk annelerinin hassasiyetleri vardır ama bizim annelerimizin de hassasiyeti vardır. Kürtlerin varlığı inkâr edildi, şimdi isim koymaktan çekiniyorlar. Asla ayrılıkçı bir anlayışımız olmadı. Bırakın Türk halkı, biz tüm Ortadoğu halklarının birlikteliğinden yanayız. Önder Apo’nun felsefesinde tüm halklar vardır ve bunun adı demokratik ulustur. Hepimiz demokratik ulus çatısı altında bir arada yaşayabiliriz. Mücadelemiz de bunun içindir” diye konuştu. 
 
‘Varlığımızı artık inkâr edemezler’
 
Kürt halkının üzerindeki baskılara dikkat çeken Çetin Arkaş, “Benzer acıları yaşamaya gerek yok. Kürtler kendini artık tanıdı, varlığından utanmıyor. Bunu gerçekleştirmek en büyük devrimdir. Bırakalım utanmayı, verdiği mücadele ile şu an bütün dünyanın gıpta ile izlediği bir halk oldu. Halklara umut vadediyor. Ancak bunların hiçbiri kolay olmadı; bedelini vererek bugünlere geldik. Bedel veren hiçbir halk kazanımlarından kolay kolay vazgeçmez. O nedenle şimdi kimse dilimizi, kültürümüzü ve varlığımızı inkâr edemez. Bazı şeyleri kabul etmek lazım. Kürtler için de Türkler için de bu böyledir” sözlerini kullandı. 
 
‘Kürtleri yanına almayanlar kaybeder’
 
Çetin Arkaş, Türkiye’deki çözüm süreçlerine işaret ederek, şunları dile getirdi: “Önderlik oyuna gelmez. Kendisi de böyle tarifliyor: ‘Aldanmam, aldatmam.’ Önderlik gerçekliğe doğru yaklaşır. Kürtler büyük direnmeseydi bu süreç başlamazdı. Ortadoğu’da Kürdü yanına almayanlar kaybetti. Yine Türkiye’de Kürtler yerel yönetimlerde CHP’nin politikasını beğendikleri için oy vermedi. Burada mesaj iktidaraydı. Yerel yönetimler seçiminde Kürt halkı güçlü mesajlar verdi. Türkiye’de Kürtleri yanına almayan iktidar olamaz. Ortadoğu’da da Kürtleri yanına almayanlar Ortadoğu’nun geleceğinde yer alamaz. Yeni yüzyılda Kürtlerin ya bir devleti olacak ya da içinde bulunduğu devletle birlikte yaşayacak. Bizim arzumuz Türkiye devleti ile birlikte haklarımızla yaşamaktır. Kürtleri bu yüzyılda tarih sahnesinden silmek isteyenler bu politikalardan vazgeçmelidir. Bu hiçbir kimseye kazandırmaz. Kürtler savaşsız demokratik bir mücadele yürütmek istiyor. Bu süreçte barışı ve kendimizi örgütleme sürecidir. Kendimizi ve barışı büyük örgütleyelim. Barışı kimse bize vadetmeyecek; kendimizi iyi bir şekilde anlatabilirsek barışı da biz inşa edeceğiz. Kendimize, mücadelemize güvenimiz var. Mutlaka başaracağız.”
 
Buluşma, soru–cevap şeklinde son buldu.
 
Nisêbîn 
 
DEKUP tarafından Mêrdîn’in Nisêbîn ilçesinde düzenlenen “Barış ve Demokratik Toplum Buluşması”na ise binlerce kişi katıldı. Buluşmada konuşmacı olarak İmralı Cezaevinde tutulan ve yakın zamanda tahliye edilen Veysi Aktaş ile Abdullah Öcalan’ın vasisi Mazlum Dinç yer aldı. Salona Öcalan’ın posterleri ve buluşmaya ilişkin pankartlar asılırken, sık sık “Bijî Serok Apo” ve “Şehîd na mirin” sloganları yükseldi.
 
Yerine kayyım atanan Êlih Belediye Eşbaşkanı Gülistan Sönük, toplantının amacına ilişkin yaptığı açılış konuşmasında, sürece dair yurttaşların yaklaşımının ve sahiplenmesinin önemine dikkat çekti. Kürtlerin yıllardır barış ve demokrasi mücadelesi verdiğini belirten Sönük, toplantı sonuçlarının raporlaştırılacağını açıkladı.
 
Basına kapalı devam eden toplantıda Mazlum Dinç ve Veysi Aktaş değerlendirmelerinde, Türk-Kürt ittifakı, halkların kardeşliği ve Ortadoğu’da demokratik bir yaşamın inşasının önemini vurguladı. Konuşmacılar, Kürt Özgürlük Hareketi’nin temel amacının, halkların birlikte demokratik bir yaşam kurması olduğunu ifade etti.
 
Ardından söz alan yurttaşlar, hem sürece dair önerilerini sundu hem de toplumsal ve siyasi beklentilerini dile getirdi. Yurttaşlar, Kürtlerin ve tüm halkların en acil ihtiyacının barış olduğunu belirtti.
 
Toplantı yapılan değerlendirmelerin ardından sona erdi.