
‘Ekolojik bir barış istiyoruz’
- 09:03 18 Haziran 2025
- Ekoloji
AMED – Amed Kent Ekoloji Meclisi’nin kuruluşuna ilişkin bilgi veren meclis üyesi Delal Özbey, bölgedeki ekolojik tahribatın sürdüğünü belirterek, yeni yapı ile bu sürece karşı daha örgütlü bir mücadele hedeflediklerini ifade etti. Delal Özbey, “Biz mücadelemizi büyüterek köy köy, ilçe ilçe halkla birleşerek bir doğa talanına karşı mücadele yürütmeye devam edeceğiz. Evet süreçler olur, bir barış da söz konusu, ancak biz ekolojik bir barış da istiyoruz” dedi.
Türkiye ve Kürdistan coğrafyasında doğaya yönelik müdahalelerin artması, kamuoyunda çevre ve ekoloji konularında endişelere neden oluyor. Özellikle askeri yollar, kalekollar, kum ocakları ve enerji projeleri gibi faaliyetlerin ekosistemde ciddi zararlara yol açtığı belirtiliyor. Bu çerçevede, Amed Ekoloji Meclisi tarafından “Bê jiyana ekolojik aştî pek nayê” (Ekolojik yaşam olmadan barış olmaz) şiarıyla Amed Kent Ekoloji Meclisi’nin kurulduğu duyuruldu.
Yeni oluşum, demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü bir paradigma temelinde, doğaya yönelik tahribatı durdurmayı amaçlıyor. Ekolojistler, köylüler, öğrenciler ve aktivistlerin yer aldığı meclis, çalışmalarını bu doğrultuda sürdürecek.
Kent Ekoloji Meclisi üyesi Delal Özbey, meclisin kuruluş süreci, ilkeleri ve gelecek planlarına ilişkin JINNEWS’e değerlendirmelerde bulundu.
‘Amed Ekoloji Meclisi kuruldu’
Amed’de doğa talanının oldukça yoğun bir şekilde yaşandığına işaret eden Delal Özbey, “Madenin, petrolün, GES’in (Güneş Enerjisi Santrali), HES’in (Hidroelektrik santral) girmediği hiçbir köy kalmadı. Bu meclis de aslında bu eko tahribata karşı yürütülen mücadelelerin ortaklaştırılması için kuruldu. Amed Ekoloji Meclisi 2013 yılında kurulmuştu ancak 2017’den sonra çok aktif bir faaliyet yürütemedi. 5-6 aydır yürütülen bir süreçle yeniden bir Amed Kent Ekoloji Meclisi kuruldu. Meclis ilk toplantısını 15 Haziran’da yaptı ve 120-130 kişinin katılımının olduğu bir toplantıyla meclisi kurdu. Bu meclisin bileşenleri arasında birçok kurum olduğu gibi, madenin, petrolün, GES’in, HES’in talanına açılan birçok köyden de temsilciler katıldı. Meclis toplantısına ve bu meclisin birer bileşeni olarak yer alıyorlar” dedi.
Mecliste özellikle köylüler yer alacak
Kent Ekoloji Meclisi’nde bir koordinasyon ekibi olacağını, bunun içinde bileşenler ve köylülerin de yer alacağını paylaşan Delal Özbey, özellikle köylülerin neden yer alması gerektiğini şu sözlerle anlattı: “Meclisin bir koordinasyonu olacak. Çalışmalar daha çok bu koordinasyon üzerinden yürütülecek. Bu koordinasyonda kadın erkek eşitliğine dikkat edilecek. Yine aynı zamanda bu meclis akademi ve örgütlenme olarak çalışmasını yürütecek. Yani bilgiyi ortaklaştıracağız çünkü her kurumun bir akademik çalışması da oluyor. Ancak burada ortak bir akademi kurmayı hedefliyoruz. Bu şekilde bilgiyi ortaklaştırarak ortak bir inşa sürecine girmek istiyoruz. Köylüler bu mecliste yer almazsa tam olarak bu mücadeleye dokunulmamış olacaktır. Amed’deki köylerde yürütülen eko-tahribatların hepimizin üzerinde bir etkisi var.”
‘Eko-tahribatın birçok sonucu var’
Doğa talanından en çok etkilenenlerin bölgede yaşayan halk olduğunu kaydeden Delal Özbey, “Bundan en çok etkilenen kişi orada yaşayan yerli halk. Maden projelerinin, petrol projelerinin, oraya açılan talan alanlarının tek sonucu eko-tahribat yaratmak değil. Birçok farklı sonucu var. Oradaki halkı mülksüzleştirmesi, gelirlerini ve geçim kaynaklarını ellerinden alması gibi… Bu nedenle aslında biraz daha onların öncülüğünde yürütülecek bir süreç olacak. Onların öncülüğünde ve bizim de onlara sonsuz desteğimizle bu süreç yürüyecek. Bu nedenle köylülerin bu meclisin içinde yer alması oldukça kıymetlidir ve çalışmalara son derece katkısı da olacaktır” ifadelerini kullandı.
‘Bu mücadeleyi büyütmeliyiz’
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısını çok kıymetli bulduklarını dile getiren Delal Özbey şunları söyledi: “Bu çağrıdan sonra aslında bir sürece girilmesi için bir adım atıldı diyebiliriz. Tam olarak bir süreç başladı diyemeyiz belki, ama bunun için çok çok önemli bir adım atıldı bu noktada. Bu çağrıyı bu nedenle çok kıymetli buluyoruz. Ancak şu an hali hazırda güvenlikçi politikalar nedeniyle eko- tahribatlar devam ediyor. Bu da, sürecin başlangıcı için atılan bir adım olduğunu gösteriyor. Tam anlamıyla sürece girilmediğini gösteriyor. Devletin güvenlikçi politikalarıyla rant uğruna toprağımızı, doğamızı işgal etmesi aslında devlet politikasıdır.
Biz mücadelemizi büyüterek köy köy, ilçe ilçe halkla birleşerek bir doğa talanına karşı mücadele yürütmeye devam edeceğiz. Evet süreçler olur, bir barış da söz konusu, ancak biz ekolojik bir barış da istiyoruz. Bu nedenle daha çok çalışmalı ve örgütlenmeliyiz. Bu mücadeleyi daha çok büyütmeliyiz.”
‘Mecliste yer almak isteyen herkesi bekliyoruz’
Demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigmayı esas aldıklarını ifade eden Delal Özbey şöyle konuştu: ”Bizim talep ettiğimiz barış; demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü bir barış. Yine doğa ile olan o tahakküm ilişkisinin kaldırılmadığı bir düzlemde ekolojik bir barış oluşuyor diyemeyiz. Bu nedenle hayatın her alanında olduğu gibi doğadaki tahakkümün de kalkmasıyla bir barışın sağlanacağını düşünüyoruz. Amed Ekoloji Meclisi herkese açık bir meclis. Bu meclisin bünyesinde çalışmak isteyen, faaliyet göstermek isteyen, koordinasyonda yer alan herkesi bu mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz. Bu mücadeleyi esas alıyoruz ve çok kıymetli olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle mecliste yer almak isteyen herkesi bekliyoruz.”