AMED - Amed Tabip Odası, Selahattin Eyyübi Devlet Hastanesi’ndeki “Fiksatör Çetesi” iddialarına ilişkin dijital medya hesaplarında yaptıkları açıklamada, “Yazılı başvuru ile birlikte ilgili incelemeler devam etmektedir. Bu tarihler arasında konu Başhekimlik ve İl Sağlık Müdürlüğü ile de görüşülmüştür. Mevcut halde konuya dair soruşturma titizlikle yürütülmektedir” denildi. 

 

Geçtiğimiz aylarda Amed’in Yenişehir ilçesindeki Selahattin Eyyübi Devlet Hastanesi ortopedi bölümünde görev yapan doktor Yunus Türk, aynı bölümde çalışan doktorlar İbrahim Ulusoy ve Ferit Boğatekin’in medikalcilerle anlaşarak, hastalara gereksiz cerrahi müdahalelerde bulunduğunu ve fiksatör taktığını iddia etti. Yunus Türk, bu doktorların, ameliyatlarda bilinçli olarak anlaştıkları medikalcilerin mağazalarından temin edilen ürünleri kullandığını ve bu yolla hem kendilerinin hem de medikalcilerin kazanç sağladığını öne sürdü. 

 

Olayın duyulmasının ardından hastaneye gelen müfettişin soruşturma başlattığı öğrenildi. Daha önce konuyla ilgili ulaştığımız hastane başhekimliği, müfettişin soruşturma başlattığını bildirmişti. Geçtiğimiz günlerde başhekimle yeniden görüşme talebimize yanıt verilmezken, hastanenin basın birimi, müfettişin soruşturma kapsamında bir hafta hastanede kaldığını ve ardından Ankara'ya gittiğini açıkladı.

 

Amed Tabip Odası, hastanedeki “Fiksatör Çetesi” iddialarına ilişkin dijital medyada bir açıklama paylaştı.

 

Tabip odasının yaptığı açıklama şu şekilde:

 

“Son günlerde ana akım medyaya yansıyan Diyarbakır Selahattin Eyyubi Devlet Hastanesinde Ortopedi Servisinde kırık olmayan kemiklere platin takıldığına dair haberler sıklıkla işlenmektedir. Mevcut iddiaya dair durum 17.09.2024 tarihinde sözel olarak iletilmiş sürecin doğru yürütülmesi adına yazılı başvuru talep edilmiş 26.11.2024 tarihinde ise yazılı başvuru üzerine ön incelemeci atanarak soruşturma açılmıştır. Yazılı başvuru ile birlikte ilgili incelemeler devam etmektedir. Bu tarihler arasında konu Başhekimlik ve İl Sağlık Müdürlüğü ile de görüşülmüştür. Mevcut halde konuya dair soruşturma titizlikle yürütülmektedir. Diyarbakır Tabip Odası olarak böylesi bir süreci hem toplumun sağlık hakkını hem de mesleğini etik değerlerle, fedakarca yürüten meslektaşlarımızın mesleki saygınlığını gözeterek hassas bir şekilde yürüttük, yürütmeye devam ediyoruz.

 

 Sağlığın piyasallaştırılması

 

Sağlığın piyasalaştırılması ve ticarileştirilmesinin vahim sonuçlarından birini ne yazık ki yakın zamanda yenidoğan ölümleri ile hep birlikte yaşamışken, toplumun bugünkü hassasiyeti anlaşılmaktadır. Ancak ana akım medya ve kimi çevrelerce bütün meslektaşlarımızın hedef edilmesi, hekimlik mesleğinin itibarsızlaştırılması kabul edilebilecek bir husus değildir. Sağlığı ticarileştirip, piyasanın insafsızlığına terk eden mevcut sağlık politikaları birçok felaket potansiyelini kendinde barındırmaktadır. Performans, ciro, hak ediş derken sağlığı katsayılara ve ekonomik göstergelere indirgeyen bu neoliberal politikalar kendi başına zaten etik dışıdır.

 

Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da yurttaşların kamucu, nitelikli, eşit erişilebilir, ücretsiz ve anadilinde sağlık hakkını savunmaya devam edeceğimizi, kışkırtılmış sağlık anlayışına karşı ‘Önce zarar verme’ düsturunu benimseyeceğimizi ve aynı zamanda etik değerlerle, özverili bir şekilde mevcut sağlık politikalarının olumsuzluklarına rağmen sağlık hizmeti sunan meslektaşlarımızın yanında olacağımızı bir kez daha kamuoyuna saygıyla duyururuz.”