‘Bağımlılıkla mücadele herkesin gündeminde olmalı’

  • 09:03 2 Ekim 2025
  • Güncel
İZMİR - Bağımlılıkla Mücadele Platformu üyesi Helin Sayın, bağımlılığın bireyleri aşarak tüm toplumu hedef aldığını vurgulayarak, “Bağımlılıkla mücadele ekmek ve su kadar önemli, kimseyi yalnız bırakmayacağız” dedi.
 
Uyuşturucu yalnızca bireyleri değil, bütün bir toplumu hedef alıyor. Kapitalist modernitenin özel savaş politikalarının bir parçası olarak kullanılan bağımlılık; kadınları, gençleri ve halkların geleceğini doğrudan tehdit ediyor. Toplumsal yapıyı zayıflatmak, direniş dinamiklerini kırmak ve özellikle genç kuşakları pasifize etmek amacıyla kullanılan uyuşturucu, bugün Kürdistan ve Türkiye’de en yaygın toplumsal sorunlardan biri haline gelmiş durumda.
 
Ekonomik kriz, işsizlik, siyasi baskılar ve toplumsal çürümenin de etkisiyle bağımlılığın giderek yaygınlaştığını vurgulayan uzmanlar, bunun artık bireysel bir sorun değil, doğrudan toplumsal bir saldırı yöntemi olduğuna dikkat çekiyor. Uyuşturucunun aile yapısını parçalayarak gençleri geleceksiz bıraktığını, kadınları ise hem bedensel hem de ruhsal açıdan derin bir sömürüye maruz bıraktığını dile getiriyorlar.
 
Bağımlılığın toplumsal direniş gücünü kırmaya yönelik bir “özel savaş politikası” olduğunu vurgulayan Helin Sayın, özellikle kadınlar ve gençler açısından mücadelenin artık bir tercih değil, tüm halkların ortak gündemi olan bir mecburiyet haline geldiğini JINNEWS’e konuştu. 
 
‘Bağımlılıkla mücadele ekmek ve su kadar önemli’
 
Bağımlılığın küresel bir sorun olduğunu vurgulayan Helin Sayın, bunun Kürdistan ve Türkiye’de özellikle kadınlar ve gençler açısından birincil sorun haline geldiğini belirterek, mücadelenin halkların temel gündemi olması gerektiğini ifade etti. Helin Sayın, “Bağımlılıkla mücadeleye şöyle bakılmalı; herkesin hayatında en az ekmek ve su kadar önemli bir yere sahiptir. Çünkü uyuşturucunun toplumumuza, gençlere, kadınlara, ailelere nasıl sirayet ettiğini ve nasıl bir kriz yarattığını hepimiz görüyoruz. Bu nedenle Bağımlılıkla Mücadele Platformu, hem İzmir özelinde hem de Türkiye ve Kürdistan halkları için gerekli bir oluşumdur. Biz de İzmir'de bunu görünür kıldık. En temel gündemimiz özellikle kadınlar ve gençlerdir” dedi. 
 
‘Bağımlılık, özendirme politikası olarak sunuldu’
 
Uyuşturucunun tüm topluma yayıldığını söyleyen Helin Sayın, “Toplumdaki yozlaşma, baskı, şiddet ve öfke bu durumdan beslenerek yayılıyor. Köklü ve direnişçi halklarda bunun kolay olmaması gerekirken, uyuşturucunun yaşamımızda nasıl genişlediğini görüyoruz. Özellikle şiddet ve baskının arttığı dönemlerde, 2015 sonrası süreçte, genç kadınlar özelinde ekonomik sorunlar üzerinden başka bir yaşam alternatifi gibi sunularak özendirme politikası haline getirildi. Bugün ciddi bir ekonomik kriz, siyasi bunalım ve baskı var; Türkiye ve Kürdistan halkları her noktada sıkışmış durumda. Bu süreçlerde uyuşturucunun artışı da gözle görülür hale geliyor. Gençler bu baskı ve yasaklar nedeniyle özgürce yaşayamaz hale geliyor, kendini ifade edemiyor, öz benliğini bulamıyor. Kendine dayatılan yaşamın dışında bir alternatif kuramıyor. Özünü ve benliğini bulamayan bir genç ekonomik olarak da başarılı olamıyor. Zaten içinde bulunduğumuz bu koşullarda istesek de başarılı olamıyoruz; çünkü hepimiz derin bir kriz içerisindeyiz” diye kaydetti. 
 
‘Uyuşturucu, kapitalist modernitenin beslendiği kanaldır’
 
Helin Sayın, uyuşturucuyla mücadelenin tüm insanların birincil sorumluluğu olması üzerinde durarak şöyle devam etti: “Uyuşturucuyla mücadele edebilmek için, uyuşturucu bağımlısı olmayan herhangi bir bireyin mutlaka yakından tanıdığı, kan bağı bulunan ya da herhangi bir bağla bildiği birinin uyuşturucuya düşmesine gerek yoktur. Uyuşturucu, kapitalist modernitenin ve bireysel yaşamın beslendiği bir kanaldır. Çünkü bireysel yaşamın en temel ulaştığı noktalardan biridir. ‘Ben uyuşturucu kullanmıyorum, çevremdeki hiç kimse de uyuşturucu kullanmıyor; o halde bununla mücadele etmeme gerek yok’ zihniyetiyle çok sık karşılaşıyoruz. Biz de platform özelinde bu zihniyeti sorgulamaya ve deşmeye çalışıyoruz.”
 
