Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi: Barışa ses vermeye çağırıyoruz
- 18:26 24 Haziran 2025
- Güncel
İSTANBUL- Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi, İran-İsrail arasındaki savaşa karşı yazılı basın metni yayınlayarak “Türkiye’de kalıcı bir barışı merkezine alan bir barış siyasetini inşa ederken, gözümüzü Suriye’de, Rojava’da, Filistin’de, İran'da özgür ve eşit bir yaşam kurma iradesinden vazgeçmeyen kadınlardan ayırmadığımız bir barış mücadelesine inanıyoruz. Tüm kadınları barışa ses vermeye çağırıyoruz” dedi.
Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi, İran-İsrail arasındaki savaşa karşı “Kadınların Özgürlüğü Emperyalistlerin Elinden Olmayacak. İranlı Kadınların Yanındayız” şiarıyla dijital medya hesabından yazılı açıklama yaptı.
‘Bizim özgürlüğümüz sizin elinizle olmayacak’
Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümü için kadınlar olarak mücadele etmek için kurulan inisiyatifin, bölge ve küresel boyutta gerçekleşen savaşa karşı çıktığı vurgulanan açıklamada, “İsrail'in İran'ı hedef almasıyla birlikte, savaşın boyutları büyüyor. Ayrıca bu, bizim içinde bulunduğumuz barış sürecini de geleceğimizi de doğrudan etkiliyor. Dünya son hız nükleer bir savaşa sürüklenirken, iç kamuoyundaki tüm itirazlara rağmen Amerika da İran'a saldırdı, esas konu Çin'e giden petrol deniyor. Trump bugün bir ateşkesin açıklanacağını söylüyor, ama bunun ne kadar gerçekçi olacağını bilmiyoruz. İnsanların hayatlarıyla adeta oyun oynanıyor. Sıra Türkiye'de deniyor ve aslında Türkiye esasen Gazze için değil, soykırıma karşı değil, Suriye üzerinde kendi emperyalist, Kürt düşmanı ve yayılmacı dış politikası nedeniyle başka bir yayılmacı güç olan İsrail'le karşı karşıya geliyor. İsrail, İran'a saldırırken ‘iç karışıklık çıkarmak için’ halkı ve en önce kadınları molla rejimine karşı ayaklanmaya çağırıyor, savaşını "kadınları özgürleştirme" söylemiyle meşrulaştırmaya kalkıyor. Biz bunu Amerika'nın Irak ve Afganistan işgallerinde çok gördük. O yüzden bugün önce kadınlar bu söyleme karşı çıkıyor, bizim özgürlüğümüz sizin elinizle olmayacak diyor” denildi.
'Bir yanda emperyalist güçler bir yanda barış için veren bizler'
Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
“Netanyahu bir yandan İran'lı kadınların üzerine bomba yağdırırken, Gazze'de on binlerce kadını öldürmüşken, İsrail hapishanelerinde binlerce Filistin'li kadına işkence ederken, savaşını ‘Jin, jîyan, azadi’ yazarak ‘müjdeleyebiliyor’. Aynı anda biraz ötede, Gazze'de, kadınları, çocukları açlığa mahkûm ediyor, Amerika'nın işbirliğiyle kurduğu ‘gıda yardımı’ tuzağında her gün bir torba un için gelenlerin üzerine ateş açıyor, günde 100 Filistinli'yi öldürmeyi normalleştiriyor. Öte yandan İran'da molla rejimi altında, artan yoksulluk ve baskı koşulları altında on yıllardır yılmaksızın mücadele eden halk ve kadınlar var. Yani bir yandan haritaları kaynaklar üzerindeki hakimiyetini kurmak, sınırsız kazanç elde etmek için yeniden şekillendiren emperyalist güçler, bir yandan bunun içinde eşit ve özgür yaşamak için, barış içinde yaşamak için mücadele veren bizler, bizim gibi insanlar. ‘Özgürlük’ ya da ‘terörle mücadele’ adıyla meşrulaştırılan bu yayılmacı savaşlarda toplumsal muhalefetin nasıl bastırıldığını, kadınların, LGBTİ+ların, işçilerin nasıl susturulduğunu bilen bizler, onların bu güçlü sesine ses katmak, savaşa karşı direnişi birlikte büyütmek istiyoruz. Çünkü, ‘barışa ihtiyacım var’ derken içinde bulunduğumuz bu bağlamdan kopuk olamayız, biliyoruz.
Tüm kadınları barışa ses vermeye çağırıyoruz
Türkiye'de ve bölgede başka bir seçeneği mümkün kılmak için barışa ihtiyacımız var. Bu nedenle barış sürecinin tam ortasında TSK'nın Güney Kürdistan’ı bombalamasını, ateşkese rağmen sınır ötesi saldırılarını sürdürmesini, Zap'ta kimyasal silah kullanmasını çok tehlikeli buluyoruz. Orta Doğu'da yaşayan biz kadınların özgürlüğünü, işgale, soykırıma bahane eden emperyalizme de bu emperyalizmi bahane ederek, bir yandan emperyalistlerle iş tutarken, ticaret yaparken bizleri susturmaya, eşitlik mücadelemizi kriminalize etmeye kalkan otoriter rejimlerimize de isyanımız var. Rojavalı kadınların, Suriye'de Alevi kadınların, Ezidilerin, Süryanilerin, Ermenilerin, Filistinli, Gazzeli kadınların, İranlı kadınların, Kürt kadınların, özgürlüğü için mücadele eden tüm kadınların yol arkadaşıyız. Türkiye’de kalıcı bir barışı merkezine alan bir barış siyasetini inşa ederken, gözümüzü Suriye’de, Rojava’da, Filistin’de, İran'da özgür ve eşit bir yaşam kurma iradesinden vazgeçmeyen kadınlardan ayırmadığımız bir barış mücadelesine inanıyoruz. Bu yüzden tüm kadınları barışa ses vermeye, İsrail'in, Amerika'nın, Avrupa'nın hayatlarımız üzerinden kurduğu, özgürlüğümüzü kullanarak meşrulaştırdığı savaşa, soykırıma, yayılmacılığa dur demeye çağırıyoruz.”