‘Soruna kadın bakış açısıyla bakıyoruz’
 
Uyuşturucu ve fuhuşun, özel savaş politikası olarak kadının bedenini ve yaşamını sömürdüğüne dikkat çeken Helin Sayın, “Bağımlılıkla Mücadele Platformu olarak biz de duruma kadın bakış açısıyla yaklaşmaya çalışıyoruz. Çünkü Bağımlılıkla Mücadele Platformu bütüncül bir şekilde yaklaşıyor ve yaşamın her alanında insanlara temas etmeyi amaçlıyor. Uyuşturucu ve fuhuş sorununu da bu bütünlük içinde ele alıyoruz; bu da zaten kadın bakış açısıdır” diye belirtti. 
 
‘Net çözüm getirebilen bir tarz yaratmak istiyoruz’
 
Platform olarak bağımlılıkla mücadelede devamlılığa önem verdiklerini dile getiren Helin Sayın, “Bu zamana kadar uyuşturucuyla mücadele konusunda çok şey konuşuldu, farklı alternatifler geliştirildi. Ancak biz şu noktayı tartışmak istiyoruz: kesin ve net bir çözüm, temeli doldurulabilen, soruna kalıcı cevap olabilen ve sürdürülebilir bir mücadele tarzı yaratmak. Çünkü geçmişte birçok kez tartışıldı, uygulamaya çalışıldı, yer yer çok güzel örnekler de açığa çıktı ama asıl mesele devamlılıktır” sözlerine yer verdi. 
 
‘Bütüncül yaklaşılması gerekiyor’
 
Helin Sayın, uyuşturucuyla mücadele edebilmek için temelde dayanışma içerisinde olmak gerektiğini şu sözlerle paylaştı: “Bu kişiyi sadece bazı şeylerden arındırma ve uzaklaştırma ile bitecek bir şey değildir. Ya da sadece psikolojik bir tedaviye maruz bırakıp, bazı örneklerde gördüğümüz gibi tecrit altına alıp birkaç ay sonra bırakıp takibini yapmadan tedavi olmasını bekleyemeyiz. Bu, sosyo-kültürel, siyasi, sağlık ve psikolojik anlamda yaşamın her alanında takibini yapmamız gereken bir şeydir. Bütüncül yaklaşmamız gereken bir şeydir ve dayanışma içerisinde olmalıyız. Yani biz bağımlı kişiye yaşamdan ve toplumdan kopmuş bir noktada bakmıyoruz. Bu kişiler de toplumun ve yaşamın çok ciddi bir parçasıdır. Hepimiz birbirimizden sorumluyuz ve bu kişilerle bir etkileşim halindeyiz.”
 
‘Uyuşturucu özel savaş politikasıdır’
 
Uyuşturucunun bilinçsizleştirme politikası olarak kullanıldığına işaret eden Helin Sayın, bu nedenle kişilerin uyuşturucu kullanımına ve fuhşa sürüklendiğini sözlerine ekledi. Helin Sayın, “Bu tür şeyler özel savaş politikasıdır, bilinçsizleştirme politikasıdır. Bir uyuşturucunun sonuçlarının ne kadar korkunç olduğunu hepimiz biliyoruz ve bu bilinçdışı bir noktadadır. Özel savaş politikalarıyla kişi bilinçsizleştiriliyor, düşürülüyor. Uyuşturucu satıcılarıyla da mücadele etmek zorundayız. Uyuşturucu satıcılarının toplum içindeki konumu ne, toplum içinde bu insanlar kim, nerede? Bu kişiler teşhir edilmeli, toplumun hangi kademelerinde oldukları bilinmeli. Nereden finans alıyorlar, nereden korunuyorlar? Bunların çok iyi bilinmesi gerekiyor” diye belirtti. 
 
‘Tüm toplum eğitim almalı’
 
Konuya dair toplumun platforma ulaşmasının önemli olduğunu ifade eden Helin Sayın şöyle konuştu: “Bize ulaşılmıyorsa biz onlara ulaşabiliriz. Herhangi bir iletişim kurmak için bize talep oluşturabilirler, yeter ki küçük bir kıvılcım olsun. Bağımlılıkla Mücadele Platformu’nun yol ve yöntemi çok geniş. Hem gençler, hem genç kadınlar hem de toplumun tüm kesimleri olarak iddialıyız. Her şeyden önce bilinç tartışılmalı. Biz hem bağımlı hem bağımlı olmayan gençlerin, çocukların ve toplumun her kesimindeki insanların eğitim alması gerektiğini düşünüyoruz. Bunun için paneller, eğitim günleri ve sunumlar düzenleyeceğiz. Doktorlar, psikiyatrlar, daha önce bu mücadeleyi vermiş ve deneyim kazanmış kişilerle birlikte çalışacağız. Bu sorunların gün yüzüne çıkarıldığı, tartışıldığı zeminler oluşturmak istiyoruz. Gerektiğinde gençlere, çocuklara, ailelere doğrudan temas ederek etkinlikler yapmayı hedefliyoruz. Bu platform toplumdan kopuk olamaz.”
 
Panele çağrı
 
Bağımlılıkla Mücadele Platformu’nun 11 Ekim'de İzmir’de gerçekleştireceği panele katılım çağrısı yapan Helin Sayın şunları söyledi: “Saat 13.00-17.00 arasında İzmir Barosu'nda panelimiz olacak. Buradan da çağrı yapmak istiyoruz: Bağımlılıkla Mücadele Platformu’nun tüm eylem ve etkinliklerinde herkes bizimle olsun istiyoruz. Herkesi orada görmek istiyoruz. Bağımlılıkla mücadele etmek isteyen herkesi ve aileleri platform olarak asla yalnız bırakmayacağız. Bağımlılıkla Mücadele Platformu olduğu sürece ve mücadele eden genç kadınlar olduğu sürece kimse yalnız değildir. Bize ulaşılacak her noktada birlikte mücadele etmeye hazırız.